Gündem

Yılmazer: Sahte evrak düzenleyen İstanbul Emniyeti'nin Hrant Dink’i koruması gerekiyordu!

İşte Dink cinayeti soruşturmasında şüpheli olarak ifade veren Yılmazer’in ifadesinin tam metni...

05 Aralık 2014 18:52

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturmada cinayetten yaklaşık 7 yıl sonra şüpheli sıfatıyla dün (4 Aralık 2014) ifadesine başvurulan dönemin İstanbul İstihbarat Müdürü Ali Fuat Yılmazer, "İstanbul Emniyeti'nin, Trabzon'dan gelen saldırı istihbaratına ve tehditler bulunmasına rağmen, Dink'i koruması gerektiği halde bunu yapmadığını" söyledi. Yılmazer, İstanbul Emniyeti'nin "sahte evrak" düzenlediğini kabul ederek, Dink'e saldırı yapılacağı yolunda Trabzon'dan gelen istihbaratın gereğinin yapıldığı izlemini vermeye çalıştığı yolundaki skandalı da teyit etti. 

Sorguda Yılmazer'e "Dink' e karşı ses getirecek bir eylemde bulunacağı söyleniyor" şeklindeki bilginin istihbarat açısından ne anlama geldiği soruldu ve “Hrant Dink'in ne pahasına olursa olsun, öldürüleceği yönünde bir bilgi paylaşımı yapıldığı" hususları hatırlatıldı. Kendisinin bu bilgi geldiğinde yurt dışında olduğunu ifade eden Yılmazer, şunları söyledi:

Böyle bir bilgi geldiğinde İstanbul Şube Müdürlüğü'nün yapacağı iki şey vardır. Birincisi tehdit ciddiyse il koruma komisyonuna yazı yazarak koruma tedbirinin uygulanmasını sağlamak. İkincisi İstanbul ili itibariyle belirlenen hedeflere yönelik istihbari çalışma yaparak Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü ile koordineli hareket etmek zorundadır. Bunların hiçbirini İstanbul Emniyet Müdürlüğü yapmamıştır. Osman Hayal hakkında sahte bir tahkikat evrakı tanzim etmiş kusurunu örtmeye çalışmıştır.” 

Sorguda Yılmazer’e “Yasin Hayal hakkında teknik ve fiziki takip yapılıp yapılmadığı ve iletişimi denetlenen Hayal’den elde edilen bilgilerin Trabzon İstihabrat Şube Müdürlüğü tarafından kendisine ulaştırılıp ulaştırılmadığı” da soruldu. Yılmazer, bu soruya, “Bu yazılar bana gelmiş midir, bana arz edilmiş midir hatırlamıyorum. Çünkü bu konuda birkaç tane F4 raporu vardır” cevabını verdi.

Yılmazer'in ifadesinde geçen "sahte evrak" konusu, İstanbul Emniyeti'nin Dink cinayetinden sonra düzenlediği gerçeğe aykırı belge skandalıyla kamuoyuna yansımıştı. Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesinin ardından, cinayetten yaklaşık bir yıl önce Tranbzon Emniyeti'nin İstanbul'a Yasin Hayal'in adını ve abisinin adresini ileterek Dink'i hedef alan bir eylem hazırlığı yapıldığını bildirdiği ortaya çıkmıştı. İstanbul Emniyeti bu belgenin ortaya çıkması üzerine, "istihbaratın gereğinin yapıldığı" izlenimini veren bir görevlendirme yazısı sundu. Ancak bu evrakta adı geçen iki polis memurunun aynı gün başka bir bölgede görevlendirildikleri, İstanbul Emniyeti'nin Dink'e saldırı istihbaratına rağmen hiçbir takip yapmadığı ve önlem almadığı anlaşıldı.

Sahte evrak skandalına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi mahkum ettiği kararlara rağmen İstanbul Emniyeti yöneticileri hakkında yakın zamana kadar soruşturma ve yargılama izni verilmedi.

Dink cinayeti soruşturması kapsamında dün savcılığa şüpheli olarak ifade veren Yılmazer’e sorulan sorular ve verdiği cevapların tam metni için tıklayın.