Politika

Yeni Şafak yazarı: Metal yorgunluğu, bir süre sonra 'mental' yorgunluğa dönüşürse…

"Madalyonun bir de öte yüzü var"

03 Ekim 2017 12:51

Yeni Şafak yazarı Mehmet Şeker, "Metal yorgunluğu" söz konusu olduğunda kimseden itiraz gelmediğini ifade ederek, "Çünkü, herkes kabul ediyor böyle bir olguyu. Ancak kime sorsanız, kendi dışındakilerin metal yorgunluğu yaşadığını düşünüyor" diye yazdı.

Şeker, "Metal yorgunluğu ‘mental’ yorgunluğa dönüşürse bundan en fazla zararı metal yorgunluğu tespit edilen teşkilatın tamamı, ardından memleket zarar görür" dedi.

Mehmet Şeker'in "Reis'in işi zor" başlığıyla yayımlanan (3.10.2017) yazısı şöyle:

Az önce bir Eylül geçti buradan.

İçinde hatıralar.

Epeyce mahzun.

El salladı, uzaklaştı.

Şaka değil, koskoca Eylül bitti, geldik Ekim’e.

Bugün ayın üçüdür, -hatta- girme bostan içidir.

Yaşayan görecek, bu da geçip gidecektir.

Acaba gidenler memnun mudur?

Bilemeyiz. Bilmek için sormak, sorunca cevap almak gerek.

*

Pekçok çalışanı bulunan büyük bir firma da böyle düşünmüş.

Yöneticiler, personelin memnuniyet derecesini merak etmişler.

Bir araştırma şirketi ile anlaşıp görevlendirmişler.

Gizlilik esasına dayalı olarak bütün personel ile tek tek görüşülmüş.

Bir rapor hazırlanmış.

İsimlerin gizli kalacağı, kimin ne düşündüğünün, görüşme sırasında neler söylediğinin açığa çıkmayacağı garantisi altında yapılan araştırmanın sonucu ortaya konulmuş.

Sıra sunum yapmaya gelmiş.

*

Araştırmayı yürüten ve raporu hazırlayan arkadaş, ismine gerek olmayan o büyük firmaya gittiğinde, “İnsan Kaynakları Müdürü” olan kişinin bazı sayfaları yırttığını görmüş.

Ne yaptığını sorunca, “Rapordaki olumsuz kısımları üst kademedekilerin görmemesi gerektiği” cevabını almış.

“Madem sonuçları doğru bir şekilde yansıtmayacaktınız, niçin araştırma yaptırıyorsunuz?”

“İşler sizin bildiğiniz gibi değil.”

“Nasıl?”

“Sizin haberinizin olmadığı dengeler söz konusu.”

Firma bünyesinde görev yapan personelin, memnuniyet durumu tam anlaşılamamış.

Genel müdür olan kişiye bir kısmıyla yansıyan sonuç raporu, gerçeği tam olarak göstermediği halde, ortadaki tablodan o da memnun kalmamış.

Ve altı çizilmesi gereken şöyle bir yorumda bulunmuş:

“Personel memnun olmayacak ki, vatandaş memnun olsun.”

*

Madalyonun bir de öte yüzü var.

İnsan kaynakları müdürü, araştırmayı yürüten şirketten kayıtları talep etmiş.

Gizlilik garantisi veren araştırma şirketi, baskıya dayanamadığı ve iş kaybetmeyi göze alamadığı için, bir süre sonra kayıtları göndermiş.

Bu ne anlama gelir?

Kim ne söylediyse, sayın müdür hepsinden haberdar.

Olumsuz konuşan, memnuniyetsizliğini ifade eden personelin başına gelecekler, ‘vay’ ile tanımlanabilir.

Baskı, yıldırma, belki de ceza.

Artık gözden düşme mi, işten çıkarma mı, orasını Allah bilir.

*

Bu, kendi alanında büyük bir firma olsa da, ülke çapında düşündüğümüzde küçük sayılabilir.

Fakat başka yerlerde de buna benzer durumların yaşanmadığını söylemek pek kolay olmaz.

Mesela siyasi partiler.

"Metal yorgunluğu" söz konusu olduğunda kimseden itiraz gelmedi.

Çünkü, herkes kabul ediyor böyle bir olguyu.

Ancak kime sorsanız, kendi dışındakilerin metal yorgunluğu yaşadığını düşünüyor.

*

Bizzat sorumlular tarafından olumsuzluklar gizlenmekte ise…

Sorunsuz işleyen teşkilat ve belediye algısı oluşturulmaktaysa…

Aksaklıklar tam anlamıyla rapor edilmiyorsa…

Gruplaşmalar yüzünden, işler ahbap çavuş ilişkisiyle yürüyorsa…

İyi niyetli ve temiz sanılanların bazıları öyle değilse…

Metal yorgunluğu, bir süre sonra ‘mental’ yorgunluğa dönüşürse…

Bundan en fazla kim zarar görür?

İlk planda metal yorgunluğu tespit edilen teşkilatın tamamı, ardından memleket.