Yeni Şafak gazetesi, Türkiye’nin Çin ile yaptığı füze ve hava savunma sistemi anlaşması hakkında endişeli olduklarını dile getiren ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’yi “İşine bak sen” manşetiyle eleştirdi.
Türkiye ile Çin arasında yapılan füze ve hava savunma sistemi anlaşmasıyla ilgili tartışmalara ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone de katıldı. NATO ve ABD’den Türkiye’ye yönelik gelen eleştirileri hatırlatan Ricciardone, “Türkiye ile ABD'deki en az 3 yasal düzenlemeye göre yaptırım altında bulunan Çinli bir firma arasında varılması muhtemel anlaşma konusunda büyük endişe duyduğumuz sır değil. Bu ticari bir karar ve Türkiye, savunma alımları ile ilgili kendi bağımsız kararını verme hakkına sahip ancak bizim müttefiklerin füze ve hava savunmasına ilişkin endişelerimiz var” dedi.
Ricciardone’nin bu sözlerini bugünkü manşetinden eleştiren Yeni Şafak gazetesinin, “İşine bak sen” başlıklı haberinde, “Füze ihalesi üzerinden yürütülen Türkiye karşıtı kampanya, kamuoyunu rencide edecek noktaya ulaştı. Füze lobisi, Ankara'ya geri adım attırmak için 'kriz propagandası'na başladı. 'Derin endişe duyuyoruz' diyen ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone hükümete açıkça 'vazgeçin' uyarısı yaptı” ifadelerine yer verildi.
Yeni Şafak’ın ABD Büyükelçisi Ricciardone’yi eleştiren haberi şöyle:
“Füze ihalesi üzerinden yürütülen Türkiye karşıtı kampanya, kamuoyunu rencide edecek noktaya ulaştı. Füze lobisi, Ankara'ya geri adım attırmak için 'kriz propagandası'na başladı. 'Derin endişe duyuyoruz' diyen ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone hükümete açıkça 'vazgeçin' uyarısı yaptı.
Çin'den alınması kararlaştırılan füze savunma sistemi üzerinden başlayan Türkiye karşıtı kampanya daha da hız kazandı. İlk olarak MİT Müsteşarı Fidan'ı hedefe koyan füze lobisi 'kriz propogandasını' da devreye soktu. Lobiye bir destekte ABD Ankara Büyükelçisi'nden geldi. Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) üyeleri ile bir araya gelen Büyükelçi Francis Ricciardone, açıklamalarıyla bir diplomatın bulunması gereken sınırların dışına çıktı.
Kararı Türkiye verecek
Türkiye'nin ABD'nin yaptırımı altındaki bir Çin şirketiyle füze anlaşması ihtimaline değinen Ricciardone, 'Türkiye ile ABD'deki en az 3 yasal düzenlemeye göre yaptırım altında bulunan Çinli bir firma arasında varılması muhtemel anlaşma konusunda büyük endişe duyduğumuz sır değil. Bu ticari bir karar ve Türkiye, savunma alımları ile ilgili kendi bağımsız kararını verme hakkına sahip ancak bizim müttefiklerin füze ve hava savunmasına ilişkin endişelerimiz var' dedi. ABD'li ve Türk uzmanların konuyla ilgili görüşmelere başladıklarını belirten Ricciardone, konunun iki müttefik arasında resmi kanallardan ele alınacağını söyledi. Ricciardone, 'Türkiye, verileri tamamen ve düşünerek ele aldıktan sonra kendi kararını verecek. Sanırım şu anda, konunun stratejik savunma boyutuna odaklanıyoruz' dedi.
ABD’nin pazar kaygısı
Stratejist ve Milli Güvenlik Uzmanı Mesut Ülker, büyükelçinin açıklamasını, 'ABD, Türkiye gibi önemli bir pazarını kaybetmek istemiyor' sözleriyle değerlendirdi. Türkiye'nin bu kararını klasik bir satış yaklaşımından ziyade, dış politika, uluslararası ilişkiler, milli menfaatler çerçevesinde değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Ülker, 'Türkiye özellikle son 10 yılda hem kendi sanayisinin oluşturulması hem de jeopolitik tercihleri ile alakalı tek kaynaklı bir kanala bağlı kalmaktansa kendi menfaatleri doğrultusunda ve savunma sanayiinin kendisinin kontrolünde olma noktasında adımlar atma konusunda stratejik hedefler belirlemiş. ABD bu konuda böyle bir pazarı kaçırmak istemiyor. Bir tek savunma sistemi ile NATO ya da ABD arasında problem çıkmaz' dedi.
Direnç sınanıyor
Ülker, 'Burdan anlaşılıyor ki Türkiye artık ayakları üzerinde durmaya başlıyor. Satıcılar ilk defa böyle bir şeyle karşılaştıkları için doğal tepkiler olarak bakmak lazım. Bunların tonajı da uluslararası ilişkiler perspektifinde uygun bir yerde durulmaya çalışılıyor. Hakan Fidan olayı gibi bazen alışılmışın dışında biraz belaltı yaklaşımları ile alakalı. Medyadaki stratejik algıyı kullanarak Türkiye'nin bu noktadaki direnç katsayısı da sorgulanıyor. Önemli olan Türkiye'nin buradan doğru mesajları alıp milli menfaatleri doğrultusunda çok kanallı ilişkiler ile birini birine tercih etmeden, savunma sanayinin özelliğini de dikkate alarak hareket etmesi' diye konuştu.
Fidan'la çalışmak bir ayrıcalıktır
MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında ABD basınında çıkan iddiaları da yorumlayan Ricciardone, demokrasilerde her türlü bakış açısına yer olduğunu, kayda geçen resmi açıklamaların önem taşıdığını belirtti. Büyükelçi Ricciardone, 'Kendisine mesleki ve kişisel açıdan büyük saygı duyuyorum. En fazla sorumluluk ve hassasiyet gerektiren görevlerden birini yürüten, kendini işine adamış, sadık ve yetkin bir üst düzey yetkili. Onunla çalışmak bir ayrıcalık ve ne zaman bir araya gelsek ondan çok şey öğreniyorum' diye konuştu.
Büyükelçi'nin açıklamaları ABD'nin görüşünü yansıtır
USAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamer Kasım, 'Büyükelçinin yaptığı açıklamalar ABD'nin görüşünü yansıtır. Burada Türkiye ile Amerika arasında soğuk savaş döneminden gelen ama bugün de NATO üyeliği ile devam eden çok özel gelişmeler var. Çin'den füze sistemi alınması NATO sistemleri ile uyumlu olmadığı söyleniyor. Amerika'yı ve NATO üyelerini rahatsız etmesi normal. Amerika'nın füze olayını bu kadar gündemde tutması Türkiye'nin kararlığı. NATO üyesi hem de önemli bir coğrafyada bulunan bir ülke ilk defa Çin ile böyle bir anlaşma içine girmesi endişelendiriyor. Amerika Türkiye'nin bir daha değerlendirmesini istiyor. Onun için sürekli gündemde tutuyor. Türkiye'nin füze alması NATO'nun gücünü zayıflatacağı için ABD eleştiriyor' dedi.
Atılan adımlar savunma çevrelerini mutsuz etti
Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir, 'Büyükelçi kendi ülkesi adına açıklama yapıyor. Amerika ve diğer Avrupa çerçevesindeki NATO ülkelerinin Türkiye'nin Çin'den kendisine daha uygun düşecek ve uygun fiyatlı ve teknik şartları da onların verdiklerinden çok daha iyi olan bir anlaşma yapacak olması ve Çin'den alma kararı isabetli bir karar. Bu kararda çok tenkit edilecek bir şey yok. Bu karar kuşkusuz Avrupa ve Amerika'daki savunma sanayii çevrelerini çok mutsuz ediyor. Bu bir ticari konudur' dedi.