Dünya
Deutsche Welle

'Yunanistan AMB'yi işbirlikçisi haline getirdi'

Gözlemcilere göre Yunan hükümeti Avrupa Merkez Bankası’nı işbirlikçisi haline dönüştürmüş durumda.

17 Haziran 2015 23:33


Yunanistan Maliye Bakanı gazatecilere demeçler veriyor, kürsülerde konuşmalar yapıyor. Siyasi gözlemciler Yunan politikacıların bu derece kendilerinden emin olmasını tek bir noktaya bağlıyor: Gözlemcilere göre Yunan hükümeti Avrupa Merkez Bankası’nı çoktan işbirlikçisi haline dönüştürmüş durumda.

Almanya'nın Köln kentinden finans ve ekonomi uzmanı Max Otte Yunanların çok kurnaz bir oyun oynadıkları görüşünde: “Poker ne kadar uzun sürerse, Avrupa Merkez Bankası o kadar fazla parayı Yunanlara havale etmek zorunda kalıyor.”

Otte, Avrupa Merkez Bankası’nın onayıyla Yunanistan Merkez Bankası’nın yerli bankalara dağıttığı ve bu bankaları ayakta tuttuğu acil kredileri kastediyor.

Başka bir deyişle, Yunanistan Merkez Bankası başka türlü sıcak paraya erişmeleri mümkün olmayan Yunan bankaları için kendisi para basıyor. Acil Durum Likidite Yardımı (ELA) adını taşıyan bu kredilerle ilgili Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis daha göreve gelmeden şu açıklamayı yapmıştı: “ELA sistemi, müflis bir maliyenin kurtaracak durumda olmadığı müflis bankalara, merkez bankasından teminat karşılığı çok da değeri olmayan bir para alma izni verir.”

Avrupa Merkez Bankası kredi çerçevesini büyütüyor

Varufakis’in bu analizinin üzerinden zaman geçmesine rağmen durumun fazla değişmediği görülüyor. Tersine, Syriza hükümetinin iktidarında Yunan bankaları gittikçe daha fazla sıcak para ihtiyacı hissetmeye başladılar. Yunanların her ay milyarlarla ifade edilen tasarruflarını hesaplarından çektikleri saptanıyor. Bankalar uzun süre sıcak para darlığı çekiyorlarsa, bu, aslında bankaların iflas ettikleri anlamına gelir. Ama aslında iflas eşiğindeki bankalara acil kredi verilmez. Bu da AMB'ye yönelik ifası geciktirme eleştirilerine neden oluyor. Alman Merkez Bankası Başkanı Jens Weidmann da AMB Yönetim Konseyi'nin neredeyse haftada bir kez ELA kredilerinin çerçevesini büyütmesine ve son olarak 83 milyara kadar yükseltmiş olmasına eleştirel gözle bakıyor. Oysa ki IFO Ensititüsü'ne göre Yunanistan Merkez Bankası’nın kefalet limiti sadece 41 milyar euro. Finans ve ekonomi uzmanı Max Otte, “Ortada davacı yoksa, yargıç da olmaz” diyor ve ekliyor: “Kim kendisini Avrupa Merkez Bankası’nın kararlarının üzerinde görebilir ki? Her halükarda Alman Federal Meclisi değil” diye konuşuyor.

'Yunan devletinin finanse edilmesi AMB tüzüğüne aykırı'

Acil kredilerin nasıl kullanıldığı da merak konusu. Bununla önce Atina’nın vadesi gelen borçlarının kapatılması planlanıyor. Böylece Yunan hükümeti ödeme zorluğundan kurtarılmış oluyor. Yani Avrupa Merkez Bankası dolaylı yoldan Yunan devletini finanse etmiş oluyor ki, bu Avrupa Merkez Bankası tüzüğüne aykırı. Ayrıca bankalardan sermaya göçünün açtığı boşluklar da bu acil kredilerle dolduruluyor. Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (IFO) Başkanı Hans-Werner Sinn, acil kredilerle özel kredilerin karşılandığını belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Yunanlar ihtiyaçlarının üzerinde bir miktarı, ek 115 milyar euroyu kendileri bastılar ve bu paraları bankalar üzerinden özel ekonomi çevrelerine aktardılar.”

'Özel sermaye kamu sermayesi ile takas ediliyor'

İşte böylece özel sermaye kamu sermayesi ile takas edilmiş oluyor. Bu paralar yurt dışına çıkarılıyor, ya da valizlerde saklanıyor. IFO Enstitüsü Başkanı Hans-Werner Sinn şunları söylüyor: “İşte bu paralar, Yunanistan Euro Bölgesi'nden çıkartılacak olursa, kendilerine kalacak. Yani en azından bu paraları güvence altına almış oluyorlar. Euro sistemindeki borçlu kalınan meblağ ise hesaptan düşülecek.”

Yunanistan açısından bunun iyi bir takas ticareti olduğu söyleniyor. Ve görüşmeler uzayıp, acil kredilerin miktarı arttıkça, diğer AB ülkelerinin para kayıp risklerinin de artmış olduğuna dikkat çekiliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle