Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, lüks araçta uyuşturucu kullanırken görüntülenen ve lüks yaşamıyla dikkat çeken AKP Genel Merkezi büro personeli Kürşat Ayvatoğlu'na ilişkin olarak, "Ayvatoğlu'nu 'günah keçisi' yapıp, onu linç etmek bize bir şey kazandırmaz, tabii onu koruyup, himaye etmek, olayın üstünü örtmek de. Hepimizi suçluyuz" düşüncesini dile getirdi.
Dilipak yazısında, "Hamza Kürşat' isimli bir genç üzerinden yaşanan olayları okumak istiyorum. Hamza ve Kürşat! Kürşat, Atsız’ın romanı 'Bozkurtların Ölümü'ndeki bir kahramandır. Türk tarihinde ise mümtaz bir karakter olarak yer alır. Bu olay Hamza ve Kürşat’ların hikayesini anlatır bize. Hamza’ların ve Bozkurt’ların trajik ölümünü! Herhangi bir aile, çocuğuna Hamza ya da Kürşat adını koymaz. Bu bir kimlik beyanıdır. O zaman bu 'öteki' biri değil, 'bizden' biri. Bu bizim hikayemizdir. Öteki ya da bizden olması da bir yana, biz insanız sonuçta. Ötekileri yakan ateş bizi de yakıyor bugün. Çünkü ateş bacayı sarmış durumda." görüşünü savundu.
Dilipak şu ifadeleri kullandı:
"Hamza’yı “günah keçisi” yapıp, onu linç etmek bize bir şey kazandırmaz. Ve tabii onu koruyup, himaye etmek, olayın üstünü örtmek de. Hepimiz suçluyuz. Biliyorum, işin içinde siyaset var, işin içinde işadamları var, işin içinde bürokrasi var.. İşin içinde uyuşturucu var, kadın var.. Kumar ve mafyöz ilişkiler vardır. Bu alemde işin içinde mutlaka tehdit vardır, şantaj vardır, rüşvet vardır, torpil vardır. Peki bu memlekette polis ne iş yapar, istihbarat ne iş yapar?! Herkesin bildiği bir “sır” nasıl böyle gizli kalabilir?! Bunlar “genç” diyoruz ama, abileri, hatta çevrelerinde bunları kullanan kocaman, kelli-felli, makam-mevki sahibi adamlar vardır. Bunların gençleri ateşe atıp kendilerini kurtarmalarına göz yumacak olursak kendimize de, ülkeye de yazık ederiz. Bu yangın için için yanmaya devam eder ve bir"