Gündem

"Yenidoğan Çetesi" soruşturmasında ikinci dalga; 14 şüpheli gözaltına alındı!

04 Aralık 2024 10:48

Güncelleme: 04 Aralık 2024 17:46

T24 Haber Merkezi

"Yenidoğan Çetesi" soruşturması kapsamında örgüt lideri olmak suçundan yargılanmasına devam edilen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şüphelilere yönelik yeni operasyon düzenlendi. Operasyonda 5'i doktor 14 kişi daha gözaltına alındı.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ve kamuoyunda ‘Yenidoğan Çetesi' soruşturması olarak bilinen soruşturma kapsamında çalışmalarına devam eden İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’yla birlikte hareket ettikleri belirlenen başka şüphelilerin izine rastladı. Daha önce yapılan 2 farklı operasyonda 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, 'Nitelikli dolandırıcılık', 'Rüşvet' 'Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi' ve 'Resmi belgede sahtecilik’ gibi çok sayıda suça karışan 53 şüpheli gözaltına alınmış bunlardan 23’ü ise tutuklanmıştı.

14 şüpheli gözaltında

Mali polis, daha önceki operasyonlarda gözaltına alınan şüphelilerin dijital materyalleri üzerinde yapılan çalışmalarda örgüt lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı’yla birlikte hareket eden 16 kişinin daha izine rastlandı. Çalışmalarını tamamlayan polis ekipleri, 16 kişiye daha operasyon düzenledi. Eş zamanlı olarak yapılan operasyonda aralarında 5 doktor, 3 hemşire, 5 sağlık çalışanı ve 1 sivilin yer aldığı toplam 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor.

İstanbul Emniyeti açıklama yaptı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, devam eden çalışmalar sonucunda yapılan yeni gözaltılar ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

"Yapılan çalışmaların devamında örgüt lideri Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği tespit edilen (16) şüpheli şahsın daha suç eylemlerine dahil oldukları anlaşılmıştır.

SGK Başkanlığınca özel hastanelerde tedavi gören bebek hastalara günlük 8 BİN TL ödeme yapıldığı için hastane görevlilerinin iyileşen ve taburcu edilmesi gereken bebekleri, ödeme almaya devam edebilmek için halen hastanelerde tutmaya devam ettikleri,

Bahse konu yoğun bakım ünitelerinde 7/24 bulunması zorunlu doktor personeli masraflardan kaçınmak için yoğun bakım ünitesinde bulundurmadığı, yalnızca resmi kayıtlarda görevli olarak gösterildiği ancak bebek hastaların durumları ağırlaştığı gün ve saatlerde görevli gösterilen doktorların başka yerde oldukları,

Yoğun bakım ünitelerinde hemşirelerin çalıştırıldığı, acil durumlarda telefonla hemşirelerin birbirlerine hangi müdahalede bulunmaları gerektiğini telkin ettikleri, hasta yakınları doktorla görüşmek istediğinde hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttıkları yönünde bulgular elde edilmiştir.

Yoğun bakım ünitelerinde yatmakta olan bebeklerin günlük epikriz raporlarının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği, çoğu zaman doktor tarafından düzenlenmesi gereken raporların hemşireler ya da hasta bakım elemanları tarafından doldurulduğu,

Bahse konu Yoğun bakım ünitelerinde yatmakta olan bebeklerin durumu kötüleştiğinde görevli doktorların hastaneye gitmedikleri ve bunun bahse konu bebeklerin ölümü ile sonuçlandığı anlaşılmıştır.

Bu kapsamda 04/12/2024 günü yapılan eşzamanlı operasyonda, aralarında (5) doktor, (3) hemşire, (5) sağlık çalışanı ve (1) sivilin yer aldığı toplam (14) şüpheli yakalanarak gözaltına alınmış, şahısların kullanımında bulunan dijital materyallere el konulmuştur."

2 kişi firarda

Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği tespit edilen 16 şüpheliden 14’ü gözaltına alınırken iki kişinin yurtdışında firari olduğu belirtildi. 

Mahkemede ifade verdi, firar etti

Gazeteci Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; dava kapsamında tutuksuz yargılanan ve dün savcı mütalaasında tutukluluğu talep edilen Özel Avcılar Hospital hemşiresi Serenay Şenkalaycı'nın, firari olduğu ortaya çıktı. Hemşire Şenkalaycı'nın çalıştığı hastane, eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na ait.

Yurt dışında bulunan bir diğer şüpheli ise Özel Güney Hastanesi'nden Doktor Songül Kaloğlu. Savcının mütalaasında, Kaya bebeğin doğumunu yapan Doktor Kaloğlu hakkında "İhmalen ölüme sebep olmak" suçundan suç duyurusunda bulunulması talep edilmişti.

Savcı 4 isim hakkında suç duyurusu talep etmişti

Savcı Kadir Kocakaya, "Yenidoğan çetesi" davasının dün yapılan duruşmasında verdiği mütalaada, bugün gözaltına alınan Silivri Kolan Hastanesi Mesul Müdürü Benar Mansuroğlu, Çorlu Reyap hastanesi Mesul Müdürü İbrahim Oktay, Özel Avcılar Hospital doktoru Zeki Ötünç ve Esenler Güney Hastanesi'nde yenidoğan yoğun bakım sorumlusu doktor Hilda Keykubad ( Eşi Rıza Keykubad da tutuklu) hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etmişti. 

Savcı tehdit edilmişti

Kendini eski İçişleri Bakanlığı Müsteşarı olarak tanıtan Mustafa Kemal Zengin, soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i makam odasında, bazı şüphelileri serbest bırakmadığı taktirde ailesine zarar verilebileceği ve suikast düzenlenebileceği şeklinde tehdit etmişti.


Ne olmuştu?

İstanbul'da gerek olmadığı halde özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin olarak Büyükçekmece Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatılmış, soruşturmayı yürüten savcı Y.E. ise makamında tehdit edilmişti. Olayın ortaya çıkması kamuoyunda infial yaratırken, 22'si tutuklu, 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı.

İddianamede neler var?

İddianamede şüpheliler için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, ölen 10 bebeğin "maktul", 5 kişinin "müşteki", Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğünün "suçtan zarar gören", 19 hastane ve sağlık şirketi "malen sorumlu", 47 kişi de "şüpheli" olarak yer aldı.

TIKLAYIN - 'Yeni doğan çetesi' soruşturmasında iddianame: Doktorun 266 yıl hapsi istendi

TIKLAYIN - Devlet Bahçeli'nin eski koruma müdürü "yenidoğan çetesi" iddianamesinde sanık: Tapeleri ortaya çıktı

Doktor Fırat Sarı'nın lideri olduğu iddia edilen suç örgütünün sevk ve idaresini Doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yaparak SGK'den üst sınırdan ödeme almak olduğu aktarıldı.

TIKLAYIN - Yenidoğan çetesinin tape kayıtları kan dondurdu; "Çocuğu bugün yaşat, alem yaparız o parayı bir kurtarayım"

Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, yenidoğan ünitelerindeki 10 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olan tıbbı eksikliklere yer verildi. Buna göre, fezlekede maktul olarak yer alan bebek A.K'nin ölümüne ilişkin değerlendirmede, solunum sıkıntısı artan bebeğe devre olmadığı için entübasyonun gecikerek yapıldığı belirtildi. Tekrarlayan resusitasyonlar (solunumu veya kan dolaşımı durmuş bir kişiye dışarıdan yapılan destekleyici müdahale) ile hastanın ertesi güne kadar yaşatıldığı belirtilen raporda, o sırada hastanede bulunması gereken Dr. D.E'nin görevinin başında olmadığı ifade edildi.

TIKLAYIN - Erdoğan'dan Soylu'ya, İmamoğlu'ndan Numan Kurtulmuş'a: Savcıyı tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'in herkesle fotoğrafı var!

6 aylık bebek, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakıma sevk edildi

Raporda, ayrıca hasta yönetiminin hemşireye bırakıldığı da kaydedilerek, bebeğin ölümünden Dr. D.E, ile Dr. İ.G. ve hastane yönetiminin sorumlu olduğu belirtildi. Bebek M.N.O'nun ölümüne ilişkin değerlendirmede de 6 aylık bebeğin çocuk yoğun bakımı yerine, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakımına sevk edildiği, burada da doktorun haberi olmadan hemşirenin müdahalede bulunduğu anlatıldı. Bebek H.K. ile ilgili tespitte ise, hastaya kalp masajı yapıldığı esnada Dr. D.E'nin orada olmaması nedeniyle Dr. İ.G. tarafından olayın örtbas edilmesi için ölüm saati değiştirilerek, epikriz yazdırıldığı aktarıldı.

TIKLAYIN - İşte sorumlu olan 19 sağlık kuruluşu: Yenidoğan yoğun bakımındaki bebeklere, Türkiye'de uygulanmayan "hastaya pasif ötenazi" yapılmış, raporu hemşireler yazmış!

Sevk edilmeyen bebek hayatını kaybetti

Raporda, bebek Ö.H'ye kalp masajını hemşirelerin yaptığı belirtilerek, bu esnada kullanılan en önemli ilacın adrenalin olduğu, ancak Dr. İ.G'nin hemşirelere "adrenalini kapat" talimatını vererek, yanlış yönlendirme yaptığı vurgulandı.

Raporda ayrıca, bebek M.S'nin, yenidoğan temel bakımının gereklerinin yerine getirilmemesi, ameliyat edilebileceği bir merkeze sevk edilmemesi ve hastayı hayatta tutan "prostavazin" isimli ilaç tedavisinin kesilmesiyle ihmallere bağlı olarak hayatını kaybettiği kaydedildi.

Fezlekede maktul olarak yer alan diğer bebeklere ilişkin değerlendirmede de ihmallere yer verildi.

TIKLAYIN - 'Yenidoğan çetesi'ne soruşturma açıldığında İl Sağlık Müdürüydü: Bakan Memişoğlu, SGK’yla ilgili soruya "Konuşmak istemiyorum" yanıtı verdi

Dehşete düşüren telefon kayıtları

İddianamede, şüpheliler arasında geçen telefon konuşmalarına da yer verildi. Şüpheli doktor Fırat Sarı ve özel hastanede çalışan acil tıp teknisyeni şüpheli Hakan Doğukan Taşçı arasında hasta sevkleri ve denetim hakkında yapılan görüşmede, Taşçı'nın Sarı'ya "Erişkin yoğun bakıma denetime gelinmesi halinde, ruhsatın ve kuvözlerin değişmesi gerektiğini, panelin fazla olduğunu, monitörün bulunmadığını, yoğun bakım içerisinde bir çok eksiklik ve usulsüz işlemin olduğunu" söylediği iddianamede yer aldı.

Yenidoğan çetesinde yer alan doktor ve hemşirelerin ismi ortaya çıktı

​​​​​​​Reyap Hastanesindeki bebek hastaların takibini yürüten şüpheli hemşire Mehtap Sayar'ın şüpheli Hasan Basri Gök'le yaptığı telefon konuşmasında bebek hastanın tedavisinin uygun olmayan koşullarda gerçekleştirildiği anlatılan iddianamede, konuşma içeriğinde şüpheli Gök'ün "Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur" dediği, Sayar'ın ise "Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani" dediği aktarıldı. İddianamede, tedavi yöntemlerinin usulüne uygun değil örgüt faaliyetine hizmet edecek şekilde yapıldığı değerlendirildi.

Şüpheli doktor Şeyhmus Çelik'in hastanede olması gerekirken gitmediği, denetim olması ihtimaline karşı özellikle sabah hastanede bulunması gerektiğinin söylendiği anlatılan iddianamede, şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir'in şehir hastanesinden kabulünü yaptığı bebeği, maddi menfaat karşılığında anlaşmış olduğu Fırat Sarı'nın hastanelerine yönlendirdiği kaydedildi.

Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan "yenidoğan çetesi" açıklaması: Cezasızlık algısı oluşturulmaya çalışıyor, böyle bir şey yok

Aileler anlattı

Hazırlanan iddianamede bebeklerini kaybeden ailelerin ifadeleri de yer aldı. H.H., eşinin hamilelik sürecinde başka bir hastaneye gittiğini ancak doğum aniden başladığında doktorlarının bel fıtığı sorunu yaşadığı için başka bir hastaneye gittiklerini söyledi. Gittikleri hastanede yenidoğan yoğun bakımı servisinde yer olmadığı cevabını alan Hakan H., “112’ye bildireceklerini ve müsait hastane bakacaklarını söylediler. Yaklaşık yarım saat sonra Bağcılar’daki özel bir hastaneden bizi kabul ettiklerini söylediler” dedi.

Soruşturmaya konu olan hastanenin özel ambulansının gelerek kendilerini aldığını söyleyen H.H., “Hastaneye vardığımızda bizimle ilgilenen bir doktor yoktu. Sadece ebe vardı. Sabaha B.Y. İsimli doktor eşimi muayene etti ve sezaryen doğum gerektiğini söyledi. Hamileliğin henüz 25. haftası olduğu için bebeğin daha gelişimini tamamlamadığı bu yüzden anne karnından bir iğne yapacaklarını söylediler” ifadelerini kullandı.

"Bebeğimizi kaybettik"

Doktorun iğneyi yaptıktan sonra da 1 gün beklemek gerektiğini söyleyen H.H., “Ertesi gün eşimi doğuma aldılar. Ameliyat sonrası eşimin de çocuğumun da şu anlık durumlarının iyi olduğunu, bebeği yenidoğan yoğun bakım ünitesine alacaklarını söylediler. İki gün sonra eşimi eve bıraktığım sırada hastaneden aradılar. Doktor beyin benimle görüşmek istediğini söylediler. Yoldayken hastaneden bir daha aradılar. Doktor olduğunu söyleyen biri bebeğimin ölüm haberini verdi. Hastaneye vardığımızda da bebeğimin morgda olduğunu söylediler” dedi.

"Yenidoğan çetesi" nasıl deşifre edildi?

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün özel hastanelerin denetiminden sorumlu bir doktorun (T.E.) Ocak 2023'te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yaptığı başvuru ile olay fark edildi.

Doktor T.E., bazı özel hastanelerde doldurulması gereken yenidoğan yoğun bakım üniteleri defterlerinin boş bırakılması üzerine olayın üzerine gitti.

İddianamede yer aldığı şekliyle doktor, "Ayrıca bebeklerin dosya üzerinde gösterilen sağlık durumları ile fiili sağlık durumlarının uyuşmadığını örneğin entübe olarak kayıtlı gösterilen bebeğin gayet sağlıklı ve nefes alabilir durumda olduğunu gördük. Durumu hastane yetkililerine sorduğumuzda az önce düzeldi gibi cevaplar aldık" dedi.

Ne kadar ceza isteniyor?

İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.

Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.

İddianame, gönderildiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendiriliyor.

Savcı tehdit edilmişti

Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'nin, bu soruşturmayı yürüttüğü sırada, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verileceği yönünde tehdit edilmesine ilişkin yürütülen ayrı soruşturmada da 12 kişi jandarma ekiplerince gözaltına alınmıştı. 4 kişi serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden 5'i tutuklanmış, 3'ü hakkında da adli kontrol kararı verilmişti.

19 hastane ve sağlık kuruluşu "malen sorumlu" sayılmıştı

Fezlekede, Özel Avrupa Şafak, Özel Bağcılar Medlife, Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Silivri Kolan Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Doğa Hospital, Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist, Akabe Sağlık Tesisleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Doğamed Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ, Ekip Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi, Güney Hastanesi Sağlık Hizmetleri LTD ŞTİ, Medilife Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Refik Arslan Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi, Yonca Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi ile GMZ Sağlık Hizmetleri İnş. ve Tur. Ltd. Şti. de "malen sorumlu" olarak yer aldı.