21 Mart 2023 11:26
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin 13 sanıklı davanın 14’üncü duruşması başladı. Aileler, dava öncesinde Çorlu Santral’dan başlayarak “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganlarıyla duruşmanın yapılacağı salona kadar yürüdü.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılamanın 14’üncü duruşması, bugün Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Duruşma öncesinde aileler, Çorlu Santral önünde bir araya gelerek duruşmanın yapılacağı Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kadar yürüyüş yaptı.
Aileler, yürüyüş sırasında, kazada yaşamını yitirenlerin resimlerinin yer aldığı “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla “Hak, hukuk, adalet; kaza değil, cinayet”, “Çorlu’nun hesabı sorulacak” ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganları attı. Duruşmanın yapılacağı yere ulaşan aileler, katliamda yaşamını yitirenlerin isimlerini okuyarak hep bir ağızdan “Burada” ve “Adalet istiyoruz” dedi.
Kazada torunu Oğuz Arda Sel’i ve oğlu Hakan Sel’i kaybeden Necmettin Sel, duruşmanın yapılacağı merkezin önüne gelindiğinde; 5 yıldır adaleti bulamadıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Biz acıyı çekiyoruz, onlar çocuklarına sarılıyor. Biz mezarlarına sarılıyoruz. 5 sene oldu. Maalesef bunlarda vicdan yok. Vicdan olsaydı Yunanistan’ı örnek alıp Ulaştırma Bakanı istifa ederdi. Sayın Tarım Bakanı, ‘15 kişi öldü, suya doyduk’ dedi. Var mı böyle bir şey kardeşim ya? İnsanımız öldü, seviniyoruz, yağmur yağdı diye. Var mı böyle bir olay? İnsaf yahu. Yani onların çocuklarına bir şey olsaydı mutlaka adalet bir seneyi geçmezdi ama vatandaşın oldu, zararı yok onlar için. (MHP Grup Başkanvekili) Erkan Akçay’a bunu ifade ettim. ‘Benim çocuklarımın üstünden örnek gösterme’ diyor. Var mı böyle bir şey kardeşim? Ben yaşadım o acıyı.”
Kazada kardeşlerini, yeğenini ve kızını kaybeden Zeliha Bilgin de 5 yıldır sürdürdükleri mücadelede yanlarında olan herkese teşekkür ederek başladığı konuşmasında şunları dile getirdi:
"Söylemek istediğim o kadar çok şey var ama söylenecek hiçbir şey yok. Ülkece felaketlerden geçiyoruz. Yakın zamanda yaşanan deprem felaketinde binlerce insanımızı ihmal sonucu yine kurban verdik. Afetler felakete dönüştürülüyorsa bu ülkede demek ki bir eksiklik var. Komşu ülkemiz Yunanistan’da bir tren faciası yaşandı. 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir faciaydı. Ulaştırma Bakanı ertesi gün istifa etti. ‘Ben bu sistemi yürütemiyorum’ dedi. Orası Yunanistan’dı. Bizim ülkemizde 5 yıl önce ihmaller yüzünden 25 canımızı kurban verdik. 5 yıldır kim, ne yaptı? Adalet mi, kurum mu, Devlet Demiryolları mı, siyaset mi, ne yaptı? Hiçbir şey. Biz Ulaştırma Bakanı’nın istifa etmesini beklemedik. Otursun koltuklarında, çok rahatlar. Dönemin genel müdürü İsa Apaydın 5 yıldır ihale rekortmeni oldu. Bunu biliyor musun Türkiye? Burası Türkiye, söylenecek çok şey var ama söyleyecek hiçbir şey yok.”
Zeliha Bilgin, duruşmanın yapılacağı konferans salonuna girdiğinde, sanıklara “Yüzlerinizi görmeye tahammül edemiyorum. Beyler, paşalar gibi yaşıyorsunuz. Benim yakınlarım toprak altında. Katiller. Korunun bakalım, daha ne kadar korunacaksınız” diye tepki gösterdi.
Duruşma, sanık ve katılan yoklamasıyla başladı. Duruşmaya şikâyetçi taraf ile sanıklar ve avukatları katıldı. (ANKA)
© Tüm hakları saklıdır.