Magazin

Zengin erkek sevmem!

'Çılgın Yenge' isimli oyunda çarşaf giyerek gündeme gelen Aydan Şener, günümüz ilişkilerini yorumladı.

29 Aralık 2008 02:00

'Çılgın Yenge' isimli oyunda çarşaf giyerek gündeme gelen Aydan Şener, günümüz ilişkilerini yorumladı: Aşk bence özel olmalı! Üç kere biriyle takılmak aşk için değil, seks içindir. Ama şimdi buna da aşk deniyor ..

Şimdiye kadar hiçbir sinema filminde rol almadı. Büyük sansasyonlu aşklar yaşamadı. Hiç kimse ile polemiğe girmedi. Gazinoların en şaşaalı günlerini yaşadığı dönemde, kendisine gelen assolistlik tekliflerini kabul etmedi. Televizyon dizilerinde oynayıp, meşhur olan Aydan Şener, bir kez evlendi ve şu anda 20 yaşında bir kızı var. Sabah, dört yıldır Burak Üner ile aşk yaşayan Aydan Şener ile aşk, evlilik, ilişkiler ve sahne hayatı üzerine konuştu.

* 'Çılgın Yenge'yi 151'inci kez oynadınız. Oyun nasıl geçiyor?
İlk kez komedi yapıyorum. Bu yüzden biraz tedirgindim. Ama çok olumlu tepkiler alıyorum. Her oyunda çok heyecanlanıyorum. Ama oyunculuğumla ilgili hiçbir olumsuz eleştiri gelmedi. Seyircimiz de gitgide artıyor.

* Siz bu oyunda çarşaf giyiyorsunuz. Tıpkı yıllar önce rol aldığınız Çalıkuşu'nda olduğu gibi... Ve izleyici de size çarşafı çok yakıştırıyor.
Evet ben de duyuyorum. Bana çarşafı çok yakıştırıyorlar.

Tepki almadım!

* Günümüzde türban tartışmaları yaşanırken çarşaf giyip giymemek konusunda tereddüt ettiniz mi?

Hayır, hiç tereddüt etmedim. Çünkü oyundaki hikâye; bir yanlış anlaşılma üzerine kurulu ve yapıtta da çarşafın giyilmesi gerekiyor. Tipler birbirine karışıyor. Bu oyun, 40 sene önce yazılmış. Ondan önce de defalarca oynanmış. O zaman hiçbir takıntı olmamış şimdi neden olsun? 'Ben oyunda çarşaf giyiyorum. Şimdi tepki alır mıyım?' gibi bir şey düşünmedim. Çünkü bu oyun bir komedi... Oyunda o konuya da göndermeler de var. Ama şimdiye kadar eleştiri gelmedi. Sırf çarşaflı oynasaydım, belki rahatsız olabilirdim ama... Bir sonraki sahnede bambaşka biri oluyorum.

* Bazı sahnelerde de frikik vermemek için çok uğraşıyorsunuz değil mi?

Evet, 'Çılgın Yenge' çok dekolte giyinen bir kadın... Dolayısıyla dar elbiseler, mini etekler giymek durumundayım. Oturduğum sahnelerde frikik vermemeye dikkat ediyorum. Ama çarşafla çok rahatım. Çok farklı iki tipi oynuyorum, çok da ilgi görüyorum. Bir de benim için oyunun bir artısı da şu oldu: İstanbul dışındaki insanlar da beni birebir görme imkanı buldu.

* Dört yıldır Burak Üner ile birliktesiniz. Nasıl gidiyor?

Evet çok güzel devam ediyor. Tekdüze olmayan fırtınalı bir ilişki bizimki. Belki de uzun sürmesinin nedeni budur. Her an bitebilir ama hiçbir zaman bitmez gibi bir ilişki... Bu ilişkide her an her şey olabilir.

* Evlenir misiniz?
Olabilir. Bilemem!

* Yani asla 'evlenmem' demiyorsunuz...
Büyük laflar etmeyi sevmem. Şu anda böyle bir şey yok!

* Etrafta yaşanan aşkları nasıl buluyorsunuz?

Şimdi çok sanal aşklar yaşanıyor. Bunlar bana uzak şeyler. Hani teknoloji geliştikçe aşklar da değişti; saçma sapanlaştı. Aşk bence özel olmalı. İnsanlar biriyle birlikteyken ayrılıp, o hafta içinde başka biriyle el ele görünebiliyor. Ben bunu anlamıyorum. İki-üç kere birileriyle takılmak aşk değil, günü birlik yaşanan seks içindir. Ama onlara da aşk deniyor.

*20 yaşındaki kızınız Ecem, oyuncu olmak istedi mi?
O pek sevmiyor. İletişim- Sinema okuyor ve şöhretten hoşlanmıyor.

* Aydan Şener'in kızı olmak bir ayrıcalık hissediyor mu?

Hayır. Belki dışarıdan hissettirilmiş olabilir ama o hiç şöhretli bir annenin kızı durumunu yaşamadı. Ben de hep; 'Benim kızım olmak sana bir ayrıcalık kazandırmıyor' diye ona telkinde bulundum. Kendi kişiliğiyle var olsun istiyorum. Ecem çok kişilikli bir kız. Zaten onu hep basından uzak tuttum.

* Kızınız, ilişkinize müdahale eder mi?
Etmez. Biz, o dönemleri geçirdik. O, benim her şeyimi bilir, ben de onun...

* Bir çocuk daha ister misiniz?
Kızım kardeşi olmasını çok arzu ediyor. Kısmet, kader...

* Dışarıdan kuralcı bir oyuncusuymuşsunuz gibi görünüyor. Sanki yıllardır söylenen Türkan Şoray kanunlarınız var gibi... Öyle midir?

Evet aslında var. Belirlenmiş kurallar değil ama prensiplerime düşkün bir insanım. Aslında normal hayatımda çok kuralcı değilimdir. Hayatı olduğu yaşarım. Suyun ve rüzgârın götürdüğü yere giderim. Ama mesleki hayatımda biraz prensipli olmak gerektiğini düşünüyorum. Buna inandığım için de, bir sanatçının belli bir saygınlığı koruyabilmek adına örnek bir yaşamı olması gerektiğini düşünüyorum.

* Öpüşmem, sevişmem gibi klasik kurallarınız var mı? Çünkü bunları hiç yapmıyorsunuz...
Aslında bu soru beni rahatsız ediyor. Evet, kendiliğinden oluşmuş böyle bir şey var. Ben televizyon dizileri yaptım, Onlarda da böyle şeyler olmaz. Çünkü bu dizileri aileler izliyor. Açık saçık sahnelere gerek olmadığını düşünüyorum. Ben çok güzel aşk dizilerinde de oynadım. Öpüşmeden bir sarılma sahnesi ile bazı şeyler anlatılabilir diye düşünüyorum.

* Her sanatçının genelde çıplak fotoğrafları olur. Ama sizin seksi, çıplak fotoğraflarınız yok!

Evet gerek de yok! Ama denize girerken bikinili fotoğraflarım çekildi. O zaman hiç rahatsız olmadım. Çünkü o çok başka bir şeydi. Hiçbir zaman özellikle soyunup, fotoğraf çektirmedim. Ben zaten birdenbire çok büyük bir şöhrete eriştim. Belki bir yere gelebilmek için ödünler vermem gereseydi yapardım ama yine de zannetmiyorum. Bu kişiliğime uymuyor.

* Şöhret insanın başını döndürürmüş. Sizin neden başınız dönmedi?

Beni şöhret hiç etkilemedi. Çünkü altyapım çok sağlam... Ben, orta halli öğretmen bir ailenin çocuğuyum. Varoşlardan gelmedim. Onun için de birdenbire parayı görüp, ne oldum delisi olmadım.