Yunanistan'ın yaşadığı ekonomik krizin iflas sınırına gelmesi ve AB ile yaşadığı anlaşmazlık, küresel piyasalarda kaygıyla izleniyor. 5 Temmuz'da yeni kemer sıkma paketinin referandum ile oylanacağı Yunanistan'ın durumu, yakın komşusu Türkiye'yi de derinden etkiliyor. Demir çelikten tekstile, gıdadan enerjiye pek çok farklı sektörde Yunanistan ile ilişkileri olan Türk şirketler, geçen yıl 1,5 milyar doları aşan ihracatın akıbetinden kaygılı. Zira, 2015'in ilk yarısında Yunanistan'a ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 20 geriledi. Bu arada Yunanistan'da borsa ve bankaların kapalı olduğu bu haftanın ilk işlem gününde, Türkiye'de dolar ve euro kuru yukarıya doğru tırmanırken, İstanbul Borsası ise aşağı yönlü bir seyir izledi. Buna karşın DW Türkçe Servisi’ne konuşan ekonomistler, Yunanistan’ın Euro’dan çıkması halinde dahi Türkiye'nin bu durumdan ciddi bir zarar görmeyeceğini, dalgalanmanın kısa süreli olduğunu belirtiyor.
Yunanistan’a gideceklere ‘nakit’ uyarısı
Yunanistan ekonomisinin Avrupa Birliği ile imtihanı, bir kez daha dünya gündeminin en önemli maddelerinden biri haline geldi. Sol koalisyon Syriza’nın AB kurumları ve IMF ile yaptığı görüşmelerin sonuçsuz kalması, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkışını ifade eden ‘Grexit’i yeniden tartışmaya açtı. Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nde kalmasını istediklerini belirten Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Yunanistan'ın müzakereleri tek taraflı olarak durdurduğunu belirterek, "İhanete uğramış hissediyorum. Yunan halkı, bir demokrasi 18 demokrasiye karşı türünden bir oyunu hak etmiyordu. Bencillik, taktik manevralar ve popülist oyunlar galip geldi" açıklaması yaptı.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise Yunanistan’da 5 Temmuz’da yapılacak referandumun ülkenin Euro Bölgesi’nde kalıp kalmayacağını belirleyeceğini söyledi. Öte yandan Almanya, Yunanistan´da tatil yapmayı planlayan vatandaşlarına yanlarında yeteri kadar nakit bulundurmaları çağrısı yaparken, Hollanda Dışişleri'nden yapılan açıklamada ise, "Seyahatinizi iyi planlayın ve durum değişikliklerini takip edin" denilerek, "Yunanistan´da yaşanacak nakit sıkıntısı nedeniyle ülkeye gideceklerin yanlarına yeterli miktarda nakit almaları" tavsiyesinde bulunuldu.
İhracattaki düşüş korkutuyor
Yunanistan’daki gelişmeleri yakından takip eden ülkelerden biri de komşusu Türkiye. İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi yaklaşık 6 milyar dolar seviyesinde. Ancak Yunanistan’a yapılan ihracat 2014 sonu itibariyle Türkiye’nin toplam ihracatının yalnızca yüzde 1’inde karşılık geliyor. Bu açıdan bakıldığında, Yunanistan’daki krizin Türkiye açısından ağır bir fatura yaratması beklenmiyor. Öte yandan Yunanistan’ın AB’nin geneli için bir tehlike haline dönüşmesi, ihracatının yaklaşık yüzde 50’sini Avrupa Birliği’ne gerçekleştiren Türkiye açısından risk oluşturuyor. DW Türkçe Servisi’ne konuşan İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Kemal Ekinci, Yunanistan’a yapılan en büyük ihracat kalemini oluşturan demir çelikteki düşüşün 2015’in ilk 5 ayında yüzde 43’e çıktığını kaydediyor. Referandumdan çıkacak sonucun yeni bir krize kapı aralaması halinde ihracattaki zararın büyüyeceğini dile getiren Ekinci, “Ülkedeki yatırımlar ve tüketim durduğu için mal ithali kesiliyor. Biz asıl şimdiden sonra ihracatımızda nasıl bir olumsuz tablo olacağını göreceğiz” diye konuşuyor.
