Yeni Şafak yazarı Ersin Çelik, bugünkü yazısında, geçtiğimiz hafta Türkiye karşıtı gösterilerin yapıldığı Halep’in kuzeydoğusundaki El Bab kasabasındaki izlenimlerini aktardı.
Türkiye karşıtı gösterilerden bir gün önce El Bab’a gittiğini aktaran Çelik, IŞİD’in kontrolündeki kasabanın Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında, 24 Şubat 2017 tarihi itibarı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolüne geçtiğini hatırlattı.
Kasabanın güvenliğini Özgür Suriye Ordusu’nun sağladığını, aktaran Çelik, Bülbülzade Vakfı’nın davetlisi olarak aylar önce planlanan eğitim ve bir de seminer için meslektaşı ve eşi Nuriye Çakmak Çelik ile El Bab’a gittiklerini yazdı. Çelik, “Bülbülzade Vakfı insani yardım çalışmalarını, eğitim ve kültür merkezli hale getirerek dünyaya örnek olacak seviyeye çıkartmış. Merkezdeki derslere girdik. Yaşı 60’ı geçen Suriyeli kadınlar Arapça okuma ve yazma eğitimi alıyorlardı” diye yazdı.
En fazla talebin Arapça okuma yazma eğitimine olduğunu aktaran Çelik, “Bu ders şunun da göstergesi. Türkiye bu bölgede asimilasyon çalışması yapmıyor. Aksine, çocuklar ve gençler Suriyeli kimliğini muhafaza etsinler diye yoğun çaba gösteriliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Akşam saatlerinde ise Gaziantep’e dönüp Suriyeli çok sayıda kanaat önderinin katıldığı “Birlikte Yaşam ve Ortak Gelecek” toplantısına katıldığını yazan Çelik, şöyle devam etti:
“Hem El Bab’da Suriyeli gençlerle hem de Gaziantep’te Suriyeli kanaat önderleri ile yaptığımız görüşmelerde dikkatimizi çeken bir şey oldu; güvenli bölge sahası karışmaya hazırdı sanki. Bir güç, yapı, odak, ülke ya da her neyse… Suriyelileri, Türkiye karşıtı bir çizgiye çekmek isteyen türlü söylemler üretilmişti. Çıkan olayları bir gün önceden hissettik aslında. Çünkü El Bab’daki söyleşide söz alan gençlerin soruları; “Türkiye’nin buraları Esed’e terk edeceği söyleniyor. Bu gerçekleşir mi?” yönündeydi. Bu korkuyu, çekinceyi anlamak gerekiyor. Bir daha başa dönmeyi, yani Esed’in eline düşme olasılığını kimse düşünmek bile istemez.
Gazeteciler olarak yorumlarımızı yaptık. Orada da söyledim. Yetkililer birtakım görüşmeler yapabilirler fakat Türkiye’nin kontrolü altındaki güvenli bölgeyi Suriye rejimine terk etmesi hem güvenlik hem de stratejik açıdan hiç mantıklı gelmiyor.”
Çelik, “Şunu vurgulamam gerekiyor; sınırın öteki tarafında yapılan; güvenlik, istihbarat, siyasi, ekonomik ve istihbarat çalışmalarının yanında yoğun iletişim faaliyetleri de yürütülmeli. Şu süreçte çok fazla ihtiyaç olacak. Bu sorunu El Bab’da gördük, Suriyeli kanaat önderlerinin kendileri de söylediler” diye yazdı.
Çelik, güvenli bölgede çok yoğun bir sivil hareketlilik yaşandığını ve El Bab’ın tersine göçün cazibe merkezi haline geldiğini yazdı.
TIKLAYIN - Çavuşoğlu "Şam ve muhalefet anlaşmalı" demişti; Dışişleri'nden "Suriye" açıklaması
