Yeni Şafak yazarı İbrahim Tenekeci, muhafazakâr camianın garip ve anlaşılmaz bir yere geldiğini çoğunluğunu köy ve kasaba kökenlilerin oluşturduğu mütedeyyin kesimin siyaset ve ticaretin dışındaki her şeyi ‘çiçek böcek edebiyatı’ diye küçümsediğini söyledi. Tenekeci, kendisinin de mensubu olduğu kesim için "İnceliğin yerini kabalık alıyor" tespitini yaptı.
Çocukluk ve gençlik yıllarına dair tanıklıklarından bahseden Tenekeci gülün manevi bir tarafı olduğunu şimdi ise dekorasyon malzemesine dönüştüğünü savundu.
Tenekeci "İnsanın içinde olacak" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümünde şunları yazdı:
Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımızda, gülü olan evleri parmakla gösterirlerdi. Öyle nadirdi. Şimdi yol kenarlarına bile gül dikiyorlar. İnanılmaz bir bolluğun içindeyiz. Buna karşılık, eskiden gülün manevi bir tarafı vardı. Şimdi dekorasyon malzemesi gibi bir şeye dönüştü.
Fırsat buldukça Alibeyköy semtindeki belediye fidanlığına gidiyorum. Aslında böyle yerlere gitmek, birkaç saksısı olanlar için sadece üzüntü veriyor. İthal ve yerli, aklınıza gelebilecek her türden çiçekler, ağaçlar. Hangi birini sayalım? Kekik, nane, biberiye, altın çanağı, sardunya, ortanca, lavanta, karanfil, zambak, defne… Sığla fidanı bile var. Fiyatları da uygun sayılır.
Yirmili yaşların başında, begonvil çiçeğini görmek için Büyükada’ya gittiğimi hatırlıyorum. Oraya tek gidişim odur zaten. Şimdi nereye baksak begonvil görüyoruz. En makul çiçeklerden biri oldu kendisi.
Çiçekler, rabbimizin en güzel tecellisidir. Fakat garip ve anlaşılmaz bir yere geldik. Özellikle bizim camia. Yani çoğunluğunu köy ve kasaba kökenlilerin oluşturduğu mütedeyyin kesim. Siyaset ve ticaretin dışındaki her şeyi ‘çiçek böcek edebiyatı’ diye küçümseyen, hafife alan büyük bir kitle oluştu. İnceliğin yerini kabalık alıyor.
Yazının tamamı için tıklayın