Bir süredir kayyum atanacağı yönünde hakkında haberler çıkan Zaman gazetesinin de bünyesinde bulunduğu Feza Gazetecilik A.Ş'ye İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği'nin kararı doğrultusunda el kondu. Zaman gazetesinin önünde bekleyen kalabalığa polis gece 23:30 sularında biber gazı ve TOMA'yla müdahale etti. Müdahalenin ardından Zaman'ın Yenibosna'daki binasının bahçe kapısındaki zincir kırıldı. Kayyum heyeti, çevik kuvvet, Terörle Mücadele Şube ve Spor Şube polislerinin ardından gazete binasına giriş yaptı. Kayyumların geldiği sırada Zaman çalışanları "Hırsızlar dışarı" sloganları attı.
Feza Gazetecilik A.Ş'ye bağlı olan kurumlar arasında Meydan Gazetesi, Today's Zaman, Cihan Haber Ajansı, Aksiyon Dergisi, Zaman Kitap, Cihan Medya Dağıtım, Irmak TV bulunuyor. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararda, şirketin çıkardığı Zaman gazetesinin 'FETÖ/PYD örgütünün yayın organı haline geldiği' iddia edildi. Gazetenin FETÖ yapılanmasının faaliyetlerine katıldığı, faaliyetlerini meşru göstermek ve propagandasını yapmak üzere çalıştığı öne sürüldü. Zaman'ın da bağlı olduğu Feza Gazetecilik'e atanan kayyumların isimleri, Sezai Şengönül, Av. Tahsin Kaplan ve Av. Metin İlhan.
AKP hükümeti ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yaklaşık iki yıldır "paralel devlet yapılanması", "Fethullah Gülen Terör Örgütü-FETÖ" iddiaları eşliğinde suçladığı Gülen cemaatinin bünyesindeki en köklü yayın olan Zaman'a kayyum atandı.
Kararı ilk olarak duyuran Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Sevgi Akarçeşme, Özgür Düşünce yazarı Nazlı Ilıcak'ın Periscope'tan yaptığı canlı yayında, "Belki bugün son gazetemizi çıkaracağız" dedi.
Kayyum nedir?
Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimselere kayyum denir. Kayyum da vasi gibi vesayet organlarından birisidir. Ancak vasi vesayet altındaki kimsenin hem kendisini gözetlemek, hem de mal varlığını yönetmek ve hukuki işlemlerde onu temsil etmek üzere atandığı halde, kayyum sadece belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için görevlendirilir.
Usülsüzlük yapıldığı iddiasıyla özel kurumlara, şirketlere, devletin el koyduktan sonra atadığı yöneticiye kayyum denir. Kayyum'un görevi şirket ya da kuruluşu yönetmek, suç unsuru mahkeme kararı ile sabit olana kadar ya da suçlamalardan söz konusu şirket ya da kuruluş aklanana kadar kurum ya da şirketi idare etmektir. Bu kapsamda her türlü kararı alarak uygulamak, yeni yönetim belirlemek, suçlamalara konu olan faaliyetler varsa bunları sonlandırmaktır.
Hâkim: FETÖ/PYD'nin yayın organı oldu
İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararda, şirketin çıkardığı Zaman gazetesinin 'FETÖ/PYD örgütünün yayın organı haline geldiği' belirtildi. Gazetenin FETÖ yapılanmasının faaliyetlerine katıldığı, faaliyetlerini meşru göstermek ve propagandasını yapmak üzere çalıştığı öne sürüldü. Kayyum ataması ile bu faaliyetlerin önüne geçilebileceği düşünülen kararda, ceza muhakeme kararı 133/1 maddesi gereği, Sezai Şengönül, AV. Tahsin Kaplan ve AV. Metin İlhan'ın kayyum olarak atanmasına karar verildi.
"Şirket başına 10 bin lira verilecek"
Bu kişilerin, FEZA Gazetecilik A.Ş'nin yönetim organlarının tüm yetkilerine sahip olduğu ve kayyumlara her bir şirket başına 10 bin TL ücret bağlanacağı öğrenildi.
"Başkalarının kanından beslenen
firavunlar hep olagelmiştir"
Kararın açıklanmasının ardından Zaman gazetesi okuyucuları, gazetenin Yenibosna'daki binasının önünde toplandı.
Kurulan platformda, kalabalığa seslenen Ali Ünal, kayyum atanmasına ilişkin olarak şu değerlendirmeleri yaptı:
"Başkalarının kanından beslenen firavunlar hep olagelmiştir. Bu insanlık tarihinin alın yazısıdır. Önemli olan hakkın ve hakikatin yanında olmaktır. Belki ben sadece Türkiye tarihini demiyorum, bütün bir puzzleın parçaları gibi, her şeyi daha iyi anlayacağız. Bir kavşaktan geçiyoruz. Önemli olan asla istikametten sapmamak. Asla adaletten sapmamak, başkalarının yaptığı zulümlerin bizi haksızlığa, adaletsizliğe sevk etmemesi. Kuran-ı Kerim’de bir ayet var."
Mümtaz'er Türköne: Türkiye’nin
açık faşizme geçtiği gün olarak geçecek
Mümtaz'er Türköne:
"4 Mart 2016 tarihi, Cuma günü tarihe, Türkiye’nin açık faşizme geçtiği gün olarak geçecek. Memleketimizde hak yok, hukuk yok, adalet yok, sadece tek bir kişinin isteği, arzusu, çıkarı, hesabı yürüyor. Ve bizler onlar için hüküm günü geldiği zaman, bu dünyada adil davranacağımıza söz veriyoruz."
Ali Bulaç: Türkiye bunu hak etmedi
Ali Bulaç:
"Zaman gazetesine beklemiyordum. Hukuksuzluk öyle bir boyuta geldi, çok üzgünüm. Türkiye bunu hak etmiyor. Umarım hayırlısı olur. Çeyrek asırdan fazla zaman köşe yazarlığı yaptım. Benim işim sadece araştırmak, soruşturmak, yazmak. Bir saat önce haber geçince, ben de okuyunca, inanmadım. Türkiye’nin en büyük, en çok satan gazetesi, sıkıntılı rağmen hala 650 – 700 bin civarında gerçekçi tirajı olan bir gazete, ama buna rağmen gazeteye kayyum atanıyor. Bunun hukuksuzluk olduğu apaçık ortada. Tabi ki üzülüyorum, şüphe yok. Fakat bu mecra devam edecek. Bu bir hukuk mücadelesidir, hukuktan ayrılmadan, demokratik haklarımızı kullanarak, sesimizi duyurmaya gayret ederek devam edeceğiz. Hiçbir taşkınlığa teşebbüste bulunmamak lazım. Zaman gazetesinin sahibi sizlersiniz. Aboneler. Bu muameleyi onlara yakıştıramıyorum. Bu onların inancı değil, fikri değil, politikası değil, dünya görüşü değil. Bu onların Türkiye’ye vaat ettikleri değil, bambaşka bir olay. Bu arkadaşların da yatmadan önce, ciddi bir vicdani muhasebe yapmalarını arzu ediyorum, rica ediyorum. Türkiye bunu hak etmedi."
Nazlı Ilıcak: 28 Şubat gibi diyorlar, o zamanlar böyle şeyler yaşanmadı
Nazlı Ilıcak:
"En zor zamanında Zaman gazetesi, Tayyip Erdoğan'a sahip çıktı. Partisi kapatılmak üzereydi ve gerçekten de kapatılabilirdi. Bu Ergenekon davaları başladı bunula birlikte Tayip Erdoğan'ı destekleyenler de onun partisinin ve antidemokratik uygulamaların karşısında durdu bu sayede bu tehlikeyi aşabildi. Yani askeri vesayetin yönlendirdiği vesayet partinin üstüne çökmüştü. Buradan dostlarının sayesinde onu gerçekten sevenler sayesinde kurtulabilen bir insan bakın, bugün en büyük bir balyozu kendisini destekleyen bir medya kuruluşuna indiriyor. Daha önce de başka bir medya kurumuna indirmişti zaten.
Artık Türkiye'de insanların sağlıklı düşündüğünü de ben düşünmüyorum. Bu da sağlıklı düşünmeyen bir zihniyetin ürünüdür, Zaman gibi yılların gazetesine el koymak. 28 Şubat gibi diyorlar. 28 Şubat'ta böyle şeyler yaşanmadı. Kanal 7'ye el konuldu mu? Yeni Şafak'a el konuldu mu? Ben o zaman orada bulunuyordum bir defa baskın yapıldı. Bununla da kıyamet koptu. Bu kadar oldu bununla sınırlı kaldı.
Buradan tekrarlayan haksızlıklar keyfi davranışlar sadece Zaman gazetesine değil ki! Bir sürü okul hastane hepsi kapatılıyor. Hastanelerle SGK'nın ilişkisi kesiliyor. Bu ne düşmanlık ne nefret. Bütün bu yapılanlar bumerang gibi tersine dönecektir. Ben onlar için üzülüyorum. Onların paçalarından dökülüyor yaptıkları kötülükler zulümler."
Biber gazı ve TOMA'yla müdahale
El koyma kararının ardından, Zaman okuyucuları, gazetenin Yenibosna'daki binasının önünde toplandı. Zaman okuyucularının bekleyişi, gece boyunca sürdü.
İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğince alınan karar doğrultusunda kayyum atanan Zaman gazetesinin önünde bekleyen kalabalığa polis gece 23:30 sularında biber gazı ve TOMA'yla müdahale etti. Grubun dağılmasının ardından polis Zaman gazetesine girdi.
Önce polis, sonra kayyum Zaman binasında
İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğince alınan karar doğrultusunda kayyum atanan Zaman gazetesinin önünde bekleyen kalabalığa polis TOMA ve biber gazıyla müdahale etti.
Müdahalenin ardından Zaman'ın Yenibosna'daki binasının bahçe kapısındaki zincir kırıldı. Müdahalenin ardından kayyum heyeti gazete binasına giriş yaptı.
Kayyumların geldiği sırada Zaman çalışanları "Hırsızlar dışarı" sloganları attı.
Kayyum kararının ardından Zaman'ın Yenibosna'daki binası önünde toplanan kalabalık, bekleyişini sürdürüyordu.