Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın birlikleri İdlib'i almak için ilerlerken Almanya'da kafa karıştırıcı tartışmalar başladı. Tartışmaların çıkış noktasını farklı varsayımlar oluşturuyor. Esad halkına karşı yine zehirli gaz kullanır ve ABD de silahla karşılık verirse, Almanya'nın tutumu ne olur? Hükümet askerlerini müttefikleriyle omuz omuza böyle bir harekâta gönderir mi?
Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partili politikacılar Alman silahlı kuvvetlerinin olası bir operasyona katılmasının ciddi bir şekilde gözden geçirilmesini istiyorlar. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti sert bir şekilde karşı çıkıyor ve onay vermeyeceğini söylüyor. Bir kısım muhalefet spekülasyon yapmanın yararsız ve hatta ayıp olduğunu ileri sürüyor. Savunma Bakanlığı muğlak ifadelerle varsayımlara dayalı farklı senaryolar üzerinde durulduğunu duyuruyor.
Devletler hukukunun ihlali
Almanya, şimdiye kadar Suriye'deki kimyasal silah saldırılarını sert bir dille kınadı ancak "misilleme saldırılarına" katılmadı. Başbakan Angela Merkel'in neden bu çizgiyi terk etmesi gerektiğine akıl erdirmek zor. Alman ordusunun muhtemel bir operasyona katılması için Birleşmiş Milletlerin onay vermesi gerekir ki, Rusya böyle bir kararı zaten veto edecektir. Aynı zamanda Federal Meclis'ten de onay alınması şart. Koalisyon ortakları şimdiden birbirlerine girdi. Devletler hukuku ve Alman Anayasası hükümet için bağlayıcı.
Almanya, Irak ve Suriye'deki terör milisi IŞİD ile mücadeleyi başından beri keşif uçuşlarıyla ve yakıt ikmal uçaklarıyla destekliyor. Büyük olmasa da Almanya'nın katkısı takdirle karşılanıyor. Alman ordusunun bundan böyle çok uluslu operasyonlarda daha fazla rol üstlenmesinin gerekip gerekmediği tabii ki tartışılabilir. Ama bu tartışma varsayımlar ya da sivil halkın son derece zor durumda kaldığı İdlib temeline oturtulmamalıdır. Suriye halkına daha fazla bomba ve füzeyle yardımcı olunamaz.
Nina Werkhäuser, DW
© Deutsche Welle Türkçe