Haberler

Akşener'den "Köy boşaltanlar suçlarını itiraf ediyor" diyen DEM Parti'ye: Kürtleri maraba gören bu namertler... Bebek katilini Meclis kürsüsünde övdünüz

Akşener'in, "Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi" sözleri büyük tepki çekmişti

19 Ocak 2024 19:47

T24 Haber Merkezi

İYİ Parti lideri Akşener "siyasi cinayetlere ilişkin konuşmasına "Köy boşaltan suçlarını itiraf ediyor" diyerek tepki gösteren DEM Parti'yi hedef alarak, "Ses, ‘demli kafalardan’ geldi. Benim için şereftir. Beni suçlayan, bizleri suçlayanların, her türlü namertliği yapan, namertler şebekesi olan PKK’nın yaptığı namertlikleri suçlamadığını biliyoruz. Siz namertsiniz"  dedi. "Bu ülkede bebek katillerinin, katilinin ve onun namert şebekesinin övüldüğü bir TBMM, bir Gazi Meclis olmaz" diyen Akşener, DEM Parti için "Kürtleri maraba gören, bu namertler" ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçim çalışmaları için önceki gün gittiği Sivas'ta, geçen yıl öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in kızıyla bir anısını paylaştıktan sonra, "Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi" demiş, söz konusu sözleri büyük tepki çekmişti.

Akşener'in bu sözlerine, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları,'ndan yanıt gelmişti. Bakırhan "Cinayet ve katliam failleri, köy boşaltanlar suçlarını birer birer itiraf ediyor" derken Hatimoğulları da, "And olsun ki, katliamcılara karşı barışı bu ülkeye hâkim kılacağız" ifadelerini kullanmıştı. 

Akşener, bugün bugün Samsun’da, partinin Teşkilat Buluşması programında DEM Parti'ye yanıt verdi. Akşener, şunları söyledi:

TIKLAYIN - DEM Parti'den Akşener'e "cinayet" yanıtı: Köy boşaltanlar suçlarını bir bir itiraf ediyor; katliamcılara karşı barışı hâkim kılacağız

TIKLAYIN - Sinan Ateş'in çocukları ile anısını anlatan Akşener: "Geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi"

"Dün ben, Sinan Ateş’in kızının, babasının katillerinin yakalamaması nedeniyle 8-9 yaşındaki kızının nasıl bir çile çektiğini, nasıl bir korku içinde yaşadığını, Sivas’ta anlattım. Bir devleti yönetenlerin, bu yaştaki bir çocuğun, babasının torbacılar tarafından katledilip, şehit edilip; ondan sonra da kulak üstüne yatmasının kabul edilemeyeceğini, hukuka, adalete sığmayacağını; devleti yönetenin, devlet denilen kavramın, mekanizmanın o çocukların korkularını ortadan kaldıran bir görevi olduğunu hatırlattım. Namertlik olarak niteledim, hala namertlik olarak nitelendiriyorum; bu katliamı. Ve orada bir şey dedim: Benim yaşımdakiler bilecektir, biz 70’li yılların gençleriydik. Ülkücüler ve solcular olarak ayrılmıştık. Keşke olmasaydı. Ama o tür; birbirimize, ortaya koyduğumuz düşmanlıklar sebebiyle, yaptığımız eylemleri, işlediğimiz suçların mert bir şekilde, açık net ortada olduğunu söyledim ve ‘O gün bizler korkmazdık’ dedim. Sen şuysan bilirdik, ben buysam bilirdik; korkmazdık. Bugünün Türkiye’sinde; sırtından ne geleceği belli değil bir Türkiye’nin bu tür davranış biçimlerinin, bu tür katliamların namertlik olduğunu söyledim.

Şimdi ne oldu? Ses nereden geldi? Ses, ‘demli kafalardan’ geldi. Benim için şereftir. Beni suçlayan, bizleri suçlayanların, her türlü namertliği yapan, namertler şebekesi olan PKK’nın yaptığı namertlikleri suçlamadığını biliyoruz. Siz namertsiniz.

Romantik romantik konuşanlar. Naz bebeği öldürttünüz, Fırat Çakıroğlu’nu şehit ettiniz., Yasin Börü’yü şehit ettiniz, Eren Bülbül’ü, Fethi Sekin’i, Aybüke öğretmeni şehit ettiniz. Ve pişmanlık duymadınız. O emri veren bebek katilini Meclis kürsüsünde övdünüz, size ne oradan, ne buradan ‘ne yapıyorsun ulan’ diyen olmadı; ama ben diyeceğim, siz diyorsunuz, denilecek… Bu ülkede bebek katillerinin, katilinin ve onun namert şebekesinin övüldüğü bir TBMM, bir Gazi Meclis olmaz. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Aynı 1919’daki İngiliz himayesi, Amerikan mandacılığı…

Şimdi hür, bağımsız giriyor ya İYİ Parti; bu iğrenç dilin karşısında, demokrasi diyerek kulağını, gözünü, kalbini karartıyor bazıları, bundan yüz alıyor ya bu namertler… Bunun sebebi, bütün Kürtlerin temsilcisi PKK imiş, onun uzantısı DEM’miş gibi bir algının yaratılmasıdır. Kürtleri maraba gören, bu namertlerin karşısında seçim kazanmak için iki büklüm durmaktır; işte manda budur, himaye budur. Biz bunu reddediyoruz. İki taraf da belediyeleri alabilmek için kıvrana, kıvrana bu namertlerle el sıkışmaya çalışıyor. Birisi bebek katilinin mektubunu okutuyor. Öbürü demokrasi diyor. Biz de ayna tutuyoruz, görüyoruz. Bu aynada gördüklerimizin tamamı sahtekarlıktır. Biz bu yolda sonu ne olursa olsun, devam edeceğiz."