Suudi Arabistan, Yemen'deki isyancı Şii Husi milislerinin önemli mevzileri ele geçirmesi üzerine bunlara yönelik askeri operasyon başlattı. 10 ülkenin destek verdiği operasyona 100'den fazla savaş uçağı ve 150 bin asker katılıyor. Bu arada Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki askeri operasyonunun desteklendiğini bildirdi.
Yemen, devlet olma vasıflarını yitirdi mi?
Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan Ortadoğu uzmanı Mareike Transfeld, Alman kamu radyosu Deutschland Funk’a Yemen’e ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yemen’de Şii mezhebine bağlı Husi aşiretlerinin isyanı 2004 yılında başlamıştı. Yemen’in yönetiminde Sünniler söz sahibiydi. Sünniliği seçmeleri için kendilerine baskı yapıldığı gerekçesiyle Husi milisleri başkent Sana’da ve diğer kentlerde kontrolü ellerine geçirdiler. Acaba Yemen devlet olarak makus talihine yenildi, devlet vasfını tamamen yitirdi mi?
Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan Ortadoğu uzmanı Mareike Transfeld bu konuda şunları söylüyor: “Husi milislerinin iktidarı ele geçirmesiyle birlikte devlet yapılanmaları oldukça zayıflatılmış oldu, bir bakıma Husilerin eline geçti. Toprak bütünlüğü ve kurumlar açısından Yemen devlet olma vasfını kaybetmiş durumda. Bu süreci geri çevirmek çok zor olacak; hele ki Suudi Arabistan’ın bu ülkeye askeri müdahalesi göz önüne alınırsa, bu daha da güçleşecek. Çünkü kanımca Husi milisleri ellerine geçirdikleri iktidardan herhangi bir biçimde alaşağı edilemeyecekler, başka bir deyişle siyasi sürecin eski rayına oturtulması mümkün olmayacak.”
'Askeri müdahale başarılı olamayacak'
Suudi Arabistan’ın diğer Körfez ülkelerinden Bahreyn, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ortaklaşa olarak bu askeri müdahaleyi düzenlediği belirtiliyor. Mısır’ın da “siyasi ve askeri” destek vermek istediği duyuruldu. Amerikan hükümeti, bu askeri ittifaka lojistik ve istihbarat yardımı yaptığını açıkladı.
Ancak Ortadoğu uzmanı Mareike Transfeld, tüm bu askeri güce ve desteğe rağmen, Yemen’de başarı sağlanamayacağı kanısında: “Yemen'e düzenlenen askeri operasyon stratejik hedeflere yönelik. Başkentteki hava limanının bir bölümü, Husilerin kontrolüne geçen Başkanlık Sarayı bu hedefler arasında. Ayrıca seçimle iktidara gelen ve şu sırada güneydeki liman kenti Aden’de olduğu sanılan şimdiki Devlet Başkanı Hadi’yi ortadan kaldırmaya çalışan ve Husilere destek veren eski Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih de muhtemelen stratejik hedefler arasında bulunuyor. İşte Suudi Arabistan ile Arap müttefikleri, Husilerin bu ilerleyişini durdurmak ve bu iktidar bağlamında Hadi’nin pozisyonunu güçlendirmek amacıyla askeri girişimde bulundular.”
Suudi Arabistan Husileri durdurma çabasında
Yemen’de hasım güçlerin iktidar mücadelesinin yanı sıra bir de birbirileriyle karşıt durumda olan aşiretler ve de El Kaide terör örgütü de bulunuyor. Yemen’de şu an olanlar acaba belirli bir grubun siyasi meşruiyet kazanması çabası mı, yoksa sadece iktidar mücadelesi mi?
Berlin Bilim ve Politika Vakfı’ndan Ortadoğu uzmanı Mareike Transfeld’in analizi şöyle:
“Şu sıralarda olan bitenler meşruiyet savaşı, daha doğrusu dışarıya karşı meşruiyet kazanma çabası olarak görülebilir. Şimdiki Devlet Başkanı Hadi 2012 yılında halk tarafından seçilerek iş başına gelmişti. Siyasi geçiş sürecini hazırlaması öngörülen Devlet Başkanı Hadi’yi uluslararası toplum, Suudi Arabistan ve BM destekledi. Husiler ise 2014’ün Eylül ayında başkent Sana’yı ele geçirdiler. Devlet Başkanı Hadi, 2015 yılının şubat ayında başkent Sana’dan güneydeki liman kenti Aden’e giderek, uluslararası toplumun kendisine sunduğu meşruiyeti ve siyasi geçiş süreci için ülkeye uluslararası toplumun gönderdiği paraları bu kentte konuşlanarak kullanmak istedi. Bu durum Husilerin hoşuna gitmediği için ve dışarıya karşı meşruiyet kazanmak amacıyla Husiler başkent Sana’dan sonra şimdi Aden’a doğru ilerlemek ve Hadi’yi etkisiz hale getirmek istiyorlar. Suudi Arabistan ise işte bu ilerleyişi durdurma çabasında.”
'İran Husilerin iktidara gelmesinde bir rol oynamadı'
Ortadoğu uzmanı Mareike Transfeld, İran ile Şii Husiler arasında bağlantılar olduğunu, ancak Husilerin iktidara gelmesinde İran’ın rol oynadığını sanmadığını da sözlerine ekliyor. Ayrıca ABD’nin şimdiki Devlet Başkanı Hadi’yi desteklemeye devam ettiğini de hatırlatıyor.