Haberler

Hasta tutuklu Özkan için AYM ve AİHM'e başvuru yapılacak: "Hukuk çifte standart bir şekilde uygulanıyor"

Özkan'ın, guatr, bağırsak, kalp, yüksek tansiyon, kabızlık ve Alzheimer gibi rahatsızlıklarının yanı sıra beyninde baloncuk, gözlerinde katarakt ve kemik erimesi rahatsızlıkları bulunuyor

22 Ekim 2021 09:27

Ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan için AYM ve AİHM'e başvuracağını belirten avukat Serdar Çelebi, Özkan'ın ölüme terk edildiğini belirterek müvekkilinin geç olmadan tahliye edilmesini istedi.  

Ağır hasta tutuklu 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan, 22 Ekim 1993’de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde İl Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’a yönelik gerçekleşen suikastta yer aldığı suçlamasıyla 26 yıldır tutuklu bulunuyor. Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Özkan'ın, guatr, bağırsak, kalp, yüksek tansiyon, kabızlık ve Alzheimer gibi rahatsızlıklarının yanı sıra beyninde baloncuk, gözlerinde katarakt ve kemik erimesi rahatsızlıkları bulunuyor. Cezaevinde kaldığı süre zarfında 5 kez kalp krizi geçiren, 4 kez anjiyo olan Özkan’ın kalbine de stent takıldı. Boğazında kötü huylu guatr bulunmasına rağmen ilerlemiş yaşı dolayısıyla risk bulunduğu için ameliyat olamayan Özkan’ın tahliyesine ilişkin yapılan tüm başvurular olumsuz sonuçlandı. İhtiyaçlarını karşılayamayacak haldeki Özkan’a cezaevinde aynı koğuşu paylaştığı oğlu Ahmet Özkan bakıyor.

Hakkında verilen yeniden yargılama kapsamında 16 Eylül’de Adana 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada  Özkan’ın, sağlık sorunlarının yanı sıra mahkeme başkanının söylediklerini  duyamayacak durumda olmasına rağmen tutukluluğunun devamına karar verildi. 

Mezopotamya Haber Ajansı'na konuşan Özkan’ın avukatı Serdar Çelebi, müvekkilinin tahliye edilmesi için Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracağını belirterek, bu başvuruların uzun sürmesi nedeniyle kaygılı olduğunu dile getirdi.  

Özkan ile aynı durumda olan çok sayıda adli tutuklunun serbest bırakıldığına dikkat çeken Çelebi, “Aynı şey ağır hasta Özkan gibi siyasi tutuklulara uygulanmıyor. Bu da hukukun çifte standart bir şekilde uygulandığını gösteriyor. Bu uygulama hukuk ile bağdaşmıyor” şeklinde konuştu.

"Müvekkilim ile bağırarak konuşmak zorunda kalıyordum çünkü kulakları duymuyor"

Yürümekte bile zorlanan Özkan’ın hastaneye götürülürken “kaçma şüphesi” ile ellerinin kelepçelenmesine değinen Çelebi, “Jandarma kendi mahiyetindeki bir kişiyi, kaçmaması için gerekli tedbirlerini elbette alır. Ancak, Özkan gibi yürümekte zorlanan bir kişinin kaçmaması  için kelepçe takarak hastaneye götürülmesini kimse anlamaz. Burada ‘kaçma şüphesi’ inandırıcı değil. Bu yapılanlar aslında Özkan’ın infazının durdurulmayacağına dair verilen mesajdır” dedi. 
 
Müvekkilinin durumunun gün geçtikçe kötüleştiğinin altını çizen Çelebi, “Pandemi öncesi görüştüğümüzde müvekkilim ile bağırarak konuşmak zorunda kalıyordum. Çünkü kulakları duymuyor. O da sadece hal hatır sorabiliyordum. Pandemi yasakları başladığında ise hiçbir şekilde iletişim sağlayamıyorum. Çünkü müvekkilim ile cam arkasından konuşmak zorunda kalıyorum. Müvekkilim duymadığı için pandemiden bu yana hiçbir iletişim sağlayamadım” diye ifade etti.