Politika

Yüksekdağ'dan Akdoğan'a: Tecridi kaldırın, Öcalan sopayla kimi kovalıyor görelim

Yalçın Akdoğan 'Öcalan bunları duysa sopayla kovalar' demişti

29 Temmuz 2015 19:24

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve HDP MYK üyesi Günay Kubilay’dan oluşan bir heyet, son gelişmeler üzerine yaptıkları STK ziyaretleri kapsamında KESK ve DİSK genel merkezlerini ziyaret etti. Yüksekdağ burada yaptığı konuşmada, Başbakan Danışmanı Yalçın Akdoğan’ın “Dolmabahçe mutabakatı yoktur. HDP süreci oy için heba etti. Öcalan bunları duysa sopayla kovalar” sözlerine, “Kaldırsınlar tecridi Öcalan’ın kimi sopayla kovaladığını görelim” diyerek yanıt verdi.

İlk ziyaretlerini KESK Genel Merkezi’ne yapan HDP heyeti, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy ve Hukuk ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Fatma Çetintaş’la görüştü.

Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yüksekdağ, AKP hükümetinin ve Erdoğan’ın Türkiye’nin barış ve çözüm sürecini oy ve siyasi iktidar için gözden çıkararak feda ettiğini belirtti.

Yüksekdağ, çözüm sürecinin tek bir partinin değil, yalnızca tek bir adamın iktidarı ve ikbaline kurban edildiğini söyledi.

imctv.com.tr’nin haberine göre Yüksekdağ, şöyle konuştu:

Türkiye kalıcı bir barışa ulaşmak için çok tarihsel ve önemli bir eşiğe gelmişti. Barışa uzanıp almamıza çok az bir mesafe kalmıştı. Tam o süreç içerisinde Erdoğan’ın başkanlık hesapları devreye girmiştir. Barış ve çözüm süreçlerinin başkanlık hesaplarına uymadığı ve bir şey getirmediği sonucuna ulaşılmıştır. Bununla beraber süreç çözümsüzlük siyaseti ile önce askıya alınmıştır. Şu anki aşamada da dondurulmuş ve mekanizma durdurulmuş durumdadır.

Saray merkezli bir çözümsüzlük siyaseti devreye sokuldu. AKP hükümeti de sarayın önünde sıraya dizildi. Yaşananlar Türkiye toplumu tarafından görülüyor. Bütün Türkiye’nin önünde cereyan eden bir gelişmeden bahsediyoruz. Karşısındakileri ne sanıyorlar acaba. Türkiye’deki halklar, seçmen kitleleri aptallar topluluğu mu? Böyle mi demeye çalışıyorlar bizlere.

Bütün Türkiye’nin gözleri önünde cereyan eden bir Dolmabahçe buluşması oldu. Bu gelişmelerin hepsi de Cumhurbaşkanın bilgisi dahilinde olduğu da çok somut fotoğraflarıyla ortaya çıkardığı sonuçlarla net bir süreç var karşımızda. Şimdi çıkmış hepsi, yukardan aşağı yaşanan süreci gelinen noktayı inkar ediyor. Bu siyaset açısından yüz karası bir durumdur.

AKP, sürecin bir noktaya kadar getirilmesinin ardından kamuoyu karşısında bunların hiçbirisi olmamış gibi davranması kabul edilir bir durum değil. AKP’nin kabul edilmesinin zor bir çok davranışını gördük, ama böyle bir yalancılık ve inkarcılık AKP’ye bile fazla artık. Şimdiye kadar bir yalanla mı halkı oyaladınız? Biz yaşananların gerçek olduğunu biliyoruz. Ne söylediklerini net bir şekilde ortaya koymaları gerekiyor.

Barışın sağlanması, PKK’nin silahsızlanma çağrısı yapması için, kritik bir eşiğe gelinmiş ve buna çok yaklaşılmıştır. Erdoğan, Başkanlık hesapları HDP’nin aldığı oy oranıyla tehlikeye girdiğini görmesinden dolayı doğrudan müdahale etmiştir.

 

'Savaş yaptırmama sorumluluğumuz var'

 

Sivil toplum kurumlarına yaptığımız ziyaretlerin amacı yapılmak istenen savaşa dur demek. Türkiye’nin bir kere daha bir kişinin iktidar sevdası için savaşa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Polis, gerilla, gençler hiçbir Türkiye Cumhuriyeti evladının bu süreç içerisinde yaşamını yitirmesine, gençlerin birbiriyle çatıştırılmasına göz yummayacağız.

Karşımızdaki iktidar gözünü karartmış ve kendi iktidarları dışında gördükleri hiçbir şey yok. Tam da bu koşullarda onlara savaş yaptırmama sorumluğunu üstlenmemiz gerekir. Bunu bugün gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerle hep birlikte yapalım diyoruz. Aynı zamanda siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalar, demokrasi güçleri, ilerici ve vicdandan yana kesimler, akademisyenler hep birlikte yapalım bunu. Karşımızdaki güç zalim, zorba ve kendi iktidarından başka hiçbir şey düşünmeyebilir. Bu ülkeye, barışa gelin hep birlikte sahip çıkalım.

 

 

'Öcalan'a tecridi kaldırın'

 

Sayın Abdullah Öcalan üzerinde katı ve insanlık dışı bir tecrit uyguladıklarını unutturabileceklerini mi sanıyorlar? O kadar akıl almaz, kabul edilemez bir manipülasyonla suçlarının üstünü örtme dilini kullanıyorlar ki, bizi şaşırtmayı başarıyorlar. Gerçekleri çarpıtma konusunda ustalaşmış durumdalar. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırsınlar. Kimi sopayla kovalayıp kovalamayacağıyla ilgilenmesinler. Kendi saçma sapan yakıştırma ve yorumlarıyla bir gerçeğin ve sorunun üstünü örtmeye çalışmasınlar.

 

'Savaş isteyen saray ve avaneleridir'

 

 

HDP’yi baraj altında bırakma operasyonunu Sayın Öcalan’a uygulanan tecritle başladılar. Siyaset kurumları etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor.  Siyasetin merkezi olan Sayın Öcalan’a uygulanan tecride derhal son verilmeli. Demokrasi ve barış alanının genişletilmesi çabası içerisinde olacağız. Her ne kadar karşımızdaki güç kapsamlı operasyonlar geliştirse de aslında AKP ve Erdoğan darlaşmış ve marjinalleşmiş bir yapı haline gelmiştir.

Gittikçe Türkiye toplumundan, ihtiyacından kopuyorlar. Sarayın ve AKP’nin karşısındaki demokrasi ve barış bloğunun alanı tam tersine genişliyor. İster milliyetçi, muhafazakar, Kürt, Türk, AKP’ye oy veren olsun hiç kimse savaş istemiyor. Bu gün savaş isteyen saray ve aveneleridir. Biz bugün saraydan sesi ve istediği duyulmayanlarla birlikte yürümek istiyoruz. Sivil toplum örgütleriyle görüşmelerimiz sürerken CHP ile de bu kapsamda görüşeceğiz.

İlgili Haberler