“1735 yılında tutulan kayıtlara göre şu anda muhtemelen 4. Murat’ın sadrazamı Bayram Paşa’nın bostanındayız. 1786’dan kalma bir haritaya göre ise burası İsmail Paşa’nın bostanı” diyor Osmanlı tarihçisi Aleksandar Sopov. Dün Yedikule Bostanları Koruma Girişimi’nin çağrısıyla, iş makinalarının yıkmaya hazırlandığı bir bostanda buluşan grup, daha kızarmamış domateslerin yanı başında, ters çevrilmiş manav kasalarının üzerinde oturup bostanların tarihini dinledi.
Radikal gazetesinden Elif İnce'nin haberine göre, Harvard Üniversitesi’nde Osmanlı tarım teknolojisi üzerine doktora yapan Aleksandar Sopov, Fatih Belediyesi’nin yıktığı bostanlar ve kapatmaya niyetlendiği su kuyuları ve havuzların vakıfnamelerde yer aldığını anlatarak bu yapılarda Osmanlı tarım teknolojilerine dair çok değerli bilgilerin gizli olduğunu anlattı.
Sopov’un Ayhan Han ile birlikte bostanlar üzerine yaptığı araştırmadan bazı bulgular şöyle:
İstanbul ’un sebze ihtiyacının yarısını karşılıyordu
Kefil defterlerine göre, 16’ncıyüzyılın ikinci yarısından itibaren Yedikule’de tarımsal faaliyetler hızlandı. 17’inci yüzyılda ise iyice yoğunlaştı. 1634/1635 tarihli Bayrampaşa Vakfiyesi’ne göre sur içindeki tarımsal alan, sur duvarına kadar ulaşmıştı.
IV. Murat’ın sadrazamı Bayram Paşa, Sadrazam İsmail Paşa (1688), II. Mustafa’nın Saray Hazinedarı Süleyman Ağa gibi devlet yöneticileri bu bölgeye yoğun yatırım yaptı. Muhtemelen 1734 yılına gelinceye değin bölgede boş arazi kalmamıştı. 1735 tarihli bir kefil defteri İstanbul suriçinde toplam 344 bostanda 1381 bostancının çalıştığını belirtiyor. Tahminlere göre şehrin meyve-sebze ihtiyacının yüzde 50’sini bostanlar karşılıyordu.
1735 tarihli bir kefil defterine göre söz konusu bölgede çalışan bostancıların büyük çoğunluğu Hıristiyan olup Makedonya bölgesinden gelmişler.
Dersten sonra katılımcılar, İstanbul’da kent içinde tarım yapılabilen son bostanların nasıl yaşatılabileceğini tartıştı. Bir yorum , kendi kendine yetebilen ve sürdürülebilir bir kent hayali kurabilmek için Yedikule Bostanları’nın ‘son umut’ olduğuydu.
Ancak ders, mahallede yaşadıklarını ve bostan yerine park istediklerini söyleyen bir grup tarafından yarıda kesildi. Toplantı daha sonra çevik kuvvet ekiplerinin müdahalesiyle dağıtıldı.
Bostanda yıkım 1 aydır sürüyor
Yedikule Bostanları’nda İBB ve Fatih Belediyesi’nin süs havuzlu park projesi için giriştiği yıkım yaklaşık 1 aydır devam ediyor. Bu süreçte sur içindeki neredeyse tüm bostanlar darmadağın edildi, bostanlardan geçinen onlarca aile işsiz kaldı. Tarih dersinin gerçekleştiği bostan da bu ailelerden birine ait. Kezban Eryılmaz, 10 yıldır ekip biçtiği bostanının gözleri önünde iş makineliriyle darmadağın edildiğini anlatıyor. ‘Boynuz boynuz’ fasulyeleri, ‘güzelim maydanoz’ları, rokası, lahanası hep molozla örtülmüş. Geriye yalnızca domatesleri kalmış. Ailenin belediyeye 15 bin lira ecrimisil borcu olduğunu anlatan Kezban Hanım, “Daha kızarmadılar, bari onları bıraksalar” diye yakınıyor.
I. Mahmut’un su sarnıcı bile var
Yedikule Bostanları Koruma Girişimi dün İstanbul 2 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne, bostanlardaki taş örgü kuyular, teraslama duvarları ve I. Mahmut döneminden kaldığı düşünülen su sarnıcı gibi yapılar için “Osmanlı tarım teknolojisini gösteren korunması gerekli yapılar” olduğu gerekçesiyle tescili için dilekçe verildi. UNESCO Dünya Miras Alanı sınırları içinde olmasına rağmen arkeolog denetiminde yapılmayan çalışmalar sırasında tarihi bir kuyu molozlarla kaplandı bile...