T24 - Osmanlı'nın padişahlarından Genç Osman'ın idam edildiği, İstanbul'un en önemli tarihi değerlerinden biri olan Yedikule Hisarı ve içerisindeki 1600 yıllık Altın Kapı, 2010 Avrupa Kültür Başkenti restorasyon projelerine alınmadı.
Maliye Bakanlığı ile Yedikule Hisarı'nı 30 yıllığına kiralamak isteyen şirket arasında süren davalar 6 yıldır neticeye bağlanmadı. Hal böyle olunca, Hisar'dan herkes elini ayağını çekti ve tek bir taş bile yerinden oynatılmadı.
Peki bu davalar neden açıldı? İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Hisar'ın son durumu ile ilgili neler söyledi?
Yedikule Hisarı'nın tarihiYedikule, aslında zindan için değil, Bizans'a misafir gelen kralları ve yabancı sarayların mensuplarını ihtişamlı bir şekilde karşılamak için yapıldı. Altın Kapı'yı bir zafer takı olarak dönemin Bizans İmparatoru Theodosius inşa ettirdi. Theodosiustan sonra tahta geçen oğlu da dört tane yüksek gözlem kulesinden oluşan bir kaleyi kapı ile birleştirdi.
Fatih Sultan Mehmet, yapıya üç kule daha ekledi. Ve artık zindanların adını aldığı "yedi kule" (Genç Osman, Cephanelik, 3. Ahmet, Hazine, Zindan, Top ve Bayrak kuleleri) vardı...
Ayrıca kaleye surlar da ekletildi. Padişah, burada bir garnizon oluşturdu. Böylece Bizans ve Osmanlı uygarlıkları bütünleşmiş oldu.
İstanbul kara tarafı surlarının, Yedikule kesiminde imparatorların zafer alayı başında şehre giriş yaptıkları ana tören kapısının adı 'Altın Kapı'ydı.
Hisar, Osmanlı hazinesinin muhafazası amacıyla kullanılıyordu. Sultan II. Selim döneminde eşyalar saraya taşındı ve hisar, zindan olarak kullanılmaya başlandı. Yabancı suçlular ile Osmanlı devlet adamları buraya hapsedildi. Çandarlı Halil Paşa, Trabzon Rum İmparatoru David Kommenos ve oğulları Kanlı Kuyu'da idam edildi. Ayrıca Osmanlı tarihinin en genç padişahlarından Genç Osman da burada boğuldu. II. Mahmud döneminde zindan olarak kullanılmasından vazgeçildi ve 1856 yılında baruthaneye dönüştürüldü.
1968 yılında, İstanbul Hisarlar Müzesi Müdürlüğü'ne bağlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tahsis edilen tarihi yapı, 2004 yılında Maliye Bakanlığı tarafından geri alındı. Swees Turkish International (STI) İç ve Dış Ticaret Şirketi'nin hisarı kiralamak için hazırladığı proje, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na sunuldu. Kurul, 21 Nisan 2004 tarihli kararında 'özgün dokusuna zarar vermemesi koşuluyla' ve 'kısa süreliğine' hisarın kiralanmasına izin verdi. Maliye Bakanlığı, ''1. derece eski eser'' niteliğindeki bu yapıyı, 30 yıllığına bu özel şirkete kiraladı.
Birçok konsere ev sahipliği yapılan hisarda, alan genişletilmek istenildi ve içerisinde bulunan akasya ağaçları kesildi, taşlar söküldü yerine mıcır döküldü. Bu durum sivil toplum örgütlerini rahatsız etti. Ve Şehristanbul Derneği, devir işleminin iptal edilmesi için İstanbul 1. İdare Mahkemesi'ne başvurdu. 2006 yılında, derneğin başvurusu kabul edildi ve devir kararı oybirliğiyle iptal edildi. Danıştay 13. Dairesi, 24.12.2008 tarih ve 2008/8294 No'lu kararı ile mahkemenin bu kararını onadı.
Bu zaman diliminden sonra ise tarihi yapı kendi haline bırakıldı. Bir zamanlar üzerinde altından heykellerin bulunduğu 'Altın Kapı', şimdi ölüm kalım savaşı veriyor.
Milli Emlak Müdürlüğü'nün davası sürüyorİstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Yedikule Hisarı'nın yaklaşık 6 yıldır özel bir şirkete tahsisli durumda olduğunu, ancak şirketin bu önemli mekanı; koruma, kullanma ve işlevlendirme konusunda başarılı olamadığını söyledi.
Devam eden davalar hakkında bilgi veren Bilgili, "Şu anda şirket, bir STK'nın açtığı davayı kaybetti. Ancak Milli Emlak Müdürlüğü ile ilgili olan dava hâlâ sürüyor" dedi.
Bilgili, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın koruma çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi:
"Örneğin yapının restorasyonu ile ilgili proje ihalesi yapılmış olup projenin akabinde uygulama başlayacak. 'Altın Kapı' diye bilinen ünlü kapının önündeki kapıda temizlik ve konservasyon uygulama çalışmaları devam ediyor. Akabinde Altın Kapının çalışmaları başlayacak."
Hisardaki asıl sıkıntının, boşaltılamadığı için herhangi bir çalışmanın yapılamaması olduğuna değinen Bilgili, durum böyle olunca koruma ve konservasyon çalışmaları amacına ulaşamadığını ve 2010 Kültür Başkenti Ajansı'nın mali kaynaklarından yararlanma imkânını kaçırdıkları vurguladı.
Bilgili, yargının bir an önce karar vermesi gerektiğinin de altını çizdi.