Eğitim

YKS'ye bir hafta kala uzmanından öğrencilere ve ailelere öneriler!

20 Haziran 2021 11:20

Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YKS) son bir hafta kala ailelere önerilerde bulunan Klinik Psikolog Dr. Kahraman Güler, “Sınava bir haftalık süreç varken ailelerin sınavla ilgili çok fazla konuşmalar yapmaması, sistemi çok fazla eleştirmemesi, çocuktan beklentilerini çok fazla ifade etmemesi, çocukla ilgili kıyaslamalar yapmaması gerekir” diye konuştu. Güler, öğrencilere de sınav anında stresi yenmek için tüyolar verdi.

YKS, 26-27 Haziran'da yapılacak. Sınavın yaklaşmasıyla öğrenci ve aileleri heyecan sardığını belirten İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kahraman Güler, sınav zamanı yaklaştığında heyecanlanmanın doğal olduğunu söyledi. Adaylara son 2-3 gün kala ders çalışmayı bırakmasını öneren Dr. Güler, “Kendilerini zihinsel ve bedensel anlamda dinlendirmeliler” önerisinde bulundu. 

"Ailelere görev düşüyor"

Sınav kaygısı yaşamada aile yapısının da önemli olduğunu belirten Dr. Güler, “Özellikle yüksek beklenti, eleştirel, mükemmelliyetçi ve takdir etmeyi bilmeyen ailelerin çocuklarında da sınav kaygısı ortaya çıkabilir. Bazı çocukların aileleri de onlardan bir haber. Çocuklarının ne yaptığını bile bilmiyorlar. Onları çok korunmasız bırakmışlar. Bu yüzden çocuklar da hayata karşı ne yapacaklarını bilemiyorlar, boşluk ve belirsizlik içinde hissettikleri için de sınav kaygısı yaşıyorlar. Burada ailelere görev düşüyor. Bir sonuç varsa nedeni biraz da onlarla ilgilidir” diye konuştu.  

"Çocuğun çabası takdir edilmeli"

Aile ve çocuklar için en önemli noktanın sınavın bir amaç değil araç olduğunun bilinmesi olduğunu ifade eden Dr. Kahraman Güler, “Çocuğun çabası, emeği takdir edilmelidir. Diyelim ki çocuğunuz tüm yıl çalışmadı. Buna da ‘olsun sen elinden geleni yaptın, sınav senin daha iyi hissetmen ve mutlu olman için daha iyi bir geleceğin için bir basamak bir araç. Bu sınav senden daha değerli ya da önemli değil’ şeklinde çocuklarınızla konuşabilirsiniz. Aileler bu noktalara dikkat ederse çocukların üstündeki baskı da azalmış olur” açıklamasında bulundu

Dr. Güler, sözlerini söyle sürdürdü:

“Çocuklar sırf sizin istediğiniz kadar puan alamadı diye onların kişiliklerini, duygularını, hayata bakış açılarını eleştirmek, değersizmiş gibi hissettirmek hiç doğru değil. Eğer aileler eleştirecekse de çabaya bir miktar vurgu yapabilirler. ‘Yeterince çaba harcamadın, daha iyisini yapabilirsin’ gibi ifadeler işe yarayabilir."

"Sınav anında kaygıyı yenmek için gevşeme egzersizleri yapın"

Sınav anındaki heyecanın bitiş süresi olduğunu vurgulayan Dr. Güler, “Öğrencilerin kitapçığı çevirirken zor soru görmesi, sınavda bulunan öğretmenin başlangıç saatini belirtmesi gibi anlarda heyecanı yükselebilir. O anda derin nefes almak, sakince durmak, kalemi bırakmak, kendilerine ‘şu an bu duygu geldi ve birazdan geçecek daha önceki sınavlarda da heyecanlandım geçti belki 5-6 dakikamı kaybedeceğim ama geri kalan bütün süreyi kazanacağım’ diyerek özgüvenini yükseltip sınava devam etmek mantıklı olacaktır” ifadelerini kullandı. 

Eğer öğrencide çok fazla kaygı varsa öğretmene soru sorarak ya da su içerek dikkatlerini dağıtabileceğini belirten Dr. Güler, “Varsa bildiği minik gevşeme egzersizleri onları yapabilir. Bilmeyenler de 7-8 günde bunları internetten öğrenebilir” dedi

"Çocuklara, 'sana çok para harcadık, bizi mahçup ettin'  dememeli"

Öğrencilerin sınavı kötü geçtiğinde ailelerinin yapması gerekenlere de değinen Dr. Güler şunları söyledi:

“Amacımıza ulaşırken daha iyi araçlara nasıl ulaşabiliriz? Burada çocuğun ve ailenin yeniden bir yıllık süreci başlayacak. Kimi aileler için bu maddi olarak da zor olabilir. Ama önemli olan şu; çocuk sonraki hayatında sürekli mutsuz ve heyecansız olacağına bir yıl daha hayata daha sağlıklı şekilde hazırlanması daha iyi sonuç verebilir. Aileler çocuklarına, 'sana çok para harcadık, bizi mahcup ettin’ gibi şeyler söylememelidir. Çünkü siz o çocuğa bunu yaparken karşılıksız ve göreviniz olarak yapıyorsunuz. Bu yüzden yaptıklarınızı ona lütufmuş gibi göstermeyin. Destekleyici olmak her zaman işe yarar.” (DHA)