İnternet üzerinden yemek siparişi verme sistemini geliştiren Yemeksepeti'nin kurucularından ve firmanın CEO’su Nevzat Aydın, sosyal medya üzerinden görevini bıraktığını açıklamasının ardından, işçiler tarafından tepki tepkiler geldi. Yemeksepeti İşçi Komitesi, "Yemeksepeti’nin kamu yüzü değişmiş olabilir, ancak işçi düşmanı politikaları hala yerinde duruyor. Yemeksepeti’nin CEO’su değişti, sendika düşmanlığı değil" ifadelerini kullandı.
Yemeksepeti'nin 21 yıllık CEO'su Nevzat Aydın, Twitter’dan yaptığı açıklama ile Yemeksepeti CEO’luk görevini bırakacağını duyurdu. Nevzat Aydın'ın yerine ise CEO olarak Mert Baki geçti.
TIKLAYIN | Nevzat Aydın: Yemeksepeti’ndeki CEO’luk görevimi artık genç ve farklı bir bakış açısına bırakmanın zamanı geldi
Aydın'ın görevi Mert Baki'ye devredeceğini duyurmasının ardından, Yemeksepeti İşçi Komitesi bir açıklama yaptı.
"Nevzat Aydın'a açık veda mektubu: İşçi düşmanı bilirdik" başlığıyla yapılan açıklamada "Sayın Aydın; 1 Kasım’da Twitter’dan Yemeksepeti CEO’luğunu bıraktığınızı açıkladınız. Açıklamada Yemeksepeti’nin “haksız karalamalara” maruz kaldığını söylemişsiniz. Ama bunlar ne haksızdı, ne de karalamaydı" denildi.
İşçilerin açıklamasında "Haksızlık, sizin binlerce kurye ile depo işçisinin işkolunu değiştirerek sendika üyeliklerini düşürmenizdi. Haksızlık, kâr için kuryelere 1 saatte 4 paket teslimini dayatarak ölümlere, yaralanmalara ve sakatlıklara yol açmaktı. Haksızlık, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesiydi. “Haksız karalamalardan” bahsediyorsunuz. Ancak işten ayrılmadan önceki şu son aylarınız dahi Yemeksepeti’ni kuryeler için mobbinge, baskılara, tutanak terörüne ve tehditlere dayanan köleci bir çalışma rejimine dönüştürmekle geçti" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Son aylarınızda esnaf kurye sistemine geçiş için işçi kuryeler üzerinde yoğun bir baskı kurdunuz, çay-kahve hakkımızı aldınız, molalarımızı kısalttınız, öncü işçileri bilerek gece vardiyalarına yazdınız. Depo müdürlerine atadığınız görev sendika polisliği yapmak, bizi yıldırmaktı.
Son aylarda yaptığınız bir diğer iş de Youtube, Twitch, Twitter, Facebook ve benzeri platformlar üzerinden agresif bir reklam kampanyasına girişmiş olmanızdı. Yemeksepeti’nin sendika düşmanı olarak adı çıktıkça, bu reklam kampanyası daha da agresifleşti."
"Biz sizi işçi ve sendika düşmanı olarak biliyoruz!"
"Hem son işçi düşmanı saldırılarınız, hem de bu agresif reklam kampanyanıza rağmen Yemeksepeti’nin Türkiye genelindeki prestijini restore edebilmek için istifa etmek zorunda kalmanızdan kıvanç duyuyoruz. Sizin istifanızı, aşıyla sendikadan sonra 3. kazanımımız olarak görüyoruz.
Yaptığınız açıklamadan anlaşılan o ki, Türkiyeli “girişimcilere” ilham kaynağı olan bir 'inovasyon' üstadı olarak hatırlanmak istiyorsunuz. İnanın bize öyle hatırlanmayacaksınız. Biz sizi işçi ve sendika düşmanı olarak biliyoruz!
Kuryeleri ölüme, depo işçilerini tükenmeye götüren politikalar sizin isminizle özdeşleşmiştir. Ne zaman bir kurye kaza yaptığında, ne zaman bir depo işçisi tutanaklar yoluyla fazla mesaiye zorlandığında, sizin CEO’su olduğunuz şirket servetine servet kattı."
"Görevinizde başarısız oldunuz"
"Bu bakımdan kendinizi Jeff Bezos ile karşılaştırmakta haklısınız. Zira Bezos da hiçbir güvenlik ve sağlık önlemi almayarak pandemide işçilerini ölümüne çalıştırdı ve Amazon’un içindeki sendikalaşmaya işten çıkarmalarla cevap verdi.
Nafile! 6 aylık örgütlenmenin ardından Staten Island’daki Amazon tesisinde çalışan 5000 işçi sendikal yetki için başvurusunu yaptı. Tıpkı sizin gibi Bezos da yetkiye itiraz etti! Dedik ya boşuna; Amazon’a girdiği gibi Yemeksepeti’ne de sendika girdi. Görevinizde başarısız oldunuz."
"CEO değişti, sendika düşmanlığı değil"
"Buradan bütün Yemeksepeti kuryesi ve depo işçisi kardeşlerimize sesleniyoruz: Yemeksepeti’nin kamu yüzü değişmiş olabilir, ancak işçi düşmanı politikaları hala yerinde duruyor. Yemeksepeti’nin CEO’su değişti, sendika düşmanlığı değil.
Haklarımıza ve can güvenliğimize saldırıları durdurmak için sendikamıza üye olalım, dayanışmamıza sahip çıkalım! Esnaf kurye adlı taşeron sisteme, mobbinglere ve baskılara dur diyelim. Gücümüzü sendikal birliğimizden alalım."