Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, "Dünya malına tamah etmemeyi öğütleyenler iş kendilerine gelince en hasını istiyor" görüşünü savundu.
Dilipak, "Birileri 'cemaat' yapılarına laf dokundurdu mu, hemen savunmaya geçiyoruz. Tamam, fasıklar bir haber getirdiklerinde hemen inanmayacağız. Tamam, birileri iftira ediyor, cemaat üzerinden İslam’a saldırıyor. Tamam, cemaat yapıları önemli ve onlara sahip çıkmalıyız. Bunun yanında dikkat etmeliyiz, her Cemaat, bizim bildiğimiz cemaat değil. Yani her sakallı dedemiz değil. Kalkancı’sını gördük, FETÖ’sünü gördük, Adnan Oktar’ını gördük, daha sayayım mı? Aramızda hâlâ çok fazla varlar. Hepsi de bu koruma kalkanının arkasına gizleniyorlar. Şunu görelim, Cemaate zarar verenlerin yarısı Cemaat düşmanları ise, yarısı da bu işi istismar eden, içeri sızmış, ya da para, kadın, makam peşinde yoldan çıkmış kişilerdir." düşüncesini dile getirdi.
Dilipak yazısında, "Bakıyorsunuz, dünya malına tamah etmemeyi öğütleyenler, yetim hakkı görülen kamu malı söz konusu olduğundan uzak durmayı anlatanlar, iş kendilerine gelince en hasını, alasını istiyorlar, kendine ve akrabalarına. 'Birileri ele veriyor talkını, kendi yiyor salkımı' dememeli bize... Eee cemaat, siyaset, makam, mal işine girince siyaset ve bürokrasi ile de tanıştı. Artık kendi medyası da var. Hem siyaseti hem STK’yı, yani sivil toplumu bir arada idare etmeye çalışıyorlar. İhalelerde usulsüzlük iddiaları, ehliyet ve liyakatten uzak atamalar, el ense ilişkiler." ifadesini kullandı.