Önce İstanbul'u düşür, sonra bütün Türkiye'yi
Gezi öfkesini, 17-25 Aralık komplosunu, 15 Temmuz’un arkasındaki aklı burada net olarak görüyoruz.
Çokuluslu akıl, 31 Mart seçimlerine müdahale etmiş. AK Parti’nin İstanbul’u kaybetmesi için, İstanbul’u düşürmek için içeridekiler ve dışarıdakiler birlikte çalışmış.
Türkiye’nin büyük mücadelesine 31 Mart için cephe kuranlar bununla kalmamış. Seçim gecesine ilişkin de planları varmış ve uygulanmış.Çokuluslu müdahalenin bir ayağı sandıklar üzerinden gerçekleşmiş.
15 Temmuz’da İstanbul’u Anadolu’dan ayırmak isteyip de başaramayanlar, İstanbul’u düşürmek, ardından sonraki adımlara geçmek için sistematik, tehlikeli adımlar atmış.
Seçimden, oydan çok öte bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye’yi tehdit eden kim varsa bu seçimde ortak çalışmış. “İstanbul’u düşürelim bir sonraki adımda Türkiye’yi düşürürüz” demişler.
Köprüyü İmamoğlu'nun iş makineleri mi kesecek?
Devlet kadrolarındaki FETÖ’cüler etkin biçimde kullanılmış. PKK/HDP ekipleri etkin biçimde kullanılmış. CHP’lilerle bunlar arasında koordinasyon eğitimleri yapılmış. İşin yapılış şekli tam anlamıyla FETÖ tarzı. Anlaşılan o kadroları etkin biçimde kullanmışlar.
AK Parti’nin oy depoları sıfırlanmış, geçersiz kılınmış, tutanaklara doğru geçirilmemiş, CHP’ye kaydırılmış. Çok dikkat çekmesin diye bazıları başka partilere yazılmış. Bu anlamda burada yüzlerce örnek sayabilirim.
Yeni bir 15 Temmuz girişimi olursa, İstanbul Şehitler Köprüsü’nü tanklar mı kesecek yoksa Ekrem İmamoğlu’nun iş makineleri mi? Ankara’da belediye iş makineleri tankların yolunu mu kesecek yoksa milletin yolunu mu? İşte 31 Mart müdahalesinin devamında bunlar var.
Kimse kibirli nutuklarla milleti körleştirmesin!
Kimse konforlu sözlerle, kibirli entelektüel havalarla TV ekranlarında, gazete köşelerinde nutuklar atmasın. Milleti körleştirmeye kalkışmasın. Kimse AK Partili görünüp de gizli ve sinsi hesaplarını akil düşünceler gibi pazarlamasın.
Kimse akıl vermeye, ayar vermeye kalkışmasın. O kimselerin Gezi olaylarında neler konuşup yazdıklarını da biliyoruz. 15 Temmuz’da ne haltlar yediklerini de biliyoruz. O kimselerin bugün hangi vazifelerle görevlendirildiklerini de biliyoruz.
İstifham oluşturmak, kafa karıştırmak için yazmıyorum bunları. Hele hele bir operasyon, bir algı oluşturma düşüncem asla yok. Demokrasi, seçim sonuçları, milli irade dışında bir durumu aktarmaya çalışıyorum.
Kamudaki FETÖ'cülerle PKK'lılar organize edilmiş...
Bir müdahale, bir darbe, bir çokuluslu hesap ve bunun uygulanışından söz ediyorum.
Bu planlamayı yapıp uygulayanlar, kamudaki FETÖ’cülerle PKK’lıları bu iş için koordine edenler, millet İttifakı üzerinden PKK’yı Ege ve Akdeniz’e taşıyanlar, belediye şirketlerinin kalbine yerleştirenler, 31 Mart günü Türk demokrasisine, seçimlere müdahale etmiştir.
Şimdilik İstanbul’u konuşuyoruz ama Türkiye’nin kritik bölgelerinde de bu müdahalelerin izlerini göreceğiz. Açık söyleyeyim, bir Ulusal Güvenlik meselesi ile karşı karşıyayız.
İstanbul'da seçim yenilenmeli
1- Bütün İstanbul’da bütün sandıklar yeniden sayılmalı, gerekirse seçimler yeniden yapılmalıdır. En temizi İstanbul’da seçimlerin yenilenmesidir.
2- Bu ince hesap, YSK’yı bile çaresiz bırakacaktır, YSK üzerinden bile bir aklama söz konusu olamayacaktır. Nitekim bu kadar ince planlamayı yapanlar bunu zaten düşünmüş, ona göre oyun planı hazırlamıştır.
3- Sandık başkanları üzerinden de bir soruşturma açılmalı ve bu bir güvenlik meselesi olarak algılanmalıdır. Listelerde ne kadar FETÖ’cü ne kadar PKK’lı varsa ortaya çıkarılmalıdır.
4- Seçim öncesi bu çevrelerin nasıl koordine edildiğine, nasıl eğitildiğine, hangi ortamlarda eğitim çalışmaları yürütüldüğüne ilişkin de soruşturma açılmalıdır.
5- Yüzlerce PKK’lıyı CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden aday listelerine alanların, kaç kişiyi sandıklara yerleştirdiği kesinlikle belirlenmelidir.
6- 31 Mart seçim yolsuzluğu konusunda sadece seçimlerle sınırlı değil, birdarbe girişimi, bir tür çokuluslu müdahale soruşturması açılması gerekir.
“ERDOĞAN’I DEVİR, TÜRKİYE’Yİ DURDUR” “İSTANBUL DÜŞER, TÜRKİYE DÜŞER”
“Erdoğan devrilir Türkiye durdurulur”, “İstanbul düşer, Türkiye düşer” diyenler, 15 Temmuz’dan medet umanlar 31 Mart günü Türkiye’ye, demokrasiye, seçimlere müdahale etmiştir.
“Milli irade”ye ayar verilmiştir. 15 Temmuz’dan sonraki ilk adımatılmıştır. Türkiye yeni bir çokuluslu müdahale görmüştür. Bugün bu müdahalenin detaylarını ortaya çıkaramazsak, bir adım sonrası Türkiye’dir, daha vahim müdahalelerdir.
Soruları çalanlar İstanbul’da AK Parti’nin oylarını da çalmış, bu çok açık.