Politika

Yeni 'sözcü'nün ilginç sözleri

Başbakanlık’ın yeni basınla ilişkilerinden sorumlu Başdanışmanı Kemal Öztürk'ün ilginç söylemleri ortaya çıktı.

08 Ocak 2009 02:00

Başbakanlık’ın yeni basınla ilişkilerinden sorumlu Başdanışmanı Kemal Öztürk'ün ilginç söylemleri ortaya çıktı.

TBMM eski Başkanı Bülent Arınç’ın eski iletişim, Başbakanlık’ın ise yeni basınla ilişkilerinden sorumlu Başdanışmanı Kemal Öztürk, hazırladığı “İlk Meclis" belgeseli, resmi ideolojiye aykırı bulunduğu gerekçesiyle RTÜK tarafından yasaklanmıştı. Öztürk’ün basın kartı alması Cumhurbaşkanı’na hakaretten dolayı bir süre geciktirilmişti.

Akif Beki’nin yerine basından sorumlu Başbakanlık Başdanışmanlığı’na atanan Kemal Öztürk, AKP iktidarında danışmanlık görevlerine gelmeden önce yazdığı kimi kitap ve belgesellerle gündeme gelmişti. Arınç’ın TBMM başkanlığının ilk günlerinde oluşturulan İletişim Ofisi’nin başına getirilen Kemal Öztürk, Kanal 7 ekranının bir gün karartılmasına yol açan RTÜK kararında resmi tarih tezine aykırı görüşü barındıran “İlk Meclis" belgeselini, yayınlayamadığı bölümler nedeniyle kitap olarak da bastırmıştı.

Hicri Takvimi kullandı

Öztürk, büyük boy, lüks baskılı “İlk Meclis" kitabında ilk meclisin kaldırdığı Hicri Takvimi kullandı. Sunuş bölümünde ise “Bu ülkede insanlar giyimlerinden dolayı sokaklarda polis zoruyla toplandılar" dedi.

Kitaba kaynaklık eden “İlk Meclis" belgeselinin “başörtülü" Halide Edip Adıvar’ın Sultanahmet mitinginden söz ettiği dönemle ilgili bölümünün yayınlandığı sıralarda, Merve Kavakçı’nın “Meclis’ten kovulduğunu" anımsatan Öztürk, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün şikâyeti üzerine hakkında savcılıkça soruşturma başlatıldığını, “RTÜK’te olumsuz görüş oluşmaması için" belgeselin son bölümünü yayınlamadıklarını belirtti.

Yayınlanamayan bölümleri izlemek isteyenler için ve son bölümün de görülebilmesi amacıyla, bol resimli kitap basma ihtiyacı doğduğunu anlatan Kemal Öztürk, RTÜK’ün 8 Ekim 1999’da aldığı bir günlük yayın durdurma cezasına dayanarak, resmi tarih tezine ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı:
“Özenle hazırladığımız belgesel, MEB’in öğrettiği tarih tezine aykırıymış. Bu yüzden de (Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarına, temel ilkelerine ve Milli kültürün geliştirilmesi ilkesine uygun olmak) maddesini ihlal etmişiz."

‘Vahdettin at satıp parasını Atatürk’e vermiş’

Öztürk, Vahdettin’ın kızı Sabiha’nın anlattıklarına dayanarak, padişahla Atatürk’ün anlaşamamış, ayrı ayrı iş göreceklermiş gibi hareket ettikleri izlenimi yaratarak, sonunda “birleşme” üzerinde uzlaştıklarını iddia etti. Öztürk, kitabının bu bölümünü, “Mustafa Kemal biraz şaşkın, biraz heyecanla Saray’dan çıktı. Vahdettin, en sevdiği atları gizlice satarak elde ettiği 30 bin lirayı da ona vermiş’ sözleriyle süsledi.

Öztürk, bilinenin aksine Vahdettin’in Sevr Anlaşmasını imzalamadığını, ama bu nedenle lanetlendiğini savundu. Meclis’te Atatürk’e muhalif görüşleriyle bilinen Hüseyin Avni Ulaş ile girdiği bir tartışmasında Atatürk’ün “Pekala işte. Biz gideriz siz gelirsiniz" dediğini de vurguladı.

Halide Edip Adıvar’ın Atatürk anısı

Öztürk, RTÜK’ün kararına temel oluşturan ve Meclis’teki ilk ayrışmanın yaşandığı sıralarda Halide Edip Adıvar’ın Atatürk’le ilgili olarak aktardığını savunduğu şu diyalogları da kitabına ekledi:
“Cephedeydik Mustafa Kemal ile aramızda şöyle bir konuşma geçti:
-İzmir’i aldıktan sonra artık biraz dinlenirsiniz Paşam. Çok yoruldunuz.
-Dinlenmek mi? Yunanlılardan sonra birbirimizle kavga edeceğiz, birbirimizi yiyeceğiz.
-Niçin, o kadar yapılacak iş var ki?
-Ya bana karşı çıkmış olan adamlar?
-Bu, bir millet meclisinde tabii değil mi?
Burada gözleri tehlikeli surette parladı ve İkinci Grup’tan iki isim vererek onların halk tarafından linç edilmeye layık olduklarını söyledi."

Öldürülen mebuslar

“Milli Mücadele boyunca tek savaşın Yunanlılarla yapıldığını, bu savaşta da sanıldığı kadar büyük kayıpların da olmadığını" öne süren Öztürk, Büyük Zafer sonrasını ise, “Ankara, zafer sonrası tıpkı Mustafa Kemal’in dediği gibi birbirine girecek, yine Mustafa Kemal’in dediği gibi bazı mebuslar öldürülecekti. Meclis dikensiz gül bahçesine döndürülecek, muhalefet susturulacak ve büyük bir tasfiye yaşanacaktı" diye anlattı.

‘İnönü Lozan’da korkmuş'

İsmet İnönü’nün Lozan’daki ilk görüşmelerde korktuğunu öne süren Öztürk, Lozan Antlaşması müzakarelerinin de başarılı değil, aksine birçok kayıbın verildiği başarısız olarak tanımladı.

Kemal Öztürk, “www.kameraarkasi.orgö internet adresinde de ilk Meclis belgeseli hakkında şunları söyledi:
“Zafer sonrası yaşananlar, anlatılmamış bir tarihin perde gerisinde buruk anılar olarak kaldı. Kavgalar, cinayetler, tasfiyeler, kamplaşmalar, idamlar... İlk Meclisin kahramanları tüm bunların öznesi olarak tarihteki yerlerini aldılar."

Basın kartını engelledi

Öztürk, özgeçmişinde 1994 yılında, Mir Mahmut Rıza mahlasıyla “Bir Garip Oğlanın Hikayesi’ isimli kitap yayınladığını belirtti. Kitabı “kara mizah” olarak niteleyen Öztürk, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaret içerdiği gerekçesiyle kitabın toplatıldığını, kendisine de 1 yıllık hapis cezası verildiğini açıkladı.

Bu cezasının 4616 sayılı yasa uyarınca ertelendiğini bildiren Öztürk, cezanın sonucunu ise “Bu mahkumiyetimden dolayı hakkım olan Sarı Basın Kartını bile alamadım” diyerek açıkladı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu Kemal Öztürk, Sarıkamış belgeseli de yaptı. Öztürk, Ekim 2003’te TBMM Başkanı Arınç’ın İletişim Danışmanı olarak çalışmaya başladı.

Öztürk'ün iddialara yanıtı

Öztürk, İletişim Danışmanlığı öncesinde yazdığı, “Bir Garip Oğlanın Hikayesi” ve “İlk Meclis” isimli kitaplarının haberleştirilerek, TBMM’nin kuruluşu, Atatürk ve laiklik ile ilgili düşüncelerinin basına yansıması üzerine bir açıklama yapmıştı. Öztürk yazılı açıklamasında “Popüler anlamda değişmediğini”, ancak farklı bir güzergah izleyerek, farklı serüvenler yaşadığını belirtmişti.

“Rahmetli, Bir Garip Oğlanın Hikayesi" isimli kitabının “piyasa sürülmediğini", yine de hakkında açılan davada 1 yıl hapis cezasına mahkum olduğunu belirten Öztürk, daha sonra memnu haklarının iadesi kararını aldırarak, basın kartı taşımaya hak kazandığını açıkladı. Bu kitabın 11 yıldır hiçbir yerde tefrika edilmediğini kaydeden Öztürk, “Ben hiçbir zaman bu kitabımı tekrar yayınlamak istemedim" dedi.

Öztürk, AKP iktidarının ilk dönemlerinde basında sıkça gündeme gelen “değiştik-değişmedik" açıklamalarını da üstü kapalı biçimde anımsattığı açıklamasında, kitabını yayınlatmak istememe gerekçesini ise “Zira neredeyse unuttuğum bu kitabımın içeriğini, eleştirileri şu anda savunmuyorum, bunu çok popüler olan (değiştim) anlayışıyla değil, farklı fikirlere inandığım için ve bu kitapla ilgili eleştirilerin tekrarlanmaması için yapıyorum" diyerek açıkladı.

Kemal Öztürk, kendi adıyla yayımlanan iki kitap hakkındaki haberlerde dahi kendisine “doğrulatılmamasından yakındığı" açıklamasında, “meslektaşlarından biraz daha fazla duyarlılık beklediğini de"ifade etti. Öztürk, “popüler" biçimde olmasa da değiştiğini şöyle tanımladı:

“Fikirle, düşünceyle, bilimle ilgilenen her insanın bir serüveni vardır ve bu serüven farklı güzergahlar izlerler. Bugün birçok aydınımız, köşe yazarımız, siyasetçimiz yıllar önce çıktıkları serüvenlerinden farklı bir yerdedir ve bu olumlu bir gelişmedir. Düşünen insan, farklılaşır ve yeni şeyler keşfeder