29 Ekim 2020 18:23
Aşının bulunması kadar, aşıya erişme konusunda ilkbahardan bu yana ülkeler arasında kıyasıya bir rekabet var. Avrupa ülkeleri, Amerika, Çin, Japonya, Birleşik Arap Emirliği ve hatta Brezilya’nın toplam 2 Milyar doza yakın aşı ısmarladığı tahmin ediliyor. Amerikalılar mesela, Pfizer ve BioNTech’in bulduğu aşıya izin çıkarsa, bu yıl sonuna kadar 30 Milyon vatandaşına aşı yapacağını hesap ediyor.
Almanya’da yapılan bir hesaplamaya göre, günde 60 bin kişiye aşı yapmak mümkün olacak. Bir kitle bağışıklığına ulaşılabilmesi için Almanya’da 60 Milyon kişiye aşı vurulması gerekiyor ki, bu da 4 yıllık bir çalışmayı içeriyor. Bazı uzmanlar, aşının ancak %50 etkili olduğundan yola çıkarak, iki kez aşı yapmayı öneriyorlar. Bu durumda kitle bağışıklığı için çok daha uzun bir süreye ihtiyaç duyulabilir. O da yeterli aşı üretilebilirse. Almanya şimdiden aşı merkezleri planları yapmaya başladı bile. Birleşik Arap Emirliği 340 Milyon doz aşı ısmarlayarak nüfus başına en fazla aşı ısmarlayan ülkeler listesinin başına yerleşti. Birleşik Arap Emirliği’nde vatandaş başına ortalama 5 doz aşı düşüyor.
İngiltere hükümeti, başarılı olsun olmasın, altı olası Koronavirüs aşısı adayı ile açıklanmayan ücretler karşılığında anlaşma yaptı. Sadece varlıklı sanayii ülkeleri değil, Brezilya, Endonezya gibi görece yoksul ülkeler de aşı ısmarladılar. Ancak dünya üzerindeki bütün ülkeler aynı şansa sahip değil. Başta Dünya Sağlık Örgütü ve Sınır Tanımayan Doktorlar olmak üzere pek çok sivil toplum örgütü, “aşı milliyetçiliği” konusunda uyarılarda bulunuyor. Çünkü bu anlaşmalar, daha yoksul ve zayıf ülkelere ayrılması gereken küresel stokların azalması ve bu ülkelerin varlıklı olanlara bağımlı olması anlamına geliyor. Dolayısı ile etik değil.
Hatırlanacak olursa Nisan ayında bazı hükümetler, sağlık örgütleri, ilaç firmaları, bilim insanları ve büyük bağışçılar bir araya gelerek, kısa adı ACT olan ve az gelişmiş ülkeleri salgınla mücadelede desteklemeyi amaçlayan bir birlik oluşturdular. Aşıdan sorumlu grubun adı ise Covax. Covax, Dünya Sağlık Örgütü, Küresel Aşı ve Salgına Hazırlık ve Yenilikler Koalisyonu tarafından yönetiliyor. 80’den fazla varlıklı ülke yapılan bu küresel aşı planına katıldı. Kaynakları Covax'ta toplayarak katılımcılar, 2 Milyar dozluk aşı satın alıp Afrika, Asya ve Latin Amerika'da düşük gelirli 92 ülkeye dağıtmayı, ayrıca bu ülkelerde aşı üretimi ve dağıtımı için alt yapı oluşturmayı hedefliyorlar. Pnömokok ve Ebola salgını sırasında da bu yöntem uygulanmış, başarılı olunmuş ve salgın az gelişmiş ülke sınırlarını aşmamıştı. Ancak Korona salgını hem yaygınlığı hem de var olan rekabet açısından çok büyük fark gösteriyor.
Peki aşı önce hangi vatandaşlara verilecek? Bu sorunun yanıtında da aşının ülkelere dağıtımı gibi etik önemli bir ölçü. Bu yüzden ülkelerde kurulan etik komisyonları ve Dünya Sağlık Örgütü bu konuda kafa yoruyor. Hatta Dünya Sağlık Örgütü Eylül başında bir plan bile yaptı. Amerikan Ulusal Bilim, Mühendislik ve Tıp Akademileri Birliği’nin yaptığı plan ise daha ayrıntılı ve hatta daha adil. Buna göre aşı beş basamakta beş ayrı gruba uygulanacak.
1- Sağlık çalışanları ve ilk yardım görevlileri ( Nüfüsun ortalama %5’i)
2- Covid 19’un ölüm tehlikesi yaratacağı hastalıkları olanlar, risk grubundakiler, kapalı alanlarda bir arada yaşamak zorunda olan yaşlılar. (%10)
3- Korona'ya maruz kalma riski çok olan birinci basamak sağlık çalışanları, öğretmenler, okul personeli, evsizler, tutuklular, orta derecede risk grubunda olanlar. (%30-35)
4- Salgına yakalanma riski yüksek olan temel hizmet alanında çalışan genç yetişkinler, çocuklar ve çalışanlar. ( %40-45)
5- Diğerleri (%5-15)
Başka salgınlarda çocuklar ve hamilelere öncelik tanınıyordu, ancak Korona aşısının güvenirliliği konusunda hala sorunlar olduğu ve çocuklara daha az bulaşıp, hastalığı hafif atlattıkları için öncelik tanınmıyor.
Dünya Sağlık Örgütü buna ek olarak, yöneticileri ve siyasetçileri de ekliyor ama, bu önerisi, kendini önemli hissedenlerin sayısı çok olacağından pek kabul görmüyor.
© Tüm hakları saklıdır.