Bu dünyanın dört bir tarafındaki insanları şok eden barbarca bir olay. Dini ayin sırasında yaşlı rahibe yönelik kanlı cinayetle insanlık tarihinin eski anlaşmalarında bile var olan ve -dini mabetlerin, antik tapınakların, sinagog ve kiliselerin kutsal olduğunu ve kendisine sığınanları korumaya aldığı yönündeki ilkeyi ayaklar altına almış oldu.
Halihazırda yaralı durumdaki Fransa için bu, onu içten vuran barbarca bir eylem. Laik bir ülke olsa da din hâlihazırda Fransa için oldukça önemli bir yere sahip. Roma İmparatorluğu'nun en eski çocuğu Fransa! Normandiya'nın, Burgonya'nın, Vendee'nin köyleri bilinir. Buralarda ihtişamlı yapılarıyla inşa edilmiş kiliseler öylece dururlar. Ta ki yaşlı bir rahip kendi hayatının bir parçasını oluşturan dini bir ayin düzenleyene dek.
Teröre ve şiddete karşı dua
Saint-Etienne-du-Rouvray'da bu görev 86 yaşındaki 58 yıllık rahip Jaques Hamel'in idi. Emekliye ayrılmasından on yıl sonra bile hala kilisedeki görevine devam eden yaşlı adamı, kilise cemaati nazik, duygusal, sade ve güler yüzlü olarak tanımlıyordu. Fransa'da mütevazı bir yaşam süren taşralı rahiplerden biriydi.
Kiliseyi basan terörün iki cellâdı, rahibe diz çöktürdüler. Yaşlı adam kendini savunmaya kalkışınca da boğazını kestiler. Kilisede, sunağın önünde. Şehitlik tanımı İslamcılar tarafından ayaklar altına alınıyor. Cinayet işleyip kendilerini "şehit" diye tanımlıyorlar. Oysa insan onurunu hiçe sayan canilerden başka bir şey değiller.
Rahip Jacques Hamel ise kelimenin tam anlamıyla bir şehit. Masum, inançlı ve dua ederken öldürüldü. Fransa hala bu tür örneklerle sarsılıyor. 1996'da Atlas Dağları'nda şehit edilen 7 keşişin ismi henüz Paris'te bir meydana verildi.
Nefret ve azmettiricileri
Bunun arkasında benzer olmayandan benzer bir öç alma kararlığı yatıyor. Almanya Katolik Ruhani Meclisi Sekreterliği'nden Kardinal Reinhard Marx benzer bir açıklamada bulundu. Saint-Etienne-du-Rouvray'daki eylem nefret tohumları ekti ama "biz buna karşı koyacağız". Bu kanlı olayın yeni şiddet eylemlerine yol açmaması için her şey yapılmalı dendi.
Ancak saldırganların körlüğü baki. Sözde İslam Devleti gibi vahim bir sisteme bağlılıkları nedeniyle, ölümü kutluyorlar ve bu oldukça kışkırtıcı bir durum. Aiman Mazyek gibi Almanya'da yaşayan Müslümanlar, Peder Hamel cinayetini ve son günlerdeki diğer ölümcül saldırıları kınıyor. Farklı dinlerin beraber yaşamalarından yana olanlar çaresiz.
Riad'dan konuyla ilgili bir açıklama yapılmasının zamanı çoktan geldi. Suudi Vahhabilik ne zaman terör eylemleri karşısındaki sessizliğini bozacak? Suudi Arabistan tarafından finanse edilen dünya geneline yayılmış cami ve okullarda, kendilerini İslamın savaşçıları addetmişler ne zaman açık bir şekilde kınanacak? Nefret ve barbarlığın birçok azmettiricisi var. Ve bu dehşeti kabullenmişleri de.