New York Emtia Borsası NYMEX'in emektar simsarlarından Jeffrey Grossman'ın telefonu devamlı çalıyor. Gözü ham petrol fiyatına kayıyor. Varil fiyatı artık düşmüyor, aksine tırmanışa geçmiş. On yıllardır borsada çalışan Grossman, Emtia fiyatlarındaki iniş çıkışlara alışık. “Petrolden para kazanmak zaten zordu, ama şimdiki gelişme hiç eski dönemlere benzemiyor” diyor.
Ham petrol fiyatı 2016 yılının ilk ayında 30 doların altına kadar düştü. Chicago hammadde borsasında üçüncü kalite inek sütünün litre fiyatı petrolden bir kat fazla. Petrolün bu kadar ucuzlayacağını kimse tahmin etmemişti. Jeffrel Grossman gibi tecrübeli borsacılar bile şaşkın. Fiyatın çok hızlı ve çok fazla düştüğünü söylüyor. New York Columbia Üniversitesi'nin küresel enerji politikası uzmanı Antoine Halff, finans krizinden önce varil fiyatının astronomik rakamlara çıkmasından ve ‘petrol savaşları' açılmasından endişe edildiğini anlatıyor.
Dengesizliğin nedenleri
Dünya piyasasındaki dengesizliğin birçok nedeni var. Çin gibi hızlı büyüyen bir ülkenin petrol talebi bile yerinde sayıyor. ABD hidrolik kırma sayesinde petrol üretimini arttırdı ve artık ithalata ihtiyacı kalmadı. Uluslararası Enerji Ajansı küresel petrol tüketiminin bu yıl sadece yüzde 1,3 oranında artacağını tahmin ediyor. Artış 2015'te yüzde 1,7 olmuştu.
ABD'deki kaya petrolü üretiminin artması da önemli rol oynuyor. Gelişen teknoloji sayesinde, bundan birkaç yıl öncesine kadar çıkarılması mümkün görünmeyen rezervlere de ulaşılabiliyor. Hidrolik kırma metoduyla kaya petrollü çıkarmak henüz oldukça pahalıya geliyor. Zamanla maliyetin düşmesi bekleniyor. Aynı zamanda rekabet de kıran kırana geçiyor. Manhattan Enstitüsü uzmanlarından Mark Mills, ABD'nin kaya petrolü sayesinde rekabet gücünü koruyabileceğini söylüyor.
Çetin rekabet
Rekabetin kızışmasında Suudi Arabistan da rol oynuyor. Dünyanın ikinci en büyük petrol kaynaklarını barındıran ülke dünya piyasasını adeta petrole boğuyor. Suudi Arabistan ham petrol arzını önce hidrolik kırmayı alt etmek için arttırmıştı. Şimdi ise İran'ın dünya petrol piyasasına girmesini zorlaştırmak için arzı yüksek tutuyor. İran'ın bu yıl günde 300 bin ila 600 bin varil petrol ihraç etmesi bekleniyor.
Fiyat düştükçe kâr marjı da eriyor. İngiliz şirketi BP, petroldeki her bir dolarlık ucuzlamanın şirketin kârından 500 milyon dolar götüreceğini hesaplamış. Kâr marjının küçülmesi tensikata yol açıyor. Ucuzluk, son bir buçuk yılda 100 bin ila 250 bin petrol işçisinin açıkta kalmasına yol açtı. ABD'nin öncelikle vergi gelirlerinin büyük bölümünü petrolcülük branşından sağlayan Texas, Louisiana, Kuzey Dakota ve Alaska eyaletlerinin mali durumu fiyat baskısı yüzünden bozuldu.
Suudilerin hesabı
Fiyattaki düşüş arzı kısmakla önlenebilir. Ancak Suudi Arabistan'ın bu adımı atacağı sanılmıyor. Suudi Arabistan'ın piyasa payını İran'a karşı savunmak için vanaları açık tutacağı tahmin ediliyor. Antoine Halff ise Suudilerin arz politikasının siyasi stratejiye dayandırıldığını sanmıyor. Halff, “Petrol arzını arttırmaları akla yatkın geliyor. Fiyat düşünce aynı geliri daha fazla petrol satarak elde etmeye çalışmaları normaldir. Petrol ucuzladıkça Suudiler de arzı arttıracaktır”, diyor. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr, CNN televizyonundaki bir programda “Şimdi tanık olduğumuz, piyasa dengesi ve piyasa fiyatından başkası değildir” demişti.
Siyasi taktik mi, yoksa piyasanın dengelenmesi mi? Her ikisi de aynı yola çıkıyor. Küçük ihracatçıları piyasadan kovma denemesi olduğu kesim. Antoine Halff, diğer OPEC ülkeleri gibi Suudi Arabistan'ın da ucuzluktan olumsuz etkilendiğini ve uzun vadede petrol piyasasının dengeye oturacağını söylüyor. Jeffrey Grossman da petrol fiyatının daha fazla düşmeyeceği görüşünde. Grossman'a göre, birkaç dolar da olsa varil fiyatı artacak. Nitekim ham petrolün varil fiyatı bu yıl ilk kez olmak üzere bir hafta önce yeniden 30 doların üzerine çıktı.