Dünya
Deutsche Welle

YORUM: Esad'ın alan başarısı

Suriye hükümet kuvvetleri Palmira'yı geri aldı. DW Başeditörü Alexander Kudascheff antik kentin kurtarılmasının alan kazanmanın da ötesinde büyük önem taşıdığını savunuyor.

29 Mart 2016 15:48


IŞİD'in Irak ve Suriye'de askeri bakımdan alan kaybetmekte olduğu gözden kaçmıyor. Antik Palmira kenti Suriye rejim güçleri tarafından geri alındı. Bu başarı sembolik olduğu kadar stratejik bakımdan da önemli; çünkü Beşar Esad şimdi IŞİD'in merkezi Rakka'ya ilerleyebilir ve ilerlemelidir de. Irak ordusu da Musul'a saldırmaya hazırlanıyor. Musul kurtarılabilirse ‘İslam Devleti' olarak anılan örgütün kontrol ettiği topraklar daha da daralacak ve bozguna uğrayıp parçalanması imkân dâhiline girecektir. Bu durum Avrupa'daki terör tehlikesini etkilemeyecektir. Aksine, IŞİD tam baskı altına girdiği takdirde azgınca ve hedef gözetmeksizin saldırıya geçeceğinden, terör tehlikesi daha da artacaktır. Kesin olan tek şey IŞİD'in askeri baskı altında olduğu ve gönüllü savaşçı sayısının azaldığıdır.

Stratejik dengedeki değişme

İslam adına barbarlık yapan bu kibirli ve sözde hilafetin muhtemel batışı ilk planda Suriye ve Irak'ta yaşayanlar için bir nimettir. Esad'a bağlı birliklerin Rus desteğiyle Palmira'da kazandığı başarı aynı zamanda bölgedeki stratejik dengeyi de değiştirmiştir. Beşar Esad yeniden güç faktörü olmuştur. Gerçi, istediği zaman onu bir anda gözden çıkarabilecek olan Rusya'nın yardımıyla bu duruma gelmiştir ama konumunu güçlendirdiği yadsınamaz. Bölgede barış ya da en azından savaşın sona ermesi isteniyorsa, Beşar Esad ile de konuşmak gerekecektir. Sürgündeki Suriye muhalefeti sevindirmeyecek de olsa siyasi realite budur. Beş yıldır devam eden korkunç iç savaştan, çeyrek milyon insanın ölümünden, işkenceden ve sürgünden sorumlu olan Esad artık Ortadoğu'daki iktidar pokerinin son derece önemli figürlerinden biridir.

Aynı zamanda Rusya'nın müzakere masasındaki ağırlığı da artmıştır. IŞİD karşısındaki başarı Rusya sayesinde kazanılmıştır. Rusya bu kozu kaptırmayacaktır. Esad iktidarda kalacak ve bütün ekonomik sıkıntılarına rağmen Rusya'nın da Ortadoğu'daki nüfuzu artacaktır. Sadece Suriye'deki askeri üsleri sayesinde değil ama aynı zamanda Obama döneminde bölgeden çekilen ve menfaatlerini gözden çıkarmışa benzeyen ABD'ye rakip olduğu için de. Obama muhtemelen büyük bir hata yapmıştır. Ama böyle davranması, Irak savaşının fiyaskoya dönüşmüş olması bakımından anlaşılabilir bir tercihtir.

Mülteci kriziyle boğuşan Avrupalılara gelince. Onlar da Suriye görüşmelerine katılıyorlar. Ekonomik yardıma da hazırlar. Ancak muhtemel barış anlaşmasının imzacıları olarak sadece görüşmelere katılıyorlar. Avrupa'nın dünya politikası açısından son derece önemli olan bölgedeki nüfuzu son derece mütevazı boyutta kalıyor. Ortadoğu'daki angajmanını yüksek tutan Fransa ve İngiltere de geri plandalar. Fransa'nın 2015 Kasımından itibaren askeri angajmanını arttırmış olmasına rağmen. Askeri operasyonlara katılması, Fransa'yı siyasi nüfuz sahibi yapmaya yetmemiştir.

Sünni-Şii mücadelesi

IŞİD ile mücadeleden en kârlı çıkan Şam'daki rejim oldu. Ruslar yeniden nüfuz sahibi oldular. Seçim kampanyasının ağır bastığı ABD de, Dışişleri Bakanı Kerry'nin bütün gayretlerine rağmen seyirci konumundadır. Avrupalılar görüşüyor ama kararlara katılamıyorlar. IŞİD sonun başlangıcında. Ancak İslamcı terör sona ermeyecektir. Pakistan'da, Nijerya'da ve Avrupa'da terör devam edecektir. Terör, İslam dünyasının üstesinden gelmek zorunda olduğu en büyük problemdir. İran, Şiileri bölgesel egemen kıldırma mücadelesini başarıyla sürdürmektedir. Yemen savaşına bulaşan Suudi Arabistan zaman kaybetmektedir. En azından şimdilik. Diğer bir ifadeyle, Sünniler ile Şiiler arasındaki ilan edilmemiş savaş devam etmektedir.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle