HaberTürk yazarı Serdar Turgut, BM'nin İran'a yönelik ambargosu ve ABD'nin yaptırımlarını delmek suçlamasıyla tutuklanan, ilerleyen süreçte tanık olarak ifade veren Reza Zarrab'ın tanık koruma programı anlaşmasının bozulabileceğine dikkat çekti. Zarrab "Amerikan devleti lehine tanık olmadan önce yaptığı anlaşmada, bundan sonra davada bir daha hiç yalan söylemeyeceğini de garanti etmişti" diyen Turgut, "Davayla ilgili yalan söylerse yaptığı tanık koruma programı anlaşmasının bozulması ihtimali var" ifadesini kullandı.
Turgut'un "Zarrab’ın anlaşması bozulmuş olabilir" başlığıyla (16 Aralık 2017) yayımlanan yazısının bir kısmı şöyle:
Agatha Christie’nin yaratmış olduğu efsanevi dedektif karakteri dün sabah davayı izleyebilseydi, eminim savunmaya tam puan verirdi.
Dün davanın akışında savcılığın bölümü kapandı, avukatların bölümü başladı.
Şu ana kadar savcılık tanık çağırıyor, avukatlar çapraz sorgulama yapıyordu.
Bundan sonra bir süre bunun tam tersi olacak.
Savunma ilk tanık olarak THY’den, mahkeme kararıyla alınmış belgeler üzerinde konuşması için bilet satış elemanı Sema İbrahim Hamza’yı çağırdı.
Ben tam “Eyvah, bir önemli kurumumuzu daha işin içine bulaştırmaya uğraşıyorlar” diye düşünürken, bu tanığın davanın tüm akışını değiştirebilecek şeyler söyleyeceği anlaşıldı.
Neden önemli olduğunu açıklayabilmek için Reza Zarrab’ın savcılık tanığı olarak konuştuğunda söylediği bir konuyu hatırlatmalıyım size.
Dönüş yolundaydı
Zarrab, bir sorunu çözmek üzere o zamanki Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın makamına gidip sorunu aktardığını söylemişti.
Aslan’ın da telefonunu kaldırıp “Hakan Bey, bu işi hemen çözün”dediğini belirtmiş, bunun da Hakan Atilla olduğuna da işaret etmişti.
Bu konuşmanın 10 Nisan 2013 tarihinde geçtiği de söylenmişti.
Dün savunmanın ilk çağırdığı tanık, Atilla’nın Barcelona’ya gidişdönüş uçak biletinin olduğunu anlattı.
Şimdi “Ne var bunda?” diyeceksiniz ama ondan sonra hemen savunma tanığı olarak çağrılan Atilla, sorulan bir soru üzerine Zarrab’ın anlattığı o gün Aslan’ın makamından kendisine telefon ettiğinin söylendiği anda ailesiyle birlikte Barcelona’dan dönüş uçağında olduğunu o belgeye dayanarak kanıtladı.
Şunu unutmayın, şimdiye kadar duyduğumuz tüm olaylarda bir de Hakan Aydoğan’ın adı geçiyordu.
Aslan’ın o gün konuştuğu insanın Atilla değil, büyük ihtimalle Aydoğan olması ihtimali var.
Reza Zarrab, Amerikan devleti lehine tanık olmadan önce yaptığı anlaşmada, bundan sonra davada bir daha hiç yalan söylemeyeceğini de garanti etmişti.
Ve davayla ilgili yalan söylerse yaptığı tanık koruma programı anlaşmasının bozulması ihtimali var.
Eğer savcılar, Atilla’yı alacakları çapraz sorgulamada o gün gerçekten kendisine telefon edildiğini ispat edemezlerse, bu savunma için büyük bir zafer olurken aynı zamanda Zarrab için çok kötü bir haber anlamına gelecek.