00:30 Hakan Aksay: Balkonda yapılan her konuşma "balkon konuşması" mıdır?
Gecenin bu ilerleyen saatlerinde, kavgalı-gürültülü-şaibeli haberler de dahil, karmaşık ve yorucu bir ortamda sorduğum bu sorunun saçma olduğunu düşünebilirsiniz.
Ben ise saatlerdir zıplaya-zaplaya izlemeye çalıştığım birkaç televizyon kanalında, konuklara kim bilir kaç kez yöneltilen "Erdoğan bir balkon konuşması yapar mı?" sorusuyla ilgili böyle bir düşünceye sahiptim/sahibim.
Başbakan uzun süredir "30 Mart'tan sonra" diye başlayan hiddetli cümleler kuruyordu. "İnlerine girmek"ten "hesap sormaya" kadar...
Kendi kişisel karizmasını ortaya koyarak reddedilmez bir başarıyla sonuçlandırmış olduğu seçimlere giden her Allah'ın günü sert, daha da sert konuşmaya çalıştı. Gerginlikle ve kutuplaştırarak "kazandı". Şimdi "daha da kararlı" davranmaya hazırlanıyor.
Ve işte balkona çıktı Erdoğan. Hem de ne çıkış! Bir yanda eşi, öte yanda yolsuzluk konuşmalarının baş aktörlerinden biri sayılan Bilal Erdoğan, ayrıca Egemen Bağış ve diğerleri. Üstelik oğlu - alışık olduğumuz imajından farklı olarak - kendine epeyce güvenli davranmaya çalışıyor.
Bu sahne, son aylardaki gidişin aynı kafayla ve belki daha da sert üslupla sürdürüleceğinin işareti değil de nedir? Balkondaki Erdoğan'ın Cemaat, CHP ve muhalefetle ilgili sözleri net değil midir?
Alın size "balkon konuşması". Hayırlı ve uğurlu olsun.
Demek ki, neymiş? Artık "balkon", yumuşamanın değil, sertleşmenin sahnesidir.