Gündem

Yılmaz Özdil, AKP'nin 'düşman'larını yazdı: Fazla müsrif davrandılar

"Tanzim satış tezgâhları kurarak, manavlara-pazarcılara dış güçlerin tezgâhı muamelesi yapılıyor"

06 Mart 2019 08:41

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, AKP'nin 2002 yılından bu yana 'düşman' ilan ettiği kişi, kurum ve oluşumları yazdı. AKP'nin "fazla müsrif davrandığını" söyleyen Özdil, "Ellerinde bu seçime yetecek kadar düşman kalmadı" dedi. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 3 dönem yaptığı başbakanlık dönemini anlatırken kullandığı Çıraklık - Kalfalık - Ustalık dönemi"ni hatırlatan Özdil, bu dönemin adının da yapılan soğan deposu baskınları nedeniyle "Kabzımallık dönemi" olduğunu iddia etti.

Özdil, "Düşmanları fazla müsrif harcadıkları için ellerinde düşman kalmadı" başlığıyla yayımlanan yazısında şunları kaydetti:

2002'yle 2007 arasındaki çıraklık dönemi, babalar gibi satış dönemiydi, fabrikalarımızı bankalarımızı limanlarımızı satmayın diye uyaranlar “düşman”dı, sermaye ırkçısı ilan ediyorlardı.

Papa heykelinin önünde AB Anayasası'na imza atıyorlardı, AB'ye girdik diye Ankara'da güpegündüz havayi fişek fırlatıyorlardı, yapmayın etmeyin AB'ye uyum yasaları adı altında memleketi Avrupa'ya peşkeş çekmeyin diyenler “düşman”dı.

Milli kahramanımız Rauf Denktaş “düşman”dı, yes be annem'e karşı çıkanları statükocu ilan ediyorlardı.

Alt kimlik üst kimlik modaydı, Türküm diyenler “düşman”dı, Türkiyeliyim diyeceksiniz diyorlardı, Mhp “düşman”dı.

Atatürkçü rektörler “düşman”dı, cenaze namazları kılınmayacak diye tehdit ediyorlardı, tarikat yuvalarının kaçak Kuran kursları serbest bırakılırken, ODTÜ terörist yuvası ilan ediliyordu.

Sendikalar “düşman”dı, dünya tarihinde ilk kez ‘sağcı sendika' icat ettiler, yandaş sendikaya üye olmayanlar işten atıldı, süründürüldü.

Yüksek yargı “düşman”dı, ulemaya soralım diyorlardı, ulemaya sora sora, fetocuların Özel Yetkili Mahkemeleri'ni kurdular.

Varlığıyla onur duyduğumuz Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer “düşman”dı, Cumhuriyet'i ve hukukun üstünlüğünü savunduğu için kıyasıya saldırıyorlardı. Aslında sadece Sezer değil, Atatürk'ten başlayarak tüm cumhurbaşkanlarımız “düşman”dı, sanki öbürleri patates dinindenmiş gibi, dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz diyorlardı.

 

 

2007'yle 2011 arasındaki kalfalık döneminde, Ergenekon düşmanı icat edildi, Balyoz düşmanı icat edildi, Casusluk düşmanı icat edildi, genelkurmay başkanı terörist ilan edildi, Türk Silahlı Kuvvetleri astsubayından oramiraline komple “düşman” ilan edildi.

Fetoya dokunan yanıyordu, muhterem hocaefendi filan diye övgüler yağdırıyorlardı, elini eteğini öpüyorlardı, Türkçe olimpiyatlarına tam kadro katılıyorlardı, fetoya karşı çıkanlar “düşman”dı.

İkinci Cumhuriyet modaydı, ikinci cumhuriyetçi lavuklar yandaş medyada baştacı ediliyordu, Atatürk Cumhuriyeti “düşman”dı.

Profesör Türkan Saylan, Profesör Mehmet Haberal, Profesör Erol Manisalı, Profesör Fatih Hilmioğlu “düşman”dı.

Yetmez ama evet modaydı, hayır diyenler “düşman”dı.

Pkk'yla masaya oturdular, İmralı'yla Kandil'le pazarlık yaptılar, itiraz edenler “düşman”dı, iki cihanda lekeli ilan ettiler.

Tüsiad “düşman”dı, dinsiz ilan ettiler, pornocu ilan ettiler, vatana ihanetle bile suçladılar.

Sık sık Atatürk'e atıfta bulunan, laiklik ilkesini savunan, kadın hakları konusunda çağdaş adımlar atan, camilerimizi tarikatların-cemaatlerin eline bırakmayan Diyanet İşleri Başkanı Profesör Ali Bardakoğlu “düşman”dı.

 

 

 

2011'den sonraki ustalık döneminde, imam nikahlı aşk hikayesinin sonuna gelinmişti, feto artık “düşman”dı.

Fetoyla mücadele ediyoruz ayaklarıyla, ister devrimci ol, ister ülkücü, Akp'ye biat etmeyen herkes fetocu ilan edildi.

Bağımsız medya “düşman”dı, Sabah'la başlayan yandaşlaştırma operasyonu, amiral gemisi Hürriyet'i bile havuzda kayık yaptı.

Açılım döneminde demokrasi kahramanı ilan edilen, televizyonda türkü söylettirilen Hdpliler “düşman” ilan edildi, alayı hapse tıkıldı.

Yeni Osmanlıcılık icat edildi, Abdülhamid'e karşı çıkanlar “düşman” ilan edildi.

Kullanışlı aptallar'ın, ikinci cumhuriyetçilerin son kullanma tarihi doldu, “düşman” ilan edildiler, eskiden başyazarlık veriyorlardı, müebbet vermeye başladılar.

Tbmm başkanı yaptıkları Bülent Arınç, Manisalı Lawrence ilan edildi, cumhurbaşkanı yaptıkları Abdullah Gül, hain ilan edildi, başbakan yaptıkları Ahmet Davutoğlu “düşman” ilan edildi.

 

 

2002'yle 2018 arasındaki çıraklık-kalfalık-ustalık seçimlerini bu düşmanları hedef göstererek kazandılar.

 

 

Şimdi?

 

 

Fazla müsrif davranıp düşmanları bol bol harcadıkları için, ellerinde bu seçime yetecek kadar düşman kalmadı.

 

 

Memlekette “düşman” ilan edilecek kişi ve kurum bırakmadıkları için, soğan depolarına terör örgütüymüş gibi baskın yapılıyor, tanzim satış tezgahları kurarak, manavlara-pazarcılara dış güçlerin tezgahı muamelesi yapılıyor, domates patlıcan fiyatları için Milli İstihbarat Teşkilatı göreve çağırılıyor, haklarında soruşturma açılan Migros, Carrefour gibi zincir marketler “düşman” ilan ediliyor.

 

 

Çıraklık dönemi

Kalfalık dönemi

Ustalık dönemi

Sanırım bu da…

Kabzımallık dönemi!