Yaşam

Yılbaşına çalışarak girenlerin hikayeleri

Yılbaşına kokpitte giren pilotlar, direksiyon çevirmek zorunda olan taksi şöförleri, acil serviste nöbete kalan doktorlar...

31 Aralık 2010 02:00

T24- Herkes yılbaşını nasıl kutlayacağını günler öncesinden planlarken, yılbaşını çalışarak geçirenler var. Yılbaşına kokpitte giren pilotlar, direksiyon çevirmek zorunda olan taksi şöförleri, acil serviste nöbete kalan doktorlar... İşte onların hikayeleri... 


Elif İnce'nin Radikal gazetesinde yayımlanan haberi şöyle:


Murat Doğan, taksici:


“Yılbaşı gece yarısından sonra müşterilerin yüzde 80’i sarhoş, malum başımıza çok şey geliyor. Ama geçen yıl olanları anlatsam inanmazsınız.Bebek’ten iki müşteri aldım, bir bayanla bir bey. Tabii zilzurna sarhoşlar. ‘Kadıköy’e, Yeldeğirmeni’ne gidiyoruz’ dediler, ben de sevindim bizim durağa yakın olduğu için. Yola koyulduk. Bir süre sonra arka koltuktan şırıl şırıl bir ses gelmeye başladı. Ben de telefon zili sandım, hani oluyor ya öyle zil tonları? Ama telefona bakan yok! Neyse bir müddet daha gittik. İkinci defa bu su sesi gelmeye başladı şırıl şırıl. Diyorum neden bakmıyor bu telefonuna, herhalde sarhoşlar ya ondan diyorum. Yeldeğirmeni’ne geldik en sonunda. Çifti indirdim, başka müşteri durdurdu. Müşteri tam girecekken içeri, ‘Bu ne, koltuk sırılsıklam!’ dedi, binmedi arabaya. Arka koltuğa bakınca gözlerime inanamadım. Müşteri Allah ne verdiye her şeyi boşaltmış döşemeye! Yılbaşım zehir oldu. Koltuğu söktüm. Sabaha kadar yıkattım. Sonra kurutmak için evde çoluk çocuğı ısıtacak kömürümü yaktım, tam iki torba! Ama koltuk kurumuyor. Bu sefer çocukların ellerine saç kurutma makinaları verdim, hepsi dizildiler etrafına. En sonunda koltuğu araç kuaförüne götürmek zorunda kaldım dezenfekte etmeleri için. Ona da sekiz lira saydım. O yılbaşı kazancımızı tamamen bu koltuk mevzusuna vermiştik. Arabanın içine, camına kusan hep bana denk gelir, bu konuda talihsizim. Bakalım bu sefer neler gelecek başıma?”


“Bir uçuşta yılbaşına beş altı kere girdiğim oldu”


Ahmet Aktaş, THY pilotu:

“Bizim kokpitte yeni yıl kutlamamız şöyle gelişiyor: ‘Aa yeni yıla girmişiz hocam’, ‘Valla girdik, hadi mutlu yıllar, neyse iniş checklist’ine devam!’ Kemerimizi çözemiyoruz tabii, koltuktan elimizi uzatıyoruz, pilot arkadaşlarla el sıkışıyoruz.

Saat farkından dolayı bir uçuşta yılbaşına beş altı kere girdiğim oldu. Özellikle de Avrupa üzerinden uçarken çok fazla ülke sınırı kat ediyoruz, üzerinden uçtuğumuz ülkelerin hava trafik yöneticileri yeni yıla girdiklerinde yılbaşımızı kutluyor, öyle öğreniyoruz.

Bir de çay geleneğimiz vardır. Kabin amiri ‘Kaptan yeni yıl çayı yapayım mı?’ der, ‘Hadi patlat bir yılbaşı çayı o zaman’ deriz. Tabii yine sallama çay ama farklı bir duyguyla içiyoruz.

Bu yılbaşı Bakü’ye uçuyorum. Tahminimce ya iniş esnasında gireceğiz yeni yıla, ya da Bakü’ye indikten hemen sonra. Yani ayağım yerde girebilirim 2011’e.”


“Abiyle başlayan ambulansla bitebiliyor”


Uğur Aytaş, garson (Niş)

“Geçen yılbaşı locada bir grup misafir, siparişleri verirken ‘Abi bize sen mi bakacaksın? Aman bize iyi hizmet ver bu gece’ dediler. Bir şişe votka söylediler. İkinci şişeyi ısmarlarken ‘Uğur bize sen bakıyorsun di mi?’ dediler, üçüncü şişeye geçtiğimizde artık ‘Uğur gel lan buraya’ demeye başlamışlardı. En son çağırdıklarında ise istedikleri mönüden değildi: ‘Acil 112’yi ara!’ diye bağırıyorlardı. Burada ‘abi’yle başlayan ambulansla bitebiliyor yani.


“12’ye girmişiz, farkında değiliz”


Dr. Güneş Altıokka Uzun, Çapa Acil Servis doktoru:

“Normalde acil vardiyası aralıksız 36 saat, ama ertesi gün resmi tatil olduğu için 24 saat çalışacaktık. 31 Aralık sabah saat 08.00’de başladık nöbete, ertesi sabah 09.00’a kadar aralıksız çalışacağız. Tabii çok zor, ben acil nörolojide vardiyada tek başımayım. Yemek yiyemiyorsun, tuvalete gidemiyorsun. Elinde bir paket çubuk kraker, onunla geçiştirmeye çalışıyorsun açlığını.
31 Aralık çok yoğun bir geceydi, en az 30 hastayla ilgilendim. Biz nörolojide sarhoşlara bakmıyoruz, ama inme hastaları, epilepsi hastaları, MS hastaları bize geliyor. O kadar yoğunduk ki, 12’ye girmişiz, farkında değiliz. Uzmanlarla birbirimizin yılbaşını kutlamayı unutmuşuz. Annem, eşim, arkadaşlarım aradı, hep meşgule aldım.


O gece çıktığımda eve gittim, dinlendim. Biz hekimler için evin ayrı bir önemi vardır. Sabah buradan çıkmak, eve gitmek çok güzel bir his. Nöbeti devralan, gidene imrenerek bakar, bitirmiş gidiyor diye.”