Nur cemaatinin Yeni Asya grubunun aynı adla yayımlanan gazetesi, cezaevlerinde kendilerine yasak konduğunu belirterek Adalet Bakanlığı'na "Gazetemizin cezaevlerine girişi niçin engelleniyor?" diye sordu. Gazetenin bugünkü nüshasında manşetten gördüğü haberde, "Keyfî yasak yayılarak devam ediyor. Bakanlık görünüşte bu yasağa sahip çıkmıyor, ama kaldırmak için de hiçbir şey yapmıyor" ifadesi kullanıldı.
Yeni Asya gazetesinin bugünkü (25 Nisan 2017) nüshasında yayımlanan haberin tam metni şöyle:
Son dönemde peş peşe gelen ve bir türlü sonu gelmeyen hukuk dışı ve keyfî uygulamaların biri de birçok cezaevinde gazetemize konulan yasak.
Başlangıçta bir-iki cezaevi yönetimiyle sınırlı bir keyfîlik olarak gündeme gelen bu yasak, geçtiğimiz üç hafta zarfında başka cezaevlerine de yayıldı.
Bir ara yasağın Adalet Bakanlığı çıkışlı bir yazıya dayandığı haberi geldi.
Ancak bilâhare Bakanlığın söz konusu yazıyı geri çektiği belirtildi.
Dahası Bakanlığın yasak için "Bizden kaynaklanan birşey yok" diyerek bu yöndeki haberleri yalanladığı da ifade edildi.
Bu süreçte söz konusu haberler, gazetemizin ülke çapında dağıtımını yapan Yaysat kanalıyla da bize ulaştı.
Ve gelinen noktada, birkaç istisna dışında, cezaevlerinin çoğuna Yeni Asya’nın girmesine izin verilmiyor.
Hukuksuz bir şekilde tutuklanan Nur’un bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi dahil.
Durum şu: Keyfî yasak yayılarak devam ediyor. Bakanlık görünüşte bu yasağa sahip çıkmıyor, ama kaldırmak için de hiçbir şey yapmıyor.
Böyle bir garabetle karşı karşıyayız.
Hürriyetleri iftiralar ve keyfî gerekçelerle ellerinden alınan insanları, demir parmaklıklarla çevrili dört duvar arasında tıkış tıkış yaşamaya mahkûm edildikleri kasvetli ortamda, okuyarak moral buldukları gazetelerinden de mahrum etmeye kimin ne hakkı var?
Çok ağır suçlardan içeride bulunanlara ve yandaş gazetelere uygulanmayan yasak keyfîliğinin Yeni Asya’ya ve farklı dünya görüşlerine sahip diğer bazı muhalif gazetelere yönelik olarak gündeme taşınması, yeni bir keyfîlik ve çifte standart örneği olarak kayıtlara geçmiş bulunuyor.
Sorumluları, hukuk ve tarih önünde bunun da hesabını veremezler.
Bu yeni hukuksuzluklar silsilesinin bir aşamasında, yasakçı cezaevlerinden bazılarını Adalet Bakanlığına şikâyet edip haklarında savcılıklara suç duyurusunda bulunmuştuk.
Şimdi bu şikâyet ve suç duyurularını, yasakçıların tamamını kapsayacak şekilde yerlerine ulaştırdık.
Hukukun gereğinin yapılmasını bekliyor ve bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı buradan ilan ediyoruz.
Her alanda giderek yaygınlaşan “hukuka meydan okuma” tavrının yine hukuk içinde etkisiz kılınacağına inanıyor ve güveniyoruz.
***
Referandum sonrası
Öngörülerimiz istikametinde ortaya çıkan referandum sonuçlarının YSK operasyonu ile saptırılmasının doğurduğu sıkıntılı tabloyu ve ağır demokrasi krizini hep birlikte izlemeye devam ediyoruz. Umuyoruz ki, seçmen iradesini çarpıtma noktasına vardırılan cür’etkârlık, hukuk ve demokrasiden yana olan iç ve dış dinamiklerin inisiyatifi ile durdurulsun ve Türkiye hasret kaldığı hukuk, demokrasi, iç barış ve huzur ortamına artık bir an önce kavuşsun.