Yaşam

YOGA'DA OYUNA GELMEYİN ANKARA (A.A)

13 Mart 2011 15:16

-YOGA'DA OYUNA GELMEYİN ANKARA (A.A) - 13.03.2011 - Azerbaycanlı Yoga Üstadı Prof. Dr. Akif Manaf, ''Hinduizm, Budizm tarikatlarının yoga adı altında misyonculuk yapmaları yoganın en büyük suistimalidir. Hinduizm oyununa gelmeyin'' uyarısında bulundu. Manaf, yaptığı açıklamada, yoga yaptırmanın amacının insanların sağlıklı ve mutlu olmasını sağlamak olduğunu belirterek, orijinal yoga sistemi uygulanınca insanların stresten arındığını ve daha başarılı, daha dingin olduklarını söyledi.  Yoga sisteminin, zihinsel huzur ve konsantrasyon ortamı yarattığını ifade eden Manaf, ''Öyle ki, bireyi düşünce ve eylem birliğine ulaştırır, zihni arındırır, farkındalığı geliştirir, içsel savaşı durdurur ve içsel barışı sağlar. Orijinal yoga teknikleri olumsuz alışkanlılarını giderici etkiler yaratır, fiziksel ve zihinsel sağlığı geliştirir,bireyin beden ile zihin üzerindeki kontrolünü artırır, beslenme alışkanlıklarını düzene sokar, algılama gücünü geliştirir ve bilinci yükseltir'' dedi. Yogada nefes tekniklerinin uygulandığını bildiren Manaf, konsantrasyon ve meditasyon sayesinde zihnin kontrol altına alındığını söyledi. Manaf, hem yalnız hem de grup şeklinde yapılabildiğini anlatan Manaf, derin gevşemeler sayesinde de kişinin tüm stres ve gerginliğini atacağını kaydetti. Yoganın yaklaşım amacının bu olduğunu ifade eden Manaf, şöyle devam etti: ''Yoga kesinlikle bir din değildir. Hinduizm, budizm tarikatlarının yoga adı altında misyonculuk yapmaları yoganın en büyük suistimalidir. Yoga adı altında, Hinduizm ve Budizmi oraya gelen insanlara aşılıyorlar. Yoga dünya çapında yaygınlaşıyor. Yoga adı altında ilahiler söyletilmesi, şarkı adı altında Hinduizm ayinlerine insanların sokulması bunun yanı sırada Hindistan'a da davet ederek 'Biz size yoga sertifikası vereceğiz' şeklinde kişileri kandırarak büyük paralar alarak, çeşitli adları olan bazı tekke, tarikat gibi eğitim yerlerine, tapınma yerlerine götürüyorlar. İnsanlar yoga için Hindistan'a gidiyorlar, orada da Hinduizme dönüştürüyorlar. Sertifika almak için günde en az 2 saat ilahi söyletiyorlar, tapınma eylemi yaptırıyorlar. Tüm bunların yogayla hiçbir ilgisi bulunmuyor. Bunlar sadece Hinduizmi yaygınlaştırmak adına yapılan eylemlerdir. Bundan daha kötüsü o insanların ismini değiştiriyorlar Hindu isimleri veriyorlar. Yerel gazetelerde de 'biz bu insanları Hindu yaptık' şeklinde haberlerle, reklam yapıyorlar. İnsanlar herşeyi araştırmadan rastgele bir yoga merkezine gitmesinler''  Yoga öğrencisi Nuri Şap, İstanbul'da gittiği bir yoga dersi veren firmayla ilgili sıkıntılar yaşadığını öne sürerek, uzun süredir yoga konusunda araştırmalar yaptığını ve çeşitli yoga merkezlerine gittiğini söyledi. İstanbul'da tesadüfen gittiği yoga merkezlerinden birisinde 'farklı muameleye'' maruz kaldığını iddia eden Şap, bu merkezde önce sırt üstü yatırıldıklarını ilerleyen zamanlarda ise çeşitli ilahileri söyletilmeye başlatıldıklarını belirtti. İlahilerin 'tapınma' ilahileri olduğunu savunan Şap, ''Bu ilahileri söylemeye başladıktan sonra kendisini çok kötü hissetmeye başladım. Ders bittikten sonra da bu ilahileri internet üzerinden araştırdım. İlahilerin Tanrı Şiva'ya tapınma ilahisi olduğu öğrendim. Benim de Hindu'ya dönüştürülmeye çalıştırıldığımı anlayınca psikolojik olarak kendimi rahatsız hissettim. Bu firma hakkında Cumhuriyet Savcılığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı'na suç duyurusunda bulundum'' dedi. Diğer yoga öğrencisi Emine Gül Erez ise 10 yıldır çeşitli yerlerde yoga yapmaya başladığını ifade ederek, ancak İstanbulda yeni gittiği bir yoga merkezinde derse ilk katıldığında ortamdan dolayı rahatsızlık duyduğunu söyledi.  Gittiği merkezde kendilerine anlamlarını bilmedikleri bazı sözcüklerin söyletildiğini belirten Erez, ardından şarkılar söylettiklerini kaydetti. Erez, ''Ben endişe duymaya başladım ve söyletilen şeylerden huzursuz oldum. Araştırmaya başladığımda, okuduğum kitaplar söyletilen ilahinin bunun Hindu Tanrısı Şiva'ya tapınma olduğunu öğrendim. Hatta Hindulaştırma ayinlerinde kullanıldığını öğrendikten sonra gerçekten çok üzüldüm. Çünkü bunun benim irademin dışında  bana yaptırılması hiç hoş değildi. Yoga kisvesi altında insanların bu şekilde kandırılmasını gerçekten kınıyorum. Bu şekilde başkalarının da zarar görmesini istemediğim o firma hakkında  Cumhuriyet Savcılığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı'na şikayette bulundum. Benim gibi başkaları da zarar görmesin istiyorum'' diye konuştu. Avukat Arzu Kütük de, yoga öğrencisi Şap ile Erez'in başına gelen olaylardan dolayı avukatlığını üstlendiğini belirterek, ''Her iki müvekkilim de bir yoga merkezinde, yogaya ait unsurlar yaptırılmadan, sadece kendilerine Hinduizm dininin aşılandığını, ona ilişkin ilahiler söyletildiğini, bu durumun psikolojilerinde zarara yol açtığını söylediler. Ben de durum üzerine ilgili yerlere suç duyurusunda bulundum. Hukuki süreç sürüyor. Ülkemizde din eğitimi devlet gözetimi ve denetimi altında olmalıdır. Devlet denetimi ve gözetiminde olmayan din eğitimi de kişinin kendi iradesine bağlıdır. Dolayısıyla müvekkillerim kendi istekleri dışında yoga adı altında Hinduizm dinin ayinleri ve eğitimi ile karşı karşıya kalmış ve psikolojik olarak çok etkilenmişlerdir. Başkaları da zarar görmesin diye gerekli yasal yollara başvurduk'' diye konuştu.