686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen 330 akademisyen arasında yer alan Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (SBUİ) bölümünden 14 akademisyen ve araştırma görevlisinin öğrencileri ve mezunları bir bildiri yayımladı.
"Adaletsizliğin karşısında, hocalarımızın yanındayız" denen açıklamada, "Bu ihraçlar ile iktidar, hocalarımızın sadece bilimsel üretimde bulunacakları mecralardan birine değil, toplumsal alandaki tüm görünürlüklerine kast etmeyi hedeflemiştir. Buna karşı durmaya kararlıyız. Ülkemizin tüm kesimlerini destek, dayanışma ve mücadeleye davet ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
YTÜ İİBF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunları ve öğrencileri'nin bildirisi şöyle:
Adaletsizliğin Karşısında,
Hocalarımızın Yanındayız!
7 Şubat Salı gecesi yayınlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 330’u akademisyen, toplam 4.464 kişi çalıştıkları kamu kurumlarından sorgusuz sualsiz ihraç edildiler. Bu ve bundan önceki KHK’lar ile bölümden hocalarımız Adnan Bakır, Ali Yalçın Göymen, Alphan Telek, Barış Alp Özden, Berivan Gökçenay, Burak Ülman, Derya Kömürcü, Ece Öztan, Edgar Şar, Eylem Tek, Ferda Fahrioğlu Akın, Fulya Atacan, Gülay Kılıçaslan, Gülçin Karabağ, İsmet Akça, Ömer Çelebi ve Süreyya Algül ile İktisat Bölümü’nden hocalarımız Ahu Hatipkarasulu ve Canay Şahin üniversiteden ihraç edildiler.
OHAL düzeninin hukuksuzluğundan yararlanılarak yürütülen bu süreçte başta anayasa olmak üzere yasalarla ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler ihlal edildi. Hocalarımızın ifade, çalışma ve seyahat özgürlükleri ile akademik özgürlükleri ellerinden alındı.
Lisans, yüksek lisans, doktora derslerini aldığımız, yıllarca aynı akademik ortamı soluduğumuz hocalarımızdan, her ne olursa olsun barışın yanında durmayı, her kim olursa olsun haksızlığa uğrayanların haklarını savunmayı ve her türlü ayrımcılığın karşısında olmayı öğrendik. Hocalarımız her kimlikten ve görüşten öğrenciye eşit mesafede durdular. Bu duruşlarıyla da bizlere örnek oldular.
Aktardıkları bu kültürü taşıyan gençler olarak bizler, ülkemizin içinde bulunduğu OHAL ortamından, hukuk mekanizmalarının işleyişinin önündeki engellerden ve de hızla yayılan şiddet ortamından derin bir endişe duyuyoruz. Bu ihraçlar ile iktidar, hocalarımızın sadece bilimsel üretimde bulunacakları mecralardan birine değil, toplumsal alandaki tüm görünürlüklerine kast etmeyi hedeflemiştir. Buna karşı durmaya kararlıyız.
İktidarın hedef göstermesiyle hocalarımıza soruşturma açarak bu hukuksuz süreci başlatan Üniversite kurul ve makamlarının ihraçlardaki sorumluluğunun farkındayız. Hocalarımızdan ve bize öğrettiklerinden ne kadar gurur duyuyorsak, mezunu/öğrencisi olduğumuz, köklü bir geleneğe sahip üniversitemizin idari mercilerinin “akademinin olmazsa olmazı düşünce ve ifade özgürlüğünü” savunmamış olmasından da o kadar utanıyoruz.
Tüm öğrenci ve mezun arkadaşlarımızla birlikte hocalarımızın yanında olacağımızı, bu adaletsizliğe karşı ses çıkarmak için dayanışma ve mücadele içinde kalacağımızı duyuruyoruz. Her zaman demokratik değerler için mücadele veren, ayrım yapmadan tüm haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı duran bu akademisyenlerimiz için ülkemizin tüm kesimlerini destek, dayanışma ve mücadeleye davet ediyoruz.
Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Öğrencileri ve mezunlarının bildirisi şöyle:
Yıldız Ayakta!
Önce kampüsümüzü Saray’a devrettiler, şimdi hocalarımızı kovuyorlar!
Bizler, Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Öğrencileri ve Mezunları olarak, Olağanüstü Hal koşullarının fırsat bilinerek üniversitemizden barış yanlısı, demokrat, ilerici hocalarımızın birer birer atılmasına sessiz kalmayacağız.
7 Şubat 2017 tarihli KHK ile üniversitemizden 27 Barış imzacısı hocamızın işine hiçbir gerekçe gösterilmeden son verilmiştir. Bu kıyım devletin en tepesinden alınan icazetle YÖK ve rektörlüğün ortak operasyonuyla gerçekleştirilmiş, bölümümüzün yüz akı hocaları Canay Şahin ve Ahu Hatipkarasulu çok sevdikleri işlerinden, öğrencilerinden koparılmıştır.
İçinden geçmekte olduğumuz bu çok önemli tarihsel uğrakta, bilimden yana tutum alan, özgür ve eleştirel düşünceden vazgeçmeyen, yalnızca üniversiteye değil topluma ve bilimsel üretime duydukları sorumlulukla hareket eden, en önemlisi de biat etmeyen Canay ve Ahu hocalarımızın yanındayız. Hocalarımızın yanında olduğumuzu her mecrada haykırmaya, ses çıkarmaya, adaletsizliğe karşı mücadele etmeye çağırıyoruz.