Medya

Yeni Şafak yazarı Kaplan: Türkiye şu an tam da böylesi bir felâket yaşıyor

20 Haziran 2021 09:09

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, bugünkü yazısında, Türkiye'de ortak kültürünün hızla yok olduğunu ve  dışarıdan gelen marjinal bir akımın ülkedeki gençler arasında anında yaygınlaştığını belirterek konusunda ülkeyi yönetenler ile ebeveynlere uyarıla bulundu.

Kaplan, Türkiye’de toplumun ortak kültürü, değerleri, aidiyet biçimleri ve ruh köklerinin hızla yok olduğunu belirterek “Bugün ruh köklerini yitiren bir toplum, yarın bu topraklardaki varlığını da yitirmekten kurtulamaz” dedi.

Dışarıdan gelen herhangi bir marjinal akımın Türkiye’de anında yaygınlaştığını  yazan Kaplan, “Sanatı, felsefeyi, müziği filan geçtim, hayatın her alanındaki en ‘fringe’, en ‘kopuk’, en ‘kaçık’ akımlar, hızla yayılabiliyor!’” değerlendirmesinde bulundu.

“Bunun en temel nedeni, Türkiye’nin, laikleşme projesini âmentü hâline getirmesi; buna mukabil ruh köklerini, medeniyet iddialarını önce yok sayması, sonra yok etmeye kalkışması, eğitim, kültür, sanat hayatını, hayatın her alanını değerlerimizin yegâne kaynağı İslâm’dan arındırmasıdır” diyen Kaplan, “Tam anlamıyla intihardır bu! O yüzden böyle bir toplumda büyük bir anlam boşluğu, ürpertici bir ontolojik vakum oluşur” dedi.

Tabiatın boşluk kabul etmeyeceğini ifade eden Kaplan, şöyle devam etti:

Ama hayat boşluktan nefret eder ve ilk fırsatta o boşluğun yerine yenisini ikame eder. Toplumda anormalliklerin hızla yaygınlaşması kolaylaşır.

Ürpertici bir akıl tutulması yaşanır orada.

Sosyal darwinizm, geçer akçe hâline gelir.

Herkes, her grup, gücü, iktidar aygıtlarını kutsar; ekonomik, kültürel, siyasî her tür iktidar biçimini...

İktidar aygıtlarının kutsanması, gücün, dolayısıyla güç üreten araçların kutsanması sonucunu doğurur.

Böylece ikinci bir çıkmaz sokağın eşiğine daha fırlatılmış olur değerlerini, ruhköklerini yitiren, ortak paydalarını, müştereklerini, müşterek kıymet hükümlerini kaybeden bir toplum.

Önceleri yabancı kültürel değerlerin, akımların, yönelimlerin istilasına uğrayan toplum, bu kez, aracı kutsadığı için, araçların amaçların önüne geçmesi kaçınılmazlaşır ve araçların kölesine dönüşen toplumun olup bitenleri anlama melekeleri aşınır... İşte orada ürpertici bir zihnî felçleşme yaşanır!

Bir toplumun başına gelebilecek en büyük felâket işte budur. Türkiye şu an tam da böylesi bir felâket yaşıyor: Başına ne geldiğini bilemeyen, daha da vahimi celladına âşık hâle gelen ama bunu bile idrak edemeyecek bir akıl tutulması yaşayan anormal bir varlığı andırıyor!"

Yazının tamamını okumak için tıklayın