Gündem

Yeşil'in ölümüne dair kanıt

Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın öldürüldüğünü ileri süren eski savcı Sacit Kayasu'nun iddialarını kanıtlayan telefon görüşmeleri ortaya &cce

18 Kasım 2008 02:00

Savcılık yaptığı dönemde Ödemiş ilçesi yakınlarında bulduğu kimliği belli olmasın diye el ve ayak derileri yüzülmüş, gözleri oyulmuş kişinin "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu iddia eden Sacit Kayasu'nun bu konudaki "en önemli delili" olan telefon görüşmesi ses kaydı ortaya çıktı. 

Emekli savcının iddiasına göre kendisiyle adının mehmet olduğunu söyleyen ihbarcı arasındaki bu konuşmalar cesedin bulunmasından yaklaşık 4 ay sonra Ocak 1999 yılında başladı aynı yılın nisan ayına kadar devam etti. Bu konuşmalardan bazılarını kayda alan savcı Kayasu'ya göre Ödemiş yakınlarında kendisinin incelediği erkek cesedinin Yeşil'e ait olduğunu işte bu ihbarcının söyledikleri de doğruluyor. 

Emekli Savcı Kayasu: Yeşil öldürüldü!

İŞTE O SES KAYITLARI

Mehmet - Konuşma anlaşılmıyor....

Savcı - İyi akşamlar. Rica ederim. Buyrun.

Mehmet - İşlerim var sağda solda. Ödemiş'e geldim.

-Konuşmalar anlaşılmıyor -

Savcı - Ödemiş'e gelmişken görüşseydik.

Mehmet -Yarın geleceğim.

Savcı - Yarın tamam. Evet. Tamam... Kaseti gelirken bir zahmet getir de. Kaseti de getir gelirken.

Mehmet - Ben oraya getiririm.

Savcı - Tamam oldu. Yarın sen beni arar bulursun. Ben seni bulamam.

- Konuşmalar anlaşılmıyor -

Savcı -Tamam oldu. Oldu. Yarın görüşürüz. İyiakşamlar. Sağol.

" KEMALPAŞA'DA ÖLDÜRÜLDÜ"

Mehmet kod adlı esrarengiz kişi o zamanlar görevine devam eden Savcı Sacit Kayasu'yu sık sık arıyor. Telefon görüşmelerinde Mehmet adlı kişinin rahat konuşamadığı seziliyor. Yerinin tespit edilmesinden endişe duyan Mehmet sık sık güvenli bir yerde buluşmaktan da bahsediyor.

Mehmet - ....Daha iyi olmaz mı ?

Savcı - Nereye göndericen ?

- Mehmet'in konuşmaları anlaşılmıyor.

Savcı - Evet. Evet.

Mehmet - Cavit Çağlar'dan tutun da. Hepsi olayların içinde yani.

Savcı - Mutlaka mutlaka.

- Konuşmalar anlaşılmıyor -

Savcı - Vallahi ben seni o şekilde tehlikeye atmam. Arena'ya çıkmana da gerek yok.

- Konuşmalar anlaşılmıyor -

Mehmet - Orada sorgulandı. Orada öldürüldü Kemalpaşa'da. Her şeyi biliyor. Elimizden gelen şu var. Nasıl istiyorsan öyle yapayım.

Savcı - Tabii tabii dinleniyor.

- Konuşmalar anlaşılmıyor -

Savcı - Şimdi Ödemiş'in içerisinde olsun daha güvenli olur. Arkadaşlar için de. Ben değil bir başka arkadaşı gönderirim ben. Böylelikle. Tamam. Onları da tehlikeye atmamış oluruz böylelikle. Tamam ne şekilde nerede buluşacağız?

- Konuşmalar anlaşılmıyor -

Savcı - Sen beni cepten aradın ama bak !

Mehmet - Cepten aradım ama yer tespit ediliyor.

Savcı - Evet o da doğru. Şu da var. Sen beni telefon kulübesinden ararsan yerin tespit edilemez. Onu şey yapma.

Mehmet - Öyle mi ?

Savcı - Tabii tabii. Telefon dinlendiği için buluşacağımız yeri burada söyleme.

Mehmet - Onu söylemeyeceğim. Yalnız ben o zaman şeyden arayacağım.

Savcı - Makamım da olurum da. Cepten ara yine. Cepten ara dediğim gibi telefon kulübesinden ara. Saat kaçta nerede buluşulacaksa ona göre ayarlayalım. Onu o şekilde halledelim. Tamam oldu iyi akşamlar. Estağfurullah iyi akşamlar.

" YEŞİL ÖLDÜ "

Savcı Sacit Kayasu ile Mehmet adlı kişi arasındaki bir başka telefon konuşmasında ise, Mehmet kendini tanıtıyor. Konuşmalarda Mehmet nereli olduğundan bahsediyor. Yeşil'in cep telefonundan da bahsedilen konuşmalarda Mehmet adlı kişi, Yeşil'in telefonu olduğunu iddia ettiği bir telefon numarası veriyor. Bu telefon numarasının da Sedat Peker'in adamı olan Mehmet Çepni adına alındığını belirtiyor. Yeşil ile Mersin'de Silopi'de, Kuzey Irak'ta birlikte olduğunu söyleyen Mehmet adlı kişi Yeşil'in öldüğünü de söylüyor. Bu telefon konuşmasında, Mehmet, Savcı Kayasu ile diğer telefon konuşmalarında da bahsedilen kasetten söz ediyor ve bu kasedi bayramdan sonra verebileceğini belirtiyor.

İŞTE İHBARCI'NIN ŞOK SÖZLERİ

Savcıyla ihbarcı arasında geçen konuşmaların bir bölümü var ki, o bölüm diğerlerinden kolayca ayrılıyor. Çünkü ihbarcı bu konuşmada savcıyı ikna etmek için ve kendine inandırmak için birçok ayrıntı veriyor. Ve o çarpıcı konuşmada kimliğini de açıklayarak neredeyse savcıya soru sormaya bile fırsat vermeden soluk almadan bildiklerini sıralamaya başlıyor.

Mehmet - "Size güveniyorum. Savcı olduğun için ben sana güveniyorum. Ve bak. Benim gerçek adım Mehmet. Mehmet Dal. Ben Mardinliyim. Tamam mı ? Ben Mardinliyim. Yeşil ile bir hayli arkadaşlığımız oldu. Mersin’de, Mardin’de Silopi'de, Kuzey Irak'ta. Tamam mı ? Ve Yeşil öldü. Yani ben sana Yeşil'in telefonu da vereyim. Cep telefonu şu an kullanılmamakta. Yeşil cep telefonunda Sedat Peker'in bir adamı adına.... Tarafından yani bu onun adına çıkarılmıştır. Bu telefonu da ben sana vereyim. 0532... Şu an daha evvel yani irtibatta olduğum insanlar vardı. O telefonu da ben size vereyim. 250 .....Yani şu anda bu kadarını size verebilirim. "

Savcı- Tabii tabii. Şimdi sen yalnız o göndereceğin belgeleri niye bayramdan sonra gönderiyorsun?

Mehmet - Savcı bey benim bazı bildiğim bazı şeyler var. Hani biliyorum da şu an dinliyorlar.

Savcı- Muhakkak muhakkak.

Mehmet - Biliyorum dinliyorlar, ama eğer yani bazı şeyleri çıkaracaksak kellemize de razıyım. Olayların gerçeğini ortaya çıkaracaksak ben kelleme razıyım, her şeye varım.