PKK’nın mayınlı tuzağına Erzincan’da 9 şehit verilmesi, TSK’nın niye “Korumalı Zırhlı Personel Taşıyıcısı” üretmediği sorusunu gündeme getirdi. Yakın zamanda 4 milyar dolarlık denizaltı siparişi veren, Türk tipi tank geliştirilmesi için 500 milyon dolarlık ihale yapan Türkiye, üretemediği Mayın Korumalı Zırhlı Personel Taşıyıcısı araçlardan almak için de ihale açmış. Ancak uzmanlara göre, bu aracın askerin envanterine girmesi için asgari süreç 5 -6 yıl.
Konuyu dün ve bugün köşesine taşıyan Milliyet Gazetesi Yazarı Metin Münir, 9 askerin ölümüyle sonuçlanan PKK saldırısını farklı bir yönünyle değerlendirdi. Münir “Bölgede 30 yıldır PKK ile savaş halinde olan askerlerimizin altında neden Mayına Karşı Korumalı Personel Taşıyıcı yok?” diye sorduğu dünkü yazısında görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Saçma sapan askeri alımlara milyarlarca dolar harcanıyor. Daha geçenlerde 4 milyar dolarlık denizaltı ısmarlandı. Türk tipi tank geliştirilmesi için 500 milyon dolarlık ihale yapıldı.
Bunlara kargalar güler. Hangi düşmana karşı denizaltına ihtiyacınız var, çocuklar? Kim bu denizlerde hâkim canavar düşman?
Tank projesi bundan daha da gülünç.
Savunma uzmanı dostum Burak Bekdil’in sorduğu soruyu tekrarlayayım: Kendi Genelkurmay Başkanı’nın altına aldığı zırhlı aracı Almanya’dan ithal etmek zorunda olan bir ülke nasıl tank yapacak?
Neden? Neden?..
Eğer Türkiye’nin tank yapma yeteneği varsa neden önce PKK ile savaşan askerler için Mayın Korumalı Zırhlı Personel Taşıyıcısı yapmıyor?
Neden? Neden? Neden? Neden? Neden?
Bu soruyu dün ordu için tedarikleri yapan Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda üst düzey bir yetkiliye sordum. Ondan aldığım cevap: “Mayına Karşı Korumalı Personel Taşıyıcısı almak için ihale açıldı. Şu anda projenin değerlendirme süreci devam ediyor. Bunun askerin envanterine girmesi için (yani askerler tarafından kullanılması için) asgari süreç 5-6 yıldır.”
Asgari 5-6 yıl.
Vay canına. Otuz sene beklendi. “Asgari” 5-6 yıl daha beklenecek. Bu arada Allah bilir kaç asker daha telef olacak?
Kendimizi kandırmayalım, Türkiye’nin bugün bir tek düşmanı var: PKK. Geriye kalan düşmanlar veya düşman olduğu sanılanlarla savaş halinde değiliz ve öngörülebilen bir gelecekte savaş halinde olmayacağız.
Var olan düşmana karşı savaşmak için donanım sağlamak yerine olası düşmanlara karşı milyarlar sokağa atmak akıl almaz bir saçmalıktır.
Demokrasi susanların, korkanların, tevekkül edenlerin, el pençe divan duranların rejimi değildir.
Sesinizi çıkarın. Bilgi edinmek hakkınızdır. Sorun. Neden bugüne kadar Mayına Karşı Korumalı Personel Taşıyıcı tedarik edilmedi? Neden en az 5-6 yıl daha beklenecek? Neden HEMEN değil?”
Aynı konuyu bugün de köşesine taşıyan Münir, Başbakanlık, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’na yolladığı mail’lere cevap alamadığını yazdı.
Köşesinde, US Today gazetesinde okuduğu bir haberden bahseden Münir, sözkonusu zırhlı araçların, mayınlı saldırılardaki ölüm oranlarını yüzde 90 azalttığını belirterek, “Bizde kaç hayat kurtarılabilirdi” diye sordu. Münir yazısını şöyle tamamladı:
”Türkiye’de BMC, FNSS, HEMA NUROL, OTOKAR, UZEL-ŞINLAK, Otokar, MAN gibi Türk şirketleri savunma sanayiine araç yapıyor. Ama bunların olanakları kısıtlıdır. Mayına dayanıklı zırhlı araç üretmiyorlar. Üretmek için önce bir prototip geliştirmeleri lazım. Sonra bu imal edilip denenecek. Sonra uzun bir değerlendirme süreci başlayacak. Sonra ihaleye çıkılacak. Sonra imalata başlanacak.
Bu arada sokaklardan kaç şehit cenazesi geçecek?
Mayına dayanıklı araç yapmak PKK olayı başladıktan neredeyse 30 sene sonra akla gelmemeliydi. Ve yerli üreticiler üretim hazırlıklarını tamamlayıncaya kadar bu araçlar ithal edilmeliydi.
Aceleniz mi yok? Birilerinin gelip mayına şehit düşen bütün askerlerin fotoğraflarını Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın kapısına çakmasını mı bekleyeceksiniz?”