Sağlık

Yüksek kolesterol tehlikesi

Daha çok orta yaşlarda kendini göstermeye başlayan kandaki yüksek kolesterol aslında hiç de hafife alınmayacak bir durum olarak görülüyor.Kolesterol ilaçları hakkkında bilinmeyen

20 Aralık 2010 02:00

T24 - Daha çok orta yaşlarda kendini göstermeye başlayan kandaki yüksek kolesterol aslında hiç de hafife alınmayacak bir durum olarak görülüyor.Kolesterol ilaçları hakkkında bilinmeyen gerçeklerden alınacak tedbirlere kadar yanlış bilinenlerin doğrusunu Hürriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu anlatıyor.


Müftüoğlu'nun Hürriyet gazetesin'de 20 Aralık 2010 tarihli yazısı şöyle;



Yüksek kolesterol ne zaman zararlı


Yüksek oranda kolesterol, herkeste damarları daraltıp tıkamaz, kalp krizi ya da inmeye yol açmaz. Ancak kalp damar hastalığı yönünden riski yüksek olanlarda kolesterol oranını düşürmek, hayati bir önem taşıyabilir. Yani “kolesterolün bir masal olduğunu söylemek” de pek doğru değil.

Kanda yüksek oranda kolesterol bulunması herkes için endişe konusu olsa da yüksek kolesterolün herkeste damarları daraltıp tıkadığı, kalp krizi ya da inmeye yol açtığı doğru değildir. Ayrıca, kolesterolü kalp ve damar hastalığının oluşumunda “tek suçlu” ilan etmek de yanlıştır.Ancak kalp damar hastalığı yönünden riski yüksek olanlarda, (özellikle daha önce kalp krizi geçiren stend takılan bypass operasyonu uygulananlarda) artan kolesterol yükünü azaltmanın işe yaradığını, özellikle yeni bir atak ihtimalini azalttığını gösteren çok sayıda bilimsel bulgu var.



Kararı ancak doktor verir


Ayrıca farklı ülkelerde farklı gruplarda farklı merkezlerin yaptığı birçok çalışma, kolesterolü yüksek olanlarda, kalp ve damar hastalıklarının daha sık görüldüğünü onaylıyor. Yani “kolesterolün bir masal olduğunu söylemek” de pek doğru değil.


Kardiyolog Dr. Murat Kınıkoğlu, “Bu en azından kanıta dayalı tıbbı inkâr etmekle eş anlamlıdır” diyor ve ekliyor: “Kolesterol yüksekliğinin ne zaman sorun olarak kabul edileceği kararını, işin uzmanı bir doktora bırakmak gerekir. Bilindiği gibi kolesterolün önemli biyolojik fonksiyonları var. Bazı hormon ve vitaminlerin üretimini için “elzem” bir madde. Hücre yapı ve fonksiyonlarının, özellikle damar duvarının bütünlüğünün korunmasında da o olmayınca işler aksıyor.”



Risk analizi şart


Yani, kolesterol yüksekliğinin tedavisine karar verirken, genetik riskler, sigara, kilo sorunu, kan şekeri yüksekliği, aktivite azlığı, stres ve diğer faktörlerin ve hastanın mevcut sağlık durumunun dikkatle değerlendirilmesi, kolesterolün suçluluk ya da sorumluluk düzeyinin bunlarla birlikte değerlendirilmesi gerekiyor.
Her hastaya hemen bir kolesterol hapı yazmak da, daha önceden kalp krizi geçirmiş, stend takılmış, bypass operasyonu uygulanmış birinde, kolesterol yüksekliğini tedavi etmeyip kendi haline bırakmak da yanlıştır. Burada da “ifrat-tefrit dengesi” en önemli noktadır. Ben son zamanlarda yapılan temel hatanın “ifrat durumu” ile ilgili olduğunu ve bu ilaçların (özellikle bizim ülkemizde) gereğinden çok kullanıldığını düşünüyorum.


Kolesterol ilaçları masum mu

Çoğu hasta, kolesterol düşürücülerin (statinlerin) belleği bozduğu, cinsel gücü azalttığı, uyku bozukluklarına sebep olduğu korkusuyla,  bu ilaçları kısa süre kullanıp bırakır. Bazıları statinlerin kanser yapmasından korkar. Statinlerin karaciğer fonksiyonlarında bozulmaya yol açabileceği doğrudur. Bunları kullananların %2’sinde karaciğer enzimlerinde yükselme görülebilir ama bu ilacı kesince normale döner. Ayrıca şimdiye kadar bu ilaçlara bağlı, kalıcı bir karaciğer hastalığının varlığı da kanıtlanmış değildir.


BUNLARA DİKKAT


Diyet ve aktivite mutlaka denenmeli


Kolesterol ilaçlarıyla ilgili bilinmesi gereken üç önemli bilgi şöyle:


1-  Kolesterol ilaçlarının kas ağrılarına yol açtığı yorgunluk ve kas güçlüğüne sebep olabildiği de biliniyor. Bu yan etki daha çok yüksek dozda ilaç kullananlarda görülüyor. Doz azaltıldığı ya da değiştirildiğinde durum düzelebiliyor. Burada da kararı doktora bırakmak lazım. Kas hasarı da kas enzimleriyle izlenebilen bir sorun.


2-  Statinlerin kanser yaptığı endişesine gelince... Bu konuda yapılan büyük çalışmaların hiçbiri şimdiye kadar “statin alanlarda kanser oranlarında artış olduğunu” göstermedi. Hatta bu ilaçların akciğer ve kalın bağırsak kanserleri gibi bazı kanserleri önleyebileceğine dair bulgular var. Bu nedenle kanser korkusu da  en azından şimdilik, gereksiz!


3- Bu bilgileri statin grubu ilaçların rahatça kullanılabileceği şeklinde yorumlamamalısınız. Bu ilaçların özellikle son yıllarda gereğinden sık kullanıldığı endişesini taşıyorum. Çoğu hastaya beslenme yanlışlarını düzeltmeden, hatta bu konuda hiçbir uyarıda bulunmadan hemen bir ilaç reçete etmek doğru değil. “Diyet + Aktivite” şansını kesinlikle denemek gerekiyor. Ayrıca bu tedbirleri ilaç kullanırken de devam ettirmek şart!