Gündem

Zaman: Cumhuriyet'e yapılan polis kuşatması kanunsuzdur ve açıkça bir sansür girişimidir

'İfade özgürlüğü; dinî inançları tahkir ve kutsala hakaret hakkı tanımaz, ancak...'

15 Ocak 2015 08:05

Zaman gazetesi, Mizah dergisi Charlie Hebdo'nun yeni sayısından 4 sayfalık bir seçki yayımlayan Cumhuriyet gazetesine polis baskınını eleştirdi. Zaman, bir bildiri yayımlayarak, "Hiçbir yargı kararı olmaksızın, gazeteye polis kuşatması, gazete sayfalarının savcılığa gönderilmesi ve dağıtım araçlarının alıkonulması kanunsuzdur ve açıkça bir sansür girişimidir" diye belirtti.

"İfade özgürlüğü; dinî inançları tahkir ve kutsala hakaret hakkı tanımaz" denilen açıklamada, "Ancak, dine hakaret ederek ifade özgürlüğü sınırını ihlal edenlere şiddet yoluyla karşılık verilmesini kesinlikle reddediyoruz. Hakarete karşı teröre başvuranlar, kutsala hizmet etmiş veya Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sas) adını yüceltmiş olmuyorlar" ifadeleri yer aldı. 

Zaman'dan yapılan açıklama şöyle:

İfade özgürlüğü demokrasilerin vazgeçilmez şartıdır. Medya, bu özgürlüğü toplum adına ve halk yararına kullanır. Bunu yaparken sorumlu yayıncılık adına hukuku, evrensel değerleri ve bütün dünyada geçerli medya etik kurallarını ölçü alır. Demokrasilerde, gazeteler yayımlanmadan, polis tarafından kontrol edilemez. Bu, basın kanunu ile güvence altına alınmıştır.

Paris'te geçen hafta silahlı saldırıya uğrayan mizah dergisi Charlie Hebdo'nun özel sayısından bir seçki hazırlayan Cumhuriyet Gazetesi’nin dağıtımı, önceki gece engellenmeye çalışılmıştır. Hiçbir yargı kararı olmaksızın, gazeteye polis kuşatması, gazete sayfalarının savcılığa gönderilmesi ve dağıtım araçlarının alıkonulması kanunsuzdur ve açıkça bir sansür girişimidir. Her ne sebeple olursa olsun, hukuku çiğneyerek yapılan bu işlem asla kabul edilemez. Demokratik dünyada hoşunuza gitmeyen ve karşı olduğunuz fikirlerle mücadelenin tek meşru yolu, yine fikir ve hukuk yoluyla medeni tepki vermektir.

Zaman Gazetesi; fikir, ifade ve medya özgürlüğünü savunurken, kutsala saygıyı en önemli evrensel değer olarak kabul eder. İfade özgürlüğü; dinî inançları tahkir ve kutsala hakaret hakkı tanımaz. AİHM’nin bugüne kadar verdiği pek çok karar, evrensel hukukun da bu yaklaşımı benimsediğini göstermektedir.

Her türlü baskıya rağmen Zaman olarak tavrımız çok açık: Tereddütsüz bir şekilde ifade özgürlüğünün yanındayız. Dine hakaret ederek ifade özgürlüğü sınırını ihlal edenlere şiddet yoluyla karşılık verilmesini kesinlikle reddediyoruz. Hakarete karşı teröre başvuranlar, kutsala hizmet etmiş veya Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sas) adını yüceltmiş olmuyorlar. Aksine insanî değerleri savunan İslam dininin özünü teşkil eden barış, adalet, hoşgörü gibi değerlere darbe vuruyorlar.  

Özellikle toplumsal fay hatlarıyla oynandığı, sinir uçlarının sürekli tahrik edildiği şu süreçte, siyasetten medyaya herkesin infial uyandırabilecek davranışlardan uzak durması hayati önem taşımaktadır. Dünyanın ve ülkemizin en acil ihtiyacı, akıl ve sağduyudur. Herkesin bu sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerekir.