Politika

Zaman yazarından islamcılara "Post modern otoriterlik" uyarısı

'Bu ne özgürlükçü demokrasi, ne de klasik otoriterlik; İslamcıların karşısındaki büyük tehlike ‘post modern otoriterlik’tir'

14 Aralık 2012 13:13

 

İslamcıların demokrasi yaklaşımını ele alan Zaman Gazetesi yazarı İhsan Dağı bugün (14 Aralık 2012) yayımlanan 'Post modern otoriterlik' başlıklı yazısında, çoğunluk iradesini temsi ettiklerine olan inancın, iktidarın sınırsız olduğu düşüncesini yarattığını ifade etti. 
 
Dağı'nın yazısından bir bölüm şöyle:
 
İslamcıların, demokrasiyle olan ontolojik sorunlarını çözdüklerini sanmıyorum.
Ancak iktidarı seçimlerle belirleme yöntemi olarak demokrasiyle bir sorunları bulunmuyor. Doğrusu, stratejik düzlemde demokrasiye itirazları olmadığı gibi ihtiyaçları da var. Soru şu: İslamcılar demokrasiyle ne yapacaklar? Ve sorun da şu: Her şeyi yapabileceklerini düşünüyorlar. Meşrulaştırıcı referansları Kur’an değil halk, halkın iradesi ve tercihi. Ama halkın referansı da Kur’an... Onlar halkın iradesi olacak, tercihlerini yerine getirecekler. Kim itiraz edebilir buna?
 
Demokratik seçimlerle ortaya çıkan çoğunluğun iradesini temsil ettiklerine ilişkin inanç, iktidarlarının ‘sınırsız’ oldukları sonucuna götürüyor İslamcıları. Kendi ‘doğruları’nı, çoğunluğun da tercihi olan kendi doğrularını toplumun tümüne teşmil etme eğilimindeler. Devlet aparatını ve seçimlerle kazandıkları demokratik meşruiyetlerini kullanarak ‘İslamcı’ sosyal ve kültürel projeler uygulanmasının ne sakıncası olabilir ki? Halk istiyor... Siz demokrasi istemiyor muydunuz?
 
Geçenlerde Mısır’daki krizde Müslüman Kardeşler’e destek veren bir kişi konuşuyor: ‘Demokrasilerde kuralları çoğunluk koyar. Azınlık da bu kurallara uymak zorundadır.’ Bu, ‘hep çoğunluk’ olacağını düşünenlerin ‘hegemonik dil’i. Sadece Mısır’da değil Türkiye dahil birçok ülkede yaygın bir anlayış. Görülen o ki, İslamcılar yeni dönemde çoğunluğun meşrulaştırıcı varlığına dayanan ve bu çoğunluğun kimlik ve değer tercihlerini devlet üzerinden toplumun tümüne aktaran bir yaklaşımdan uzak değiller.
...
Katı bir ideolojik devletten söz etmiyoruz, sosyal ve kültürel alanın çoğunluğun değer tercihleriyle uyumlu biçimde düzenlenmesinden söz ediyoruz. Aslında bu bizim Kemalist kültür politikasının, tarih anlayışının ve hukuk düzeneğinin dayandığı mühendislik yaklaşımından farklı değil. Farkı, Kemalizm’in devlet, millet, din ve laiklik tahayyülünü halkın çoğunluğuna dayatmasıydı.
 
Post modern otoriterlik ise halkın çoğunluğuna rağmen değil, çoğunluğu da arkasına alan bir tercihin toplumun tümüne devlet eliyle dayatılması modeli. İçinde demokratik temsil barındırır, halkın çoğunluğunun desteği vardır ama toplumun tümü devlet otoritesiyle ‘belli değer tercihleri’ne göre yeniden tanzim edilmeye çalışılır. Bu ne özgürlükçü demokrasi, ne de klasik otoriterlik; İslamcıların karşısındaki büyük tehlike ‘post modern otoriterlik’tir.