Kültür-Sanat

Yönetmen Reis Çelik'ten Antalya Belediye Başkanı'na 'Altın Portakal' tepkisi: Birileri o alanı gasp ederse...

"Tatil köyü kurmakla, film festivali düzenlemeyi bir birine karıştırmayın!"

04 Ağustos 2017 22:29

Hoşçakal Yarın, Mülteci, Lal Gece gibi filmlerin yönetmeni Reis Çelik, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 53 yıldır yapılan ulusal yarışma bölümünün kaldırılmasına tepki gösterdi. 

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'in "Biz bunu daha güçlü bir marka haline getirmek için ve sinemamızı güçlendirecek bir adım atıyor, çıtayı yükseltiyoruz. Bunu dar kalıpla, küçük zihniyetler içerisinde hapsolmak suretiyle festivali boykot etmeye çalışırlarsa, bir süre sonra uluslararası film festivalimizin geldiği iyi noktaları gördüklerinde üzülürler" açıklamasına atıfta bulunan Çelik, "Bunca sanatçıya 'Dar kalıpçı,küçük zihniyet' yakıştırmanız karşısında sizin "Büyük Kalıp,Geniş Düşünce" anlayışınız bu ise yanılıyorsunuz" ifadelerini kullandı. 

Çelik, "Film festivalleri , sinemacıların ortaya koydukları eserleri, başta kendi milletine ve sonra dünyaya tanıttıkları tek alandır. Bu sebeple kendi özgürlük alanımızı kapatmamız ya da boykot etmemiz düşünülemez. Sadece, birileri o alanı gasp eder ya da onu yok etmeye kalkarsa bunu engellemek için sanatın gerektirdiği zerafet ile cevabını verir ve 54 yıldır anlımızın teri ile var ettiğimiz Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni yaşatırız" dedi.

Reis Çelik'in konuya ilişkin yazılı açıklaması şöyle: 

54 yıllık Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni sonlandıran Menderes TÜREL, "Antalya o günden bugüne bırakın Türkiye'de tanınmayı, dünyada bilinen bir marka oldu. Biz bunu daha güçlü bir marka haline getirmek için ve sinemamızı güçlendirecek bir adım atıyor, çıtayı yükseltiyoruz. Bunu dar kalıpla, küçük zihniyetler içerisinde hapsolmak suretiyle festivali boykot etmeye çalışırlarsa, bir süre sonra uluslararası film festivalimizin geldiği iyi noktaları gördüklerinde üzülürler” dedi.

 

 

Yakıştırmanız için sağ olun Sayın Başkan,

 

 

Kemal Sunal, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Ayhan Işık, Lütfi Akad, Atıf Yılmaz, Fatma Girik, Cüneyit Arkın, Kadir İnanır, Şener Şen, Yılmaz Güney, İlyas Salman, Metin Erksan, Nuri Bilge Ceylan, Hülya Avşar, Nabahat Çehre, Şerif Gören, Ertem Eğilmez, Tarık Akan,Zeki Demirkubuz,Haluk Bilginer,Erol Taş, Müjde Ar,Semih Kaplanoğlu,Yılmaz Erdoğan,Cem Yılmaz,Zeki Alasya,Metin Akpınar,Tuncel Kurtiz,Meltem Cumbul,Ediz Hun,Sümer Tilmaç,Menderes Samancılar, Fikret Hakan,Yavuz Özkan, Ali Özgentür, Yeşim Ustaoğlu,İsmail Güneş,Serdar Gökhan, Melisa Sözen, Demet Akbağ, Kıvanç Tatlıtuğ, Yücel Çakmaklı, Halil Ergün, Berhan Şimşek, Osman Sınav,Selda Akkor, Aytekin Çakmakçı, Halit Ergenç, Ercan Kesal,Sabahattin Çetin, Münir Özkul, Ata Demirel, Yaşar Kemal, Safa Önal,Türker İnanoğlu,Fırat Tanış,Arif Keskiner,Rutkay Aziz, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Aytaç Arman, Saadet Işıl Aksoy, Nejat İşler, Selçuk Yöntem, Zeynep Ferah  Abdullah, Mert Fırat,Derviş Zaim,Sırrı Süreya Önder, Kazım Kartal,Yusuf Sezgin, Atilla Dorsay ve sayfalara sığmayacak kadar saygın isimler.

Yazan yöneten, oynayan çeken montajlayan, seslendirenlerin binlerce  sanatçımız bu ülkenin renklerini, seslerini, hikâyelerini dünyaya taşımış ve Türkiye'ye sayısız saygın ödüller taşımışlardır.

Çıtayı yükseltmek ve marka değerini arttırmanızın önündeki en büyük engel yerli sinemamızın bu değerleri mi? Bu değerleri yok sayarak mı uluslararası çıtanızı yükseltmeyi düşünüyorsunuz?  Ya da buna dolar dağıtarak mı erişeceksiniz?

Sayın başkan, sanata parayla saygınlık kazandıramazsınız.

Saygın sanatçılarınız ve sanat ürünleriniz varsa saygınlık görürsünüz.

Hele hele dünyanın ayakta alkışladığı kendi ulusal değerlerimizi yok sayarak o hayal ettiğiniz   saygınlığı hiç yaratamazsınız. Tatil köyü kurmakla, film festivali düzenlemeyi bir birine karıştırmayalım lütfen.

Bunca sanatçıya "Dar kalıpçı, küçük zihniyet" yakıştırmanız karşısında sizin "Büyük Kalıp, Geniş Düşünce" anlayışınız bu ise yanılıyorsunuz.

Bu yetmiyormuş gibi sanki sinema sektörü sizi engelliyormuş gibi bir görünüm ortaya koyuyorsunuz. Oysa ki,

-Hiç bir sinema emekçisi Antalya’da uluslararası bir festivalin olmasına bu güne kadar karşı çıkmamıştır. Bilakis bunu öneren bizleriz. Sonuna kadar da destekledik ve destekliyoruz.

-Film festivalleri , sinemacıların ortaya koydukları eserleri, başta kendi milletine ve sonra dünyaya tanıttıkları tek alandır. Bu sebeple kendi özgürlük alanımızı kapatmamız ya da boykot etmemiz düşünülemez. Sadece, birileri o alanı gasp eder ya da onu yok etmeye kalkarsa bunu engellemek için sanatın gerektirdiği zerafet ile cevabını verir ve 54 yıldır anlımızın teri ile var ettiğimiz Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni yaşatırız.