Dünya
Deutsche Welle

Yorum: Avrupa kalesi kapılarını kapatıyor

İtalya, Libya ile yaptığı anlaşmayla sığınmacı akışını tümüyle engellemek istiyor. DW’den Bernd Riegert, AB’nin de desteklediği bu tecrit taktiğinin sorunu çözmeyeceğini savunuyor.

03 Ağustos 2017 20:29

Bu yıl yaklaşık 95 bin mülteci, Akdeniz üzerinden İtalya’ya ulaşmayı başardı. Bu rakam iki katına da çıkabilir. Zira “insan kaçakçılığı sezonu“ hâlâ devam ediyor. İtalya, duruma daha fazla seyirci kalmadı ve durumun vahametinden dolayı anî bir fren yaptı. Dışişleri Bakanı Angelino Alfano, Brüksel’den yapılan mülteci yardımlarının yetersiz kaldığını, İtalya’ya gelen sığınmacıların diğer Birlik ülkelerine nakledilmediğini, ayrıca Birlik üyelerinin masraflara ortak olmadığını söyleyerek âdeta isyan etti.

İtalyan bakan, serzenişinde maalesef haklı. Bu nedenle de İtalya’nın tek başına tedbir almaya kalkışması pek şaşırtıcı değil. Zira Roma yönetimi, sığınmacıların Libya’da kalmaları ve İtalya’ya doğru yola çıkmalarının önlenmesi için atağa geçti.

Reçetenin adı “caydırıcılık". İtalya bu konuda AB ile Türkiye arasında yapılan mülteci anlaşmasını örnek gösteriyor ve Yunanistan’a gelen sığınmacıların bu sayede bariz bir şekilde azaldığını hatırlatıyor. Çözüm olarak da Libya ile benzer bir anlaşma yapılması yoluna gidiliyor. Ancak tam bir kaosun hüküm sürdüğü Libya’da, sığınmacıların temel insanî ihtiyaçlarının ve güvenliğinin nasıl sağlanacağı kimseyi ilgilendirmiyor.

AB elini taşın altına koymalı

Anlaşmayla sığınmacıların Akdeniz güzergâhının sekteye uğratılması öncelikli hedef. Bu sadece İtalya’nın değil, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin de mülteci politikasının bir parçası. Pek çok AB ülkesi, İtalya’nın bu girişimini memnuniyetle karşılayacaktır. AB Komisyonu da en azından fazla itiraz etmeyecektir. Anlaşmaya göre İtalyan sahil koruma gemileri, Libya karasularında devriye gezerek, yakaladıkları sığınmacı teknelerini Libya’ya geri döndürecek. Resmî olarak kontrol ve sorumluluk yine Libya'da olacak. Bu uygulamanın Ağustos sonunda başlaması bekleniyor. Avrupa’ya ulaşma ihtimali azalan sığınmacıların böylece bu tehlikeli yolculuğa çıkmaya cesaret edemeyeceği, bunun da insan kaçakçılarının işlerini bozacağı öngörülüyor.

Burada asıl mesele, halihazırda Libya’da aylardır bekleyen sığınmacıların akıbetinin ne olacağı. Ülkelerine geri mi dönecekler ya da BM denetiminde kurulacak mülteci kamplarına mı yerleştirilecekler? Herhalukârda bunlar geçici tedbirler olmaktan öteye geçemeyecektir. Zira, Akdeniz güzergâhı kapatılsa bile, Afrika'dan Avrupa'ya göç talebinde bir azalma olmayacak, hatta önümüzdeki yıllarda daha da artacaktır. Değişen tek şey, sığınmacıların Avrupa’ya gelmek için bulacağı yeni yollar olacaktır.

İtalya ve AB, caydırıcılık ve tecrit politikası uygulamayı tercih ediyor. Böylece zor durumdaki insanların mülteci statüsü kazanarak Avrupa’ya gelmelerinin son legal yolu da kapatılıyor. Çünkü sığınmacılar, ancak Avrupa topraklarına ayak bastıklarında iltica talebinde bulunabiliyor. Akdeniz rotasına ket vurmak suretiyle Avrupa kalesi, tüm kapılarını kapatma yolunda bir adım daha atıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Bernd Riegert

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle