Yaşam

'Yuva değil tabut inşa etmişim'

Erciş’in girişinde bulunan 4 katlı binanın sahibi Murat Sönmez, kendi eliyle yaptığı binada tüm ailesini kaybetti.

25 Ekim 2011 03:00

T24 - Erciş’in girişinde bulunan 4 katlı binanın sahibi Murat Sönmez, kendi eliyle yaptığı binada tüm ailesini kaybetti. Eşi, 4 çocuğu ve annesi beton yığınlarının altında can verdi. Sönmez, "Her köşesini kendi elimle yaptım. Ama yuva değil tabut yapmışım" derken ağlıyor.



Keresteci olan Sönmez, eşi Meral ile kızları Nisa (4), Meryem (7), Aslı (13) ve Zeynep’i (16) yitirmenin acısını yaşıyor. Deprem sırasında annesi Hatice ile ailesi evdeymiş. Kendisi ise dışarıda.

Bugün Gazetesi'ne konuşan Sönmez, "Daha kızlarımı gelin edecektim. Hepsi pırıl pırıldı. Son sözleri, bakışları zihnimden gitmiyor. Bu acıya nasıl dayanacağım" diyor. Tüm yakınlarını defneden Sönmez, yıkıntı evin bahçesinde kurulan taziye alanında başsağlığı dileklerini kabul ediyor.


'Elinde Kur'an'la çıkardık'

6 katlı binanın 2 katını barınmak, alt katını pastane dükkanı olarak kullanan Talip Alakul da yakınlarını kaybetmiş. 25 yaşındaki oğlu Vedat’ın eşi Sevim ile 40 yıllık hayat arkadaşı Saliha’yı kaybeden Alakuş, 16 kişinin enkaz altında kaldığı binanın önünde umutla bekliyor. Ailesiyle vedalaşıp evden ayrıldığını söyleyen Alakuş, müteahhite isyan ediyor.

Yandaki binaya hiçbir şey olmadığını gösteren Alakuş, "Bizim bina neden bu hale geldi? Bir eksiklik, sıkıntı olmasa bunlar yaşanmazdı" ifadesini kullanıyor. Alakuş eşinin çıkartılış anını ise şöyle anlatıyor: "Gece geç saatlerde hareketlilik olunca evin tepesine toplandık.Amaçıkan eşimin cansız bedeniydi. Elinde Kuran-ı Kerim yani deprem sırasında ibadet ediyormuş. İnşallah öte dünyada kavuşuruz."


'Yavrumun örtüsüne taş doluyor'


13 yıllık eşi ile 3.5 yaşındaki kızının çıkartılmasını bekleyen Yozgatlı öğretmen Cemal Uçer, gözyaşları içinde. Tamamen yıkılan 6 katlı Dağ Apartmanı’nın önünde umudunu yitirmeyen Uçer, 10 yıldır Erciş’te Elazığlı eşi Saadet ile birlikte görev yaptığını anlatıyor. Uçer, deprem sırasında dışarıda olduğunu söylüyor.

Kirada oturduğu evde bina sahiplerinin de enkaz altında olduğunu belirten Uçer, enkazdan çıkartılan her parçaya dikkatle bakıyor. Katların birbirine girdiğini söyleyen Uçer “Kızım Zeynep’im” diyerek ağlıyor. Uçer’in titreyen dudaklarından şu sözler dökülüyor: “Zeynep’imin severek aldığı yatak örtüsüne taş dolduruyorlar. Kızımın bisikleti. Onları yalnız bırakıp gittim. Keşke gitmeseydim de ben de onlarla olsaydım."