Muammer Brav'la 'Ekşın'

Cem Yılmaz T24'te: Türkiye’de kutuplaşma olduğunu düşünmüyorum

Yılmaz, Karakomik Filmler-2'yi Muammer Brav'a anlattı

17 Ocak 2020 04:33

Yeni filmi ‘Karakomik Filmler:2Deli ve Emanet’i yazan, yöneten ve oynayan Cem Yılmaz, Muammer Brav’ın T24’te hazırlayıp sunduğu Ekşın programına konuk oldu.  Filmlerine ilişkin kamera arkası bilgiler veren Yılmaz, hep aynı oyuncularla çalıştığı yönündeki eleştirilere “Dürüst kast yaptığımı düşünüyorum” sözleriyle yanıt verdi.

Bugün vizyona giren yeni filmi ‘Karakomik Filmler 2: Deli ve Emanet’i anlatan Yılmaz, “Bunlar benim çalışma dosyamda uzun metraja evrilmesini istediğim; 15-16 senedir bir kenarda demlendirdiğim şeylerdi. Özellikle dijital platformda kısa süreye evrilen öyküler imkân verdi, ‘Bunları uzun metraja evriltmek zorunda değilim, bu bir izleme alışkanlığına dönüşüyor. Şemsiye bir duygu/tema var, benim de bir şemsiyem var, bunlar da komedi öyküler değil, karakomik öyküler. Sinemaya olan aşkımızdan dolayı perdede bunu göğüsleyebiliriz’ diye düşündüm. Seyirci bu formatta izlemek ister mi gibi eleştiriler geldi. Giriştik ondan sonra biz de. 4 tane art arda çektik” dedi.

“Sinemasever gülmeceyle salonu doldurmamalı”

Karakomik Filmler 2’nin Deli bölümüne ilişkin konuşan Yılmaz, “Sinemaseverden beklentim sadece gülmeceyle salonu doldurmaması. Ben gülmeceden de kaçmıyorum. Misal Deli filmi çok ferah başlıyor. Ummadık bir yerde enteresan ‘ben ne izliyorum’ acaba duygusu geliyor. Sonra iyice karışıyor işler. Ben böyle düşündüm, amaçladım” diye konuştu.

“Dürüst kast yaptığımı düşünüyorum”

Muammer Brav’ın “Hep aynı oyuncularla çalışıyorsunuz eleştirileriyle ilgili ne söylersiniz” sözleri üzerine Yılmaz, “Ben bu konuda dürüst kast yaptığımı düşünüyorum. Yazarken ‘makine dairesindeki Salih usta’ diye bir şey yapıyorum, Zafer Abi’ye yakıştırıyorum bunu ya da Özkan abi olur mu diye düşünüyorum. Çünkü tanıdığım bildiğim aktörler bunlar. Aramızda bu konuyu çok tartışıyoruz. Özkan abinin cuma günü çıkacak filmde oynadığı karakter için aklıma başka kimse gelmez, sadece benim değil kimsenin gelmez” ifadelerini kullandı.

Özkan Uğur’un Karakomik Filmler’deki performasının beğenilmesine ilişkin de konuşan Yılmaz, “İnsan onu bilince karakteri ona yazmak istiyor. Garavel Usta, hologram olarak filme giriyor. Sonra beraber AROG’u yaptık. Pek Yakında’yı çekecekken Özkan abiye bir tasavvur yaptım. Özkan Abi ‘Normal adamı mı oynuyorum?’ dedi. ‘Bir kere de normal adam oynayayım ya’ dedi çok mutlu oldu” diye konuştu.

“Delilik uzak olduğumuz bir şey değil”

Yeni filmindeki Deli bölümüyle ilgili anneannesinin öyküsünü paylaşan Yılmaz, “Gençliğimde bir akıl hastanesinde bulundum. Rahmetli anneannem ‘Ruh ve sinir hastalıkları hastanesi’ diyelim kibar olsun, yatmak zorunda kalmıştı. Bu bizim mekânımızdı. O orada çok mücadeleler verirken, biz de oralara gidip gelmek zorunda kalmıştık. Bizim filmde söylediğimiz şeyler çokça duyduğum, mesela mısır sahnesi vardı ya, herkes popcorn olduğunu düşünür, deliler bahçede mısır yerlerdi, Ozan’a söyledim ‘Evet ya mısır yeme diye bir şey vardı’ dedi. Yani uzak olduğumuz bir şey değil” dedi.

 “Deliliğin de bir itibarı vardır gibi düşündüm”

Deli numarası yapmak denilen şeye bir takıntım var” diyen Yılmaz, “Her şeyin itibarı olduğu gibi deliliğin de kendi kömüründe bir itibarı vardır gibi düşündüm. Her şey layığıyla ele alındığı zaman mutlaka bir kuralı kaidesi vardır diye düşünüyorum. O yüzden hastanedeki deliler, “Her şeyin bir itibarı var” diyorlar. Bir şeyin iyi olduğunun numarasını yapmak, kuralları yıkıyormuş gibi görünmek kökte bana bu lafları söyleten şey” açıklamasında bulundu.

“Birazcık da üzülelim!” 

Konu aşk olunca deli dediğimiz şeyle tıbbın deli dediği şey farklı. Ama acaba öyle mi?” diyen Cem Yılmaz, Deli bölümünün üzücü bittiği yorumları için gülerek “Birazcık da üzülelim” dedi.

“Televizyonun öyle durduk yere bir zararı yok”

Brav’ın Karakomik Filmler:2’nin ikinci bölümü Emanet’te televizyon eleştirisi yapıldığını hatırlatması üzerine Yılmaz, “Televizyonun öyle durduk yere bir zararı yok, içeriğin de bir zararı yok, garibanın garibana yaptığı zulümle tehlikeli hale geliyor. Bir kurban bir çıkış yolu buluyor, öbür kurban da onunla bir çıkış yeri arıyor. İki eksi ortaya izlenir bir şey çıkarıyor gibi oluyor, ‘aa ne güzel doğal doğal insanlar’ gibi. Delileri değişik kombinasyonlarla gösterip insanları hallerine şükrettirdiler falan. Onu da atlattık, başka bir faza geçtik. Sonra da kurguda sivri kahramanlardan vazgeçildi, kurguya döndü. ‘Ben televizyon izlemiyorum’ falan demeye başladık. Hâlbuki televizyonun hiçbir günahı yoktu. İçine ne konarsa gösteren şey. Buna bir ayar gerektiğini düşünüyorum, dürüst olmak lazım” dedi.

“Filmlerimin gereksiz uzun olduğunu kabul ettim”

Komedi bekleyen seyircilere “Bu benim dünyam. Biz kaçamağı nasıl yapalım diye düşünüyoruz. İngiliz komedisi şeklinde daha kara da yapabilirdim. Elim gitmedi” dedi. Filmlerinin uzunluğuna gelen eleştirilerle ilgili konuşan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:  “Amatör bir coşkudan. Yavaş yavaş öğrendim. Hele 60 dakikada öyküyü basmak farklı bir hüner gerektiriyordu.  Öykü daha kısa bir şey istiyor. Geçirdiğim 10 seneye yakın vakti öğrenme süreci gibi geçirdim. Benim filmlerimin gerçekten gereksiz uzun olduğunu kabul ettim.”

 “Arif Işık’ı farklı tasarlamıştım”   

GORA filminin ilk taslağında Arif Işık karakterini farklı tasarladığını söyleyen Yılmaz “Ultra gerçekçi bir Halıcı Arif tasarlamıştım. ‘Sen seçilmiş bir adamsın Arif, dünyayla ilgili bir planımız var, planları sana vereceğiz, sen dünyayı ele geçireceksin’ diyecekti uzaylılar. Arif de ‘İyi de benim kazancım ne olacak’ diyecekti. Ultra gerçekçi yapmaya meyletmiştim. Bu filmde de tam tersi oldu” ifadelerini kullandı.

 “2020’nin afişi çok iyi, inşallah içeriği de çok iyi olur”

T24 editörlerinin de sorularını yanıtlayan Cem Yılmaz, “2019 bizi utandırdı mı?” sorusuna şöyle yanıt verdi:  “İyi başlamadı diye hatırlıyorum. Yeni yıl beklentisiyle ilgili en eski hatırladığım yılbaşı 77’den 78’e geçilen yıldı, şarkısını bile hatırlıyorum. ‘Yıllarımız aydınlanıyor 78’. Gel de şimdi buna inan. Ne kadar iyi niyetliyiz, o kadar çok bekliyoruz ki. Bu sayılardan rakamlardan bir şeyler beklemek beni üzmeye başladı artık. Dikkat edersen artık kısa kısa yazmaya başladım, ne kadar ilişkim koptuysa. O kadar umutlu bir gece oluyor ki yılbaşı. Konu temiz sayfa açmak. Takvim yenileniyor, ajanda yenileniyor. 2019 benim için çok kötü geçmedi ama efkârlı anlar oldu tabi. İyiye giden de bir sürü şey varken, kötüye giden, kötünün daha çok biriktiği bir yıl oldu. 2020’nin afişi çok iyi, inşallah içeriği de çok iyi olur.”

 “Kutuplaşmadan ısrarla bahsetmek, uyuyan devi uyandırıyor”  

“Bu kadar sevilip bu kadar da eleştirilmeniz nasıl oluyor?” sorusu üzerine "Valla zor oluyor” yanıtı veren Cem Yılmaz, “Ben etrafıma mutluluk vermek isterim. Tartışmamız gereken bir şey varsa tartışmak da isterim. Ama sosyal medyadaki üsluptan herkes rahatsız. Orada yaratılan sanal düşmandan, gerçeklerin bükülmesinden herkes şikâyetçi… Kutuplaşmadan bahsede bahsede kabul edilebilir hale getiriyoruz. Bunu ısrarla söylemek de uyuyan devi uyandırmaya dönüştü. İnsanlar her yerde bir arada, ben bir kutuplaşma olduğunu düşünmüyorum” dedi.