HDP: Türkiye yardım etmeli
Yunanistan’ın durumu Türkiye siyasetinde de yankı buluyor. TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyen HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Yunanistan'ın 1,6 milyar euroluk borcunu Türkiye'nin üstlenmesini ya da sıfır faizli borç vermesini önerdi. Yunanistan'ın batmasıyla Euro ve Avrupa Birliği'nin büyük çatlakla karşı karşıya kalacağını öne süren Kürkçü, “Zor zamanda komşusuna yapılabilecek en büyük yardım budur. Bunun karşılığında Yunan halkının dostluğunu, Ege Denizi'nin barış denizine dönme imkanı elde edecektir” diye konuştu.
‘Evet’ çıkarsa, erken seçim olur mu?
Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne konuşan uzmanlar ise, Yunanistan ile ticarette kısa süreli gerilemeler olsa bile orta ve uzun vadede iki ülke arasındaki ekonomik bağların zedelenmeyeceği görüşünde. Yunanistan’ın en büyük zararı kendine verdiğini vurgulayan Global Menkul Değerler Strateji Müdürü Gökhan Uskuay, “Ne Türkiye ne de genel anlamda AB, Yunanistan krizinden ağır bir yara alır. Zaten şu an Yunanistan için en kötü durum yaşanıyor. Avrupa bankaları Yunan bankalarına acil likidite desteği vermiyor” diyor. Syriza’nın referandum kararının hükümetin geleceği için bir güven oylamasına dönüştüğüne işaret eden Uskuay, “Referandumdan hayır oyu çıkması demek, Yunan vatandaşların bankalardaki Euro'larının bir anda Drahmi’ye dönmesi ve değersizleşmesi demek olacak. Evet çıkması halinde ise Syriza hükümetinin istifa edip erken seçime gitmesi gerekiyor. Piyasa son 5 yıldır zaten Yunanistan’ın batışını konuşuyor. O yüzden ciddi bir dalgalanma olmayacaktır” değerlendirmesinde bulunuyor.
'Türkiye’nin yardımı önemli bir jest olur'
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel de Türkiye’nin Yunanistan’daki krizden etkilenmeyeceğini ifade ediyor. Referandumdan yüksek ihtimalle ‘evet’ oyu çıkacağını düşündüğünü belirten Gürsel, “Yunanistan’ın durumu AB ülkeleri içerisinde bir domino etkisi yaratmayacaktır. Öyle olsa AB kurumları Yunanistan’a karşı daha tavizkar davranırdı” diyor. HDP’nin Yunanistan’ın borçlarının bir kısmının Türkiye tarafından üstlenilmesi önerisini de değerlendiren Prof. Gürsel, “Açıkçası AB müktesebatı böyle bir yardıma uygun mu, bilmiyorum. Ancak herhalükarda Türkiye’nin Ege’nin karşı yakasındaki Yunan toplumuna bu şekilde el uzatması çok önemli bir jest olur” diye konuşuyor.
'Beyaz yakalılar göç edebilir'
Piyasalarda referandumdan AB politikalarına desteğin çıkması konusundaki görüşler ağırlık kazansa da, farklı düşünenler de yok değil. Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç, demokratik refleksleri güçlü olan Yunan halkının AB ve IMF politikalarına direnme olasılığının daha güçlü olduğunu öne sürüyor. Öte yandan Türkiye’nin Yunanistan’a yardım kararı almasının iki ülke arasındaki ilişkilerde bir sıçrama yaratabileceğini ifade eden Ardıç, “Bu konuya fırsatçı bir gözle değil, komşumuza yardım temelinde bakmalıyız. Elbette, fırtına durulduktan sonra iki ülke arasındaki ticari işbirlikleri de bugün yapılan yardımlardan olumlu etkilenecektir” diyor. Ardıç, krizin sonuçlarına ilişkin gözden kaçan bir ayrıntıya da dikkat çekiyor. Yunanistan’daki kriz ve belirsizlik ortamının, iyi yetişmiş beyaz yakalı Yunanlıları Türkiye’ye çekebileceğine işaret eden Prof. Ardıç, “Çok kitlesel olmasa da Yunanistan’dan İstanbul ve İzmir’e beyaz yakalı göçü olabilir. Daha önce de olmuştu. Türkiye iş hayatı bu insanları istihdam etmekte sorun yaşamaz” değerlendirmesinde bulunuyor.