Yaşam

YÖK'te farklı görüşlere itibar

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Özgenç, ÜAK'a daha çok görüş soracaklarını, görüşüne daha çok itibar edeceklerini söyledi.

16 Nisan 2009 03:00

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç, Üniversitelerarası Kurul'a (ÜAK) daha çok görüş soracaklarını, görüşüne daha çok itibar edeceklerini söyledi. 

Üniversitelerin bölünmesinde karar

Özgenç, YÖK'te 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda yapılması düşünülen değişikliklere yönelik bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Bir gazetecinin, "ÜAK'ın yapısında bir değişiklik olacak mı?" sorusu üzerine Özgenç, "ÜAK'ın yapısı bir karar almaya, bir konuyu sağlıklı bir şekilde müzakere etmeye elverişli değil" dedi.

"ÜAK'ın bu şekilde yapılanmasının öngörüldüğü kanun metninin kabul edildiği tarihte Türkiye'de 20 üniversite vardı, 20 rektör, 20 temsilci 40 kişiden oluşan bir kurul vardı. Bugün ise 130'un üzerinde üniversiteye sahibiz" diyen Özgenç, ÜAK'ın 260 kişiden az üyesinin olmadığını söyledi.

Kurulun, ayda bir defa veya iki ayda bir defa bir araya gelerek bir konuyu yeterince tartışması o konuya vakıf olmasını sağlıklı bir karar almasını beklemenin fiilen mümkün olmadığını belirten Özgenç, "Bu nedenle ÜAK'ı daha fonksiyonel kılabilecek bir revizyon gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bu düşünce de ÜAK üyelerinin iradesinin bir yansımasıdır" diye konuştu.

Özgenç, şu anda yapılan düzenlemeye göre ÜAK'ın rektörlerden oluşacağını
söyledi.

“Buyursun gelsinler”

"Harp Akademileri Komutanlığı ve Polis Akademisi Başkanlığı ÜAK'ta temsilci bulundurabilecekler midir?" diye soran Özgenç, şunları kaydetti:

"Bunun cevabı bu metinde değil. Bunun cevabı, bu kurumların üniversiteler bir kurum olup olmamasındadır. Eğer bu kurumlar üniversiteler bir kurumsa bu kurumların rektörleri ÜAK üyesi olacaktır. Buradaki problem 2547 sayılı kanunda yaptığımız bir düzenlemeyle çözülecek bir problem değil. Burada problem, Polis Akademisi'nin yönetimine dair hükümlerdedir. Polis Akademisi'nin yönetimi bir akademisyen tarafından gerçekleştirilmiyor. Polis Akademisi'nin başkanı bir üniversite rektörü gibi işin başına gelmiyor, atama yöntemiyle iş başına geliyor.

Şunu yapmayı düşünüyoruz; bu şekilde bir düzenlemeyle üniversite olma iddiasında bulunan bu kurumların üniversite olmanın gereklerine uygun olarak kuruluş kanunlarını değiştirmelerini hedefliyoruz. Burada harekete geçen biz olmayalım, harekete geçen onlar olsun. Kendileri desinler ki 'Biz üniversiteyiz' Bir üniversitenin nesi vardır? Üniversitenin bir senatosu vardır, rektörü vardır. Bu kurumların da bir rektörü olsun, rektör nasıl işbaşına geliyorsa bu kurumlar bakımından da yöneticiler aynı usulle iş başına gelsin. Mevcut haliyle değil. Böyle bir düzenleme, bu kurumların hukuki yapılarında yönetim organlarının belirlenmesine yönelik hukuki düzenlemesinde değişiklik yapılmasını zorunlu kılacaktır. Bir üniversite yapısına uygun bir yapı gerçekleştirirlerse buyursun gelsinler."

"Bu konuda kurumların ne düşündüğünün" sorulması üzerine Özgenç, kurumların bu konunun ele alınması gerektiğini düşündüklerini belirtti.

"ÜAK’ın yönetmelik yapma yetkisi”

Özgenç, "ÜAK'ın yönetmelik yapma yetkisi elinden alınıyor mu?" sorusu üzerine, Anayasa'ya göre yönetmeliğin bakanlıkların, Bakanlar Kurulu'nun ve kamu tüzel kişilerinin yetkisinde olan bir husus olduğunu vurguladı.

ÜAK'ın kamu tüzel kişiliğine sahip olmadığını belirten Özgenç, "2547 sayılı kanunda ÜAK'a yönetmelik çıkarma yönünde yetki veren hükümler Anayasa'ya aykırı" dedi.

ÜAK'ın aslında YÖK'e akademik bakımdan danışmanlık hizmeti veren, özerk, akademik bir kurul olduğunu ifade eden Özgenç, şöyle devam etti:

"Ben akademik bir konuda YÖK Genel Kurulu olarak, Yürütme Kurulu olarak akademik bir konuda karar almadan önce ÜAK;a görüş soracağım. Bir yönetmelik çıkarıyorsam mesela 'Doçentlik Sınav Yönetmeliği'ni yaptık. Yönetmeliği YÖK yaptı ama YÖK bu yönetmeliği çıkarmadan önce ÜAK'ın görüşünü aldı. ÜAK'ın görüşüyle birlikte şekillenerek bu yönetmelik çıkardı."

ÜAK'ın temsilci sayısı

Bir gazetecinin "Pek çok konuda ÜAK'ın görüşünü almadınız, kontenjan artışı gibi" demesi üzerine İzzet Özgenç, kontenjan konusunun bir akademik görüş almayı gerektirmeyecek bir konu olduğunu söyledi. Özgenç, "Hangi konuda görüşünü almamız gerekiyor, iki yolu var. Kanun diyorsa zorunlu ÜAK'ın görüşünü alın, zorunlu olarak görüşü almam lazım. İki, YÖK Genel Kurulu gündemine gelen bir konuyla ilgili olarak burada ÜAK'ın görüşünü almam gerekiyor diye karar alıyor" diye konuştu.

Özgenç, ÜAK'ın daha çok görüşünü soracaklarını, daha çok görüşüne itibar edeceklerinin altını çizdi.

"ÜAK'ın üye sayısının yarıya düşürülmesi" sorusuna karşılık Özgenç, şu andaki modelin yarıya indirme olduğunu söyledi."Fakat bir ikinci model daha düşünüyoruz" diyen Özgenç, şöyle konuştu:

"Fakat şu anda YÖK Genel Kurulunda bu konuya ihtiyatla yaklaşıldı. Üniversiteler kuruluş sırasına göre 10'ar kişilik gruplar oluştursunlar. Bu 10'arlı gruplardan birer kişinin katılımıyla bir komisyon oluşsun ÜAK bazı yetkilerini bu komisyon marifetiyle yürütsün. Kurul'un daha fonksiyonel olabilmesi için ÜAK ile paylaştık, ÜAK, buna hayır demedi, olabilir dendi ama daha karar aşamasına gelmiş değil. YÖK'te üniversite sayısınca temsilcinin katılımına yönelik bir karar çıktı. Ama bunun daha da azalmasına yönelik öneri konusunda henüz bir karar verilmiş değil. 130 kişiyle yılda 2-3 defa toplanacak, ama komisyonlar daha sık toplanacak."