07 Aralık 2020 11:33
İngiltere, BioNTech ve Pfizer’in aşısına kullanım izni verdikten sonra Rusya da bulduğu Sputnik V aşısını uygulamaya başladı. İngiltere, Salı gününden itibaren sağlık personeli ile yaşlı bakım yurtlarında kalanlar ve çalışanları aşılamaya başlayacağını duyurdu. Avrupa basınına şöyle bir göz atarsanız, AB'den ayrılan İngiltere’ye yönelik, aşıyı ilk kullanan ülke olduğu için hafif bir kıskançlık sezebilirsiniz. Aşı hem politize ediliyor hem de kıyasıya bir rekabete malzeme yapılıyor. Bu da, normalde onlarca yıl harcanarak bulunması gereken Korona aşısına duyulan güveni giderek azaltıyor. Bu nedenle şu an hakkında en fazla konuşulan ve son aşamada olan aşıların kısa bir özetini çıkaralım istedik.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 200 adet resmi aşı çalışması var. Bunlardan ellisi klinik, dokuzu da son fazdaki çalışmalarına devam ediyor. Üç aşı araştırmasının ara bilançoları açıklandı. Hakkında en çok konuşulan BioNTech ; aşıyı bulan ekibin başında Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli iki bilim insanı, Özlem Türeci ve eşi Uğur Şahin var. Şirket, bugüne kadar hiç izin verilmeyen bir yöntem kullandı. Mesajcı RNA adı verilen yöntemde aşı ile vücuda, hücrelerin virüs proteini üretmesini sağlayacak sentetik bir gen bilgisi veriliyor. Mesajcı dediğimiz de işte bu. Böylece bağışıklık sistemi Koronavirüs ile mücadele edecek antikor üretiyor. Hızla ve büyük miktarlarda üretilebilecek bu tür aşının en zayıf noktası -70 derecede depolanabilir olması. -70 derecede bir ay, buzdolabı sıcaklığındaysa ancak beş gün kalabiliyor. İki doz vurulması gereken ve %95 oranında koruma sağlayan BioNTech aşısı, kesin olmamakla birlikte 1 yıl boyunca etkisini sürdürüyor. Üretici şirketler ve hükümetler farklı fiyatlar dillendirdiler ancak hala kaça satılacağı kesin olarak bilinmiyor. Avrupa’daki satış fiyatının doz başına 15, 50 Euro olacağı sadece bir söylentiden ibaret. Şirket kullanım izni için hem AB hem de Amerika’ya baş vurdu. Amerika 10, AB ise 29 Aralık'a kadar karar verecek. BioNTech ve Pfizer bu yıl 50 milyon, önümüzdeki yıl ise 1,3 milyar doz aşı üretmeyi planlıyor. Bir kısmı üretildi depolarda bekletiliyor, onları belli ki, önce İngiltere kullanacak.
Moderna, mart ayında ilk klinik araştırmaya başlayan ve BioNTech’ten sonra ilk ara bilançosunu açıklayan Amerikan şirketi. Moderna da RNA teknolojisini kullanarak buldu Korona aşısını. BioNTech’ten farklı olarak depolaması daha kolay. Çünkü aşı, -20 derecede 6 ay, 2-8 derece arasında da bir ay kalabiliyor. Etkinlik oranı ise %94,5. İki doz vurulması gereken Moderna aşısının da BioNTech gibi önemli bir yan etkisi görülmedi. Hafif baş ağrısı yorgunluk ve cilt kızarıklığı ender rastlanan yan etkiler. 25 ila 37 dolar arasında fiyat biçilen aşı en pahalı olanı. Moderna koşullu satış izni için hem AB hem de Amerika’ya baş vurdu. Avrupa İlaç Ajansı'nın 12 Ocak tarihine kadar karar vermesi bekleniyor. Yaklaşık 10 milyon kişi için aşı üretmeyi planlayan Moderna da üretimine başladı.
Kasım ayında olumlu sonuç aldığını belirten firmalardan biri de AstraZeneca, İngiliz- İsveç ortaklı firma Oxford Üniversitesi ile birlikte çalışıyor. AstraZeneca’nın BionNTech ve Moderna’dan farkı, geleneksel ve yaygın bir yöntem kullanmış olması. Vektör adı verilen bir yöntemle üretilen aşının özü şempanzelerden alınıp zayıflatılmış Adenovirüs. Koronavirüs'ün kalıtsal materyali insan vücuduna zerk ediliyor ve bağışıklık sistemi bu yolla güçlendiriliyor. RNA bazlı aşılardan farklı olarak bu aşılar 2 - 8 derece arasında altı ay boyunca depolanabildiği için kolay transfer ediliyor. Etkisi ise dozajına bağlı. Son bulgulara göre, yarım doz alıp, en az bir ay sonra tam doza çıkarırsanız Koronavirüs'ten %90 korunabiliyorsunuz. Şaşırtıcı olan, iki kez tam doz alırsanız aşının koruma oranı %62’ye düşüyor. Şirket gelen eleştiriler üzerine, az dozdaki aşının daha fazla koruma sağladığını ispatlamak amacıyla dünya çapında yeni bir deney yapmayı planladığı için izin süresinin uzaması bekleniyor. Bu aşının 1 yıl koruma sağladığı ifade ediliyor. AstraZeneca aşıyı 1 dolara mal etmeyi ve Avrupa’da 2,50 Euro'ya satmayı planlıyor. Aşıdan kazanç sağlamayı hedeflemediğini belirten şirket, bir süre sonra, yoksul ülkelere aşı ulaştırmak için varlıklı ülkelerden kesenin ağzını açmasını isteyecek. Şirket yıl sonuna kadar klinik test sonuçlarını açıklayacağını da ilan etti. İngiltere aşıya satış izni vermek için çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, lisans için AB ve Amerika ile de görüşme içinde. 100 milyon kişiye yetecek kadar aşı üretilmiş durumda ve etkin maddenin enjekte edilmesini bekliyor. Araştırmacılar hala temkinliler, zira, semptom göstermeyen hastalara ve çocuklara etkisi ile etki süresi konusunda daha cevaplanması gereken pek çok soru var.
Hakkında en çok konuşulan ve en fazla eleştirilen aşı Rusya’nın ürettiği ve şimdilik Moskova’da kullanılan, önümüzdeki günlerde bütün ülkeye yayılacak olan Sputnik V aşısı. AstraZeneca gibi vektör aşısı olan Sputnik V de üçüncü fazda deneniyor. Onayı için Dünya Sağlık Örgütü’ne başvurulan aşının koruma oranının %92 olduğu ve iki doz verilmesi gerektiği açıklandı. Ülkede ücretsiz vurulan aşının fiyatı ise uluslararası pazarda 20 dolardan az olacak. Eleştiriler aşıyı bulan Gameleya Enstitüsü’nün şeffaf olmadığı, insanlarda iki aydan az test edildiği, ocak ayında sonuçlanacak üçüncü fazı atlayarak uygulamaya başlandığına yönelik. Hatta Avrupa basını Rusya’nın kitlesel aşılama girişimini “Rus Ruleti” olarak değerlendiriyor. Devlet Başkanı Putin’in prestij projesi olduğu iddia edilen aşının adını Rusya’nın 1957 yılında Amerika’dan önce dünya yörüngesine koyduğu ilk uydudan almasının tesadüf olmadığını düşünenlerin sayısı az değil. Rusya’ya yapılan, aşıyı politikaya alet etme eleştirisi haksız olmasa bile bu eleştiriyi yapanların da Rusya’dan geri kalmadığını söylemek mümkün.
Çoktan üretilen hatta acil durumlar için çoktan kullanılmaya başlanan bir diğer aşı da Çin’in bulduğu Sinopharm ve Sinovac aşıları. Sinopharm şu anda klasik yöntem ile ürettiği iki aşı üzerinde çalışıyor ve yıl sonuna kadar satış izni almayı planlıyor. İkisi de üçüncü fazda. Türkiye’nin kullanacağı Sinovac aşısının klinik sonuçları ve ne kadar etkili olduğu henüz kamuoyuna duyurulmadı. Şu ana kadar 1 milyon kişi üzerinde denendiği ve önemli bir yan etkisine rastlanmadığı biliniyor. Çin aşıları da şeffaf olmamakla ve politize edilmekle eleştiriliyor. Çin’in bir aşı diplomasisi yürüttüğü iddia ediliyor. Sinopharm aşısını mesela önce Bahreyn, sonra Suudi Arabistan kralı denedi. Korona salgınını kendi ülkesinde kontrol altına alan Çin, daha çok yurt dışı için aşı üretmeyi planlıyor, bu yüzden de klinik deney sonuçlarını paylaşmaya hazırlanıyor. Türkiye de denemelerine katıldığı bu aşıdan 50 milyon doz ısmarladı. Alman BioNTech’in aşısı da Türkiye'de denendi. Bu yüzden sağlık bakanlığı Almanya hatta Rusya ile pazarlık aşamasında. Hep Avrupa ve Amerika’daki karar verici organlardan söz ettik. Söz konusu aşılar Türkiye’de de uygulanmadan önce benzer bir merkez tarafından ayrıca test edilecek. Bu yüzden söz konusu merkezin bağımsızlığı çok önemli.
Özetle: Hakkında en çok konuşulan iki tip aşı var, canlı ve inaktif yani ölü aşılar. Çin aşısı gibi, canlı aşılar yaygın kullanılan aşılar. BioNTech’in aşısı ise ölü ve ilk kez tescil edilecek bir yöntemle üretildi. Tek handikabı en az iki doz yapılması ve saklanması. Aşının güvenirliliği aslında hangi ülkeden geldiğine bağlı değil. Çünkü şu aşamada Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere bütün tescil kararı veren kurumlar, ara raporlara ve salgının şiddetine göre karar verecekler. Çünkü salgının yayılma tehlikesi, aşının yan etkisinden çok daha elzem. Gündemdeki bütün aşıların %90’ın üzerinde etkili olduğu söyleniyor. Dünya Sağlık Örgütü, daha önce tescil için %50’lik bir garantinin yeteceğini açıklamıştı. Dolayısıyla hiçbir aşının uzun vadede nasıl bir yan etki vereceği bilinmiyor. Çünkü dünyada hiçbir aşı bu kadar kısa sürede üretilmemişti. Şu da mümkün, en etkili ve en doğru aşı bugün hakkında konuştuklarımız olmayabilir. Şu da doğru; bütün ilaç firmalarının nihai amacı para kazanmak. Bu yüzden ülkeler aşı konusunda çetin bir rekabet içerisinde ve hepsi aşıyı politik amaçları için kullanıyor. Bu nedenle vatandaşlar arasında aşı olmak isteyenlerin oranı %50’yi bulmuyor. Tutulacak en iyi yol, bireysel ve çok iyi düşünerek karar vermektir.
© Tüm hakları saklıdır.