Medya

Yeni Şafak yazarı: Gücü eline geçirenlerin davranışlarına, "Dava" diyerek yapılanlara baktıkça...

"Müslümanın Müslümana yaptığı korkunç şeylerden sonra, ‘Müslüman kardeşliği' inandırıcı bir kavram mı?"

03 Nisan 2018 17:58

Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, herkesin bir davası olması gerektiğine inandığını söyleyerek, "Şimdi ‘dava’ diyerek yapılanlara baktıkça, gücü eline geçirenlerin davranışlarına, tutumlarına baktıkça, koltuk yüzünden dava arkadaşlarını satan, ihanet eden insanları gördükçe, ‘dava’ demek de, yol arkadaşı olmak da, ‘davamı adamı’ demek de içimden gelmiyor şahsen" dedi. Öztürk'ün bu sözleri AKP içindeki bazı vekillere gönderme olarak yorumlandı.

Kemal Öztürk'ün, "Vurulmuş kelimeler" başlığıyla (3 Nisan 2018) yayımlanan yazısı şöyle: 

Bazı kelimelerimizi vurdular. Bazılarını kendi ellerimizle öldürdük. Kötü bir el geldi, en sevdiğimiz kavramlarımızı katletti.

Şimdi onları kullanamıyoruz.

Anlamı kayboldu, içi boşaldı, etkisini yitirdi.

Hatta bazı kelimelerimiz güzel anlamını kaybettiği gibi, bir de kullanıldığında daha negatif etki yapmaya başladı.

Kelimelerin ölümü, katledilişi böyle oluyor demek ki…

Belki de ben böyle düşünüyorum.

Sizinle paylaşayım. Bakalım benimle aynı kanaatte misiniz?

Cemaat

FETÖ’nün neden olduğu tahribatın ne denli büyük olduğunu ileriki yıllarda göreceğiz asıl. Bugün akut sorun yaşıyoruz, yara sıcak diye çok anlamıyoruz. Ancak ileride dini hayatımızdan sosyal yaşantımıza, oradan kullandığımız kavramlara kadar, FETÖ’nün her yerde derin tahribatlar yaptığını göreceğiz.

En çok FETÖ yüzünden kelimelerimiz, kavramlarımız vuruldu zaten. ‘Cemaat’ bunlardan biri. Hepimizin aklına ‘cemaat’ denince, FETÖ geliyor. Bugün cemaatlerle ilgili negatif algının bir sebebi de bu bilinç altıdır.

Şakirt, Hocaefendi, Nurcu, Said Nursi

Said Nursi geleneğinden etkilenen ama FETÖ ile hiç alakası olmayan çok sayıda ekol var. Bunlara ‘Şakirt, Nurcu’ denir. Bu insanların kullandığı ortak kelimeler FETÖ’nün neden olduğu tahribat yüzünden artık kullanılamaz. Hocaefendi, maklube, Nurcu, şakirt, nur talebesi... gibi.

Hizmet/Himmet

Tarikat ve cemaatlerde hizmet ve himmet kelimeleri yaygındır. “Hizmet eden hizmet bulur”, “himmet ededen, rahmet bulur” gibi sık sık insanlar başkalarına yardım etmeye ve hizmet etmeye teşvik edilir. Ancak bu kelimeler de FETÖ yüzünden kirletildi, katledildi.

Diyalog

‘The Cemaat’in en çok öne çıkan kelimesi. İnsanlar arası diyalog, dinler arası diyalog, medeniyetler arası diyalog diye diye hepimizi kandırdılar. Şimdi kimsenin ‘diyalog’ demeye ve diyalog kurmaya cesareti kalmadı.

Ümmet

Aslında siyasi bir kavramdır Ümmet. Osmanlı döneminde sömürgecilerin saldırılarına karşı, , toprak bütünlüğünü korumak ve Müslüman dünyasını bir arada tutmak için kullanılmıştır.

Son yıllarda AK Parti ve İhvanı Müslümin iktidarlarından sonra yeniden gündeme geldi. Ümmet birliği, ‘Müslüman Birliği’ demektir.

Ancak Suriye savaşı, Mısır darbesi, Yemen krizi, Libya krizi ve Türkiye’deki darbe girişimi, ‘Müslümanın, Müslümanı öldürdüğü bir Ümmet olur mu?’ sorusunu sordurdu. Artık bu kavram eskisi gibi insanları heyecanlandırmıyor, etki yaratmıyor.

İslam kardeşliği, Coğrafya, bu topraklar

Bugün yer yüzünde yaşanan savaşların, çatışmaların, terörün, kaosun neredeyse tamamı Müslüman ülkelerde oluyor. İnsanlığın gördüğü en utanç verici işkence yöntemleri, katliam biçimleri, kimyasal silahla çocuk öldürmeler, hapishanelerde toplu infazlar, tecavüz ve sürgünlerin tamamını, bu coğrafyada, bu topraklarda yapıldı. Müslümanın Müslümana yaptığı bu korkunç şeylerden sonra, ‘İslam/Müslüman kardeşliği’ inandırıcı bir kavram mı? Bence değil. Artık, ‘bu coğrafya, bu topraklar’ diyerek nutuk çekmek kimseyi etkilemiyor.

Dava, yol arkadaşı, dava adamı

Sanırım benim de en çok kullandığım kavramlardan biridir. Herkesin bir davası olması gerektiğine inanırım. Biz de bir davanın peşinde ömrümüzün çoğunu tükettik.

Şimdi ‘dava’ diyerek yapılanlara baktıkça, gücü eline geçirenlerin davranışlarına, tutumlarına baktıkça, koltuk yüzünden dava arkadaşlarını satan, ihanet eden insanları gördükçe, ‘dava’ demek de, yol arkadaşı olmak da, ‘davamı adamı’ demek de içimden gelmiyor şahsen.

Ecdat/Osmanlı

Osmanlı bizim için gurur veren bir tarih bilinci, bir imparatorluk geçmişidir. Örnek alacağımız çok şey var. Lakin son dönemde Osmanlıyı, ecdadı örnek almak sömürüye dönüştü. Dizilerde, filmlerde, kitaplarda, çizgi filmlerde gerçekliğinden kopmuş bir ecdat tanımı, bir Osmanlı teması var.

Bir de ecdat soyundan gelenler bunu ticarete döküp, Osmanlı atalarının kıyafetlerini, eşyalarını satmaya kalkınca insanın gönül rahatlığı ile ecdat diyesi gelmiyor.

Vurulmuş daha çok kelimelerimiz var.

Benim ilk alkıma gelen ve yazılarımda, konuşmalarında artık eskisi gibi kullanamadığım kelimeler bunlar.

Bilmiyorum katılır mısınız görüşlerime?