Medya

Yeni Şafak yazarı: Batılılar, ülkeleri Twitter'la kaosa sürükleyip kontrol ediyor!

"Twitter'ı var eden felsefi temel, Batı uygarlığının çatışmaya dayanıyor olması"

26 Aralık 2016 13:59

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, sosyal medya platformu Twitter ile ilgili olarak "Batılıların dünya üzerindeki haksız ve zorba hegemonyalarını pekiştirmekte ve bütün dünya ölçeğinde Twitter devrimleri olarak adlandırılan kaosların fitilini ateşlemekte kelimenin tam anlamıyla bir savaş aracı olarak iş ve işlev görüyor" iddiasını ileri sürdü.

Yusuf Kaplan'ın "Twitter savaşları ç/ağı: Mutlak Sahte’nin hükümranlığı" başlığıyla yayımlanan (26 Aralık 2016) yazısı şöyle:

Adına ayartıcı bir şekilde “sosyal medya” denen ama gerçekte tastamam “a-sosyal medya” olarak işlev gören Twitter, Facebook gibi mecralar, sosyal çatışmaları körüklemek, ekonomik ve siyasî kaos çıkarmak için icat edildi.


Özellikle Batı'da geliştirilen bütün bilimsel ve teknolojik araçlar, sadece çatışmaları ve savaşları körükleyen araçlar.

Bunun tesadüfî olmadığını, Batı uygarlığının dayandığı felsefî temellerin bir sonucu olduğunu özellikle hatırlatmak ve bu yazıda Twitter sorununu çeşitli açılardan, özellikle de felsefî bakımdan tartışacağımı vurgulamak istiyorum.

Batılılar, ülkeleri Twitter'la kaosa sürüklüyor ve kontrol ediyor

Şu ân gerek dünya genelinde, gerekse özellikle de Türkiye özelinde kelimenin tam anlamıyla Twitter savaşları çağının ağlarında boğuşup duruyoruz birbirimizle farklı toplum kesimleri olarak...

Dünyanın başka ülkelerinde gerçekleştirilen renkli devrimler, Twitter devrimleridir. Gürcistan, Ukrayna gibi ülkeler, Twitter Balta olmak üzere “a-sosyal medya” üzerinden önce sosyal, ekonomik ve siyasî kaosa sürüklendi ve yönetimler devrildi.

Twitter üzerinden dünyanın allak bullak edilen ülkelerinin en dikkati çekenlerinin başında Brezilya

Arjantin gibi Latin Amerika ülkeleri geliyor. Bu ülkeler, neredeyse periyodik olarak sosyal ve siyasî kargaşalarla çalkalanıyor.

Fazla değil, önümüzdeki on yıl içinde Twitter'ın kullanım alanı bütün dünya ölçeğine yayılacak ve Twitter, vekâlet savaşlarının yürütüldüğü yegâne mecra hâline gelecek bütün dünyada.

Türkiye'de de Gezi kalkışmasından itibaren, Twitter, toplumu kaosun eşiğine sürükleyen en etkili çatışma ve iç-savaş aracı olarak kullanılıyor.

Özetle şu ân Twitter ve Facebook gibi araçlar, Batılıların dünya üzerindeki haksız ve zorba hegemonyalarını pekiştirmekte ve bütün dünya ölçeğinde Twitter devrimleri olarak adlandırılan kaosların fitilini ateşlemekte kelimenin tam anlamıyla bir savaş aracı olarak iş ve işlev görüyor.

Batı'da Twitter'dan fotoğraf paylaşımı bile yasaklanırken...

Batılı ülkeler Twitter üzerinden kendilerine boyun eğmeyen ülkeleri Twitter üzerinden istedikleri gibi karıştırıyorlar ama iş Batı ülkelerine gelince duruma müdahale etmekte hiç bir sakınca görmüyorlar.

Sözgelişi, geçen hafta Berlin'de yaşanan terör hâdisesiyle ilgili Twitter başta olmak üzere “a-sosyal medya”dan fotoğraf paylaşımına bile izin vermedi Alman hükümeti. Benzer engeller Fransa'da ve diğer Avrupa ülkelerinde de sık sık yaşanıyor.

Twitter, bir iletişim aracı olmaktan çok, sosyal çatışmaları ve kaosu kışkırtan, algı operasyonlarının yapıldığı bir savaş aracı artık.

Twitter'ı var eden felsefi temel: Batı uygarlığının çatışmaya dayanıyor olması

Şimdi sıkı durun: Twitter'ın kaos ve çatışma aracı olarak kullanılması sorunun, basit yönü ve sonucu.

Twitter'ın asıl tehlikeli yönü, felsefî boyutu, görünmüyor bile.

Batı uygarlığı, felsefî olarak çatışma üzerine kurulduğu için geliştirdiği bütün araçlar, özellikle de teknolojik araçlar da çatışmaları ve savaşları körüklüyor yalnızca.

Batı uygarlığının felsefî temeli, düalizme / “çatışma”ya dayanır: Tanrı ile insan, ruh ile beden, fizik ile fizik ötesi arasında bir çatışma vardır.

Oysa bizde, İslâm düşüncesinde çatışma değil uyum sözkonusudur. İslâm'ın temeli tevhiddir çünkü.

Post-düşünce ve post-hakikat çağı

Batı uygarlığının geldiği noktada Twitter gibi fenomenlerle bizi getirdiği nokta; aklın, düşüncenin (episteme'in) buharlaşması, kanaatin, duygusal tepkilerin (doxa'nın) hükümfermâ olmasıdır.

140 karakterle sınırlı bir mecrada düşünce üretilemez zaten. O yüzden kitleler, sadece duygularıyla tepki veriyorlar Twitter'da.

Dolayısıyla düşüncenin bittiği; hakikatin bittiği; aklı, kalbi ruhu olan insanın bittiği; yalnızca aşırı-tepkilerin, saldırganlık biçimlerinin hâkim olduğu, çatışmaların cirit attığı çölleşmiş, ruhsuzlaşmış, bir dünyanın eşiğine fırlatıyor bizi Twitter.

Başka bir ifadeyle Twitter hem düşünceyi hem de düşünmeyi hem fizik gerçekliği hem de hakikati öldürüyor. “Post-düşünce”, “post-hakikat” ç/ağının ayartıcı, kışkırtıcı ve baştan çıkarıcı ağlarına hapsediyor insanlığı.

Demokrasinin bitişi, muhtak sahtenin hükümran olduğu dromokrasinin zaferi

Bu dünyada “haklar rejimi” demokrasi buharlaşıyor, hazlar rejimi dromokrasi zaferini ilan ediyor.

Şunu açık ve net bir şekilde bilmemiz gerekiyor: Kim ki, demokrasiden sözediyor, bilin ki, o kişi, çağdışıdır, bu dünyada yaşamıyor demektir. Hız, haz ve ayartıcı rejimi dromokrasinin hâkim olduğu bir çağda demokrasiden sözedilemez artık.

Dahası dromokrasi rejiminde çağ'dan değil ancak kitleleri algı operasyonlarıyla ayartan ve kışkırtan bir ağ'dan, devâsâ bir ağdan sözedebiliriz ancak.

Sözün özü: Twitter, hem sosyal ve siyasî çatışma alanlarını alabildiğine çoğaltıyor hem de Batılıların dünyaya Twitter üzerinden yeni savaş ve çatışma alanları icat ederek çeki düzen vermelerini kolaylaştırıyor.

Ama bunun faturası insanlığa pahalıya patlıyor: İnsanın düşünme melekleri çöküyor, Mutlak Hakikat bir yana fizik gerçeklikten bile eser kalmıyor; sanal olarak icat edilen algılar, aşırı-duygular Mutlak Sahte'nin hayatımıza yön ve çeki düzen vermesini sağlıyor.

Mutlak Sahte'nin hükümran olduğu bir dünya fizik gerçekliğin bile buharlaştığı, çatışmaların normalleştiği, ontolojik bir felâketin eşiğine sürüklüyor insanlığı Twitter.

O yüzden hayatımızı, zihin ve duygu dünyamızı tepetaklak eden Twitter, Facebook gibi “a-sosyal medya”lar üzerinde kafa yormak zorundayız vesselâm.