Çevre

Yeni Şafak yazarı: İhbar ediyorum; Avcılar'daki Vakıf zeytinliğine turizm tesisi yapmak da ne, vazgeçin!

"Atatürk'ün arkasına sığınıp ona buna “karakter suikastı yapanlara” da pabuç bırakacak halimiz yok"

10 Haziran 2016 18:27

Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, "Edremit Körfezi'ndeki vakıf zeytinliklerine otel ve turizm tesisi yapmak için hummalı bir gayret içinde olduklarını" savunarak, "Buradan sizi ihbar ediyorum! Avcılar iskeledeki vakıf zeytinliğine yapmayı düşündüğünüz turizm tesisinden vazgeçin" dedi.

Hasan Öztürk'ün, "Vakıf zeytinliğine turizm tesisi yapmak da ne" başlığıyla yayımlanan (10 Haziran 2016) yazısı şöyle:

“Vakıf zeytinlikleri” diye bir gerçekliğimiz var; Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün korumak, kollamak ve bakmakla yükümlü olduğu… Çoğu mübadeleden sonra göç eden Rumlardan kalan.


Vakıf zeytinliklerinin önemli bir kısmı Edremit Körfezi'nde.

Zeytin ağaçlarının 150 yaşında olanı da var 350 yaşında olanı da…

Zeytinliklerin imara açılmasına baştan beri karşıyım, lakin bu sefer daha vahim bir durum söz konusu!

Vakıflar Genel Müdürlüğü, vakıf zeytinliklerini “turizme kazandırmak (!)” için epeyce çaba sarf ediyor. Kısmi başarılara da imza attı(!)

Edremit Körfezi'ndeki vakıf zeytinliklerine otel ve turizm tesisi yapmak için hummalı bir gayret içindeler.

Buradan uyarıyorum!

Her biri en az bir asırlık zeytinleri söküp yerine otel, motel, restoran yaparak ülke ekonomisine katkı vermeyi düşünenler…

Sizlere söylüyorum, bu yapmak istediğiniz vakıf geleneğine aykırıdır.

Vakıf olarak sizlere emanet edilen bu zeytinlikleri koruyup, o zeytinlerin bakımı ve gözetilmesinden mesulsünüz.

Bakın “Vakıf Zeytinleri İşletme Müdürlüğü” diye bir alt kurumunuz da var.

Orada o zeytinliklerden elde edilen zeytinleri ve ürünlerini zaten ekonomiye kazandırıyorsunuz.

Eh… Başarılısınız da…

Lakin, hangi akıl ve hangi düşünce ile asırlık zeytin ağaçlarını söküp yerine turizm tesisi kurmayı düşünüyorsunuz?

İzah edemezsiniz.

Kimse bana, “Yapılacak tesislerde zeytinlerin tamamı sökülmüyor, bir kısmı orada kalıyor. Ekonomik ömrünü tamamlamış ağaçlar sökülecek” gibi mazeretler söylemesin.

Zira biz biliyoruz ki eğer bir zeytin ağacına bakım yapılırsa yüzlerce yıl yaşar ve her daim zeytin verir.

Buradan sizi ihbar ediyorum..!

Avcılar iskeledeki vakıf zeytinliğine yapmayı düşündüğünüz turizm tesisinden vaz geçin.

Vebali büyük olur…

Sorumluluk sahiplerine duyurulur.

Takipçisi olacağım.

Vakıflar Genel Müdürü sevgili Adnan Bey…

Vakıflar Genel Müdürü sevgili Adnan Ertem Bey…
Sizi geçenlerde Trabzon'daki Ayasofya Camii'nde gördüm. Orada şöyle bir cümle kurdunuz, “Dünyevi endişelerimiz, uhrevi dünyamızın önüne geçmemeli!”

Bu hassasiyetiniz nedeniyle sizi kutluyorum.

Ve Trabzon Ayasofya Camii'nin 52 yıl sonra ticari bir kaygı gütmeden (müze gelirini hiç düşünmeden) ibadete açılmasındaki emeğinizi selamlıyorum.

Aynı hassasiyeti “Vakıf Zeytinlikleri” konusunda da göstereceğinize inanmak istiyorum. Zeytin ağaçlarını “ticari ve dünyevi kaygılar” nedeniyle yok ettirmeyeceğinizi düşünüyorum. Sizden rant ve turizm lobisine karşı bir duruş bekliyorum.

Otel, motel, restoran için elbette bir yer bulunur. Ama o zeytin ağaçları öyle kolay kolay yetişmez Sevgili Adnan Bey!

Avucunuzu yalarsınız

Algı ile olgu arasındaki ilişkiyi biliyorum. Algının olgunun önüne geçtiğini de…

Son algı operasyonu bana yapıldı. Ülke tv'de, içinde Cahit Zarifoğlu ve Abdurrahim Karakoç'un isimlerinin de geçtiği cümleyi kurarken, “Bu ülke öyle sadece logosuna Türkiye Türklerindir yazıp, Mustafa Kemal'in silüetini basanların değil” dedim. Öncesinde de “kelle” ifadesini kullandım, “bu şimdi yanlış anlaşılır” diyerek düzelttim.

Ama bunun ne önemi var ki, “Yandaş, Atatürk'e kelle dedi” başlığı altında iki gündür sosyal medyada yemediğim küfür kalmadı. Ha bir de hangi çeşit teknik ile öldürüleceğim konusunda da türlü türlü tehditler…

Bunların bir önemi yok!

Tanıyanlar tanır da tanımayanlar için şu açıklamayı yapmam zaruri:

Benden Mustafa Kemal düşmanı çıkmaz. İkincisi, herkesin kendi kutsalı kendi doğmaları vardır ve ben o kutsala ve doğmalara karşı hakkaniyetli olmaya her zaman özen göstermişimdir.

Dahası, bazı uygulamalarını eleştirdiğim Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret etmek bugüne kadar hiç aklıma gelmedi, gelmez de…

Lakin Atatürk'ün arkasına sığınıp ona buna “karakter suikastı yapanlara” da pabuç bırakacak halimiz yok.

Konu, Hürriyet'in logosu iken, Mustafa Kemal'e dönüştürüldü ve ne Türk düşmanlığım, ne Türkiye düşmanlığım bırakıldı. Bundan rahatsızım.

Yani anlayacağınız, samimi Atatürkçüler, sözümden alınmasın gücenmesin. Zira benden Mustafa Kemal düşmanı çıkmaz. Türk düşmanı, Türkiye düşmanı, Türkiye Cumhuriyeti düşmanı da…

Zira İstiklal Madalyası sahibi bir dedenin torunu olmaktan gurur duyanım.

Klavye Atatürkçülerine gelince, onların ne bende, ne toplumda bir karşılığı var…

Ayşe Buğra için Avrupa Siyaset Okulu'ndan açıklama

Avrupa Siyaset Okulu Direktörü Hakan Altınay imzalı bir açıklama aldım.

Şöyle deniyor:

“Profesör Dr. Ayşe Buğra, Avrupa Siyaset Okulu'nun hazırlayıcısı ya da başlatıcısı değildir. Kendileri Avrupa Siyaset Okul olarak bizim çok değer verdiğimiz bir hocamız ve Akademik Danışma Kurulu'muzun bir üyesidir.”

Meral Akşener bahsiyle ilgili de şunları söylüyor:

“(…) Sayın Meral Akşener'i 2014 Eylül'ünde gerçekleşen ilk programa davet ettik ama bizim eğitimin tarihleri kendisinin seyahat programı ile çakıştığı için davetimize icabet edemediler.